Kamuoyuna zorunlu bir açıklama

Geçtiğimiz hafta sonu itibarı ile Optisyenin Sesi web sitesinde ”Sektörü SGK ya şikayet edeni açıklıyoruz (çamur at izi kalsın) başlıklı yazı üzerine yazdığım bir yazı sektörün bazı kesimlerince üzülerek söylüyorum anlaşılamamış ve bazı yanlış anlamalara sebep olmuştur.

Söz konusu yazımda, kendisini optik sektöründe gözlük camı ve gözlük çerçevesi üreticilerinin ve kaliteli marka ithalatçılarının temsilcisi olarak ifade eden bir cemiyet temsilcisinin, rasyonel akılla izah edilemeyecek iddialarına, yine aynı ciddiyetle yapılmış yorumlar vardı.

Şimdi konuyu biraz derinlemesine inceleyelim. Bilindiği üzere perakende mağazaları 2011 stoklarını bundan kısa bir süre önce geçici karekodlarla sisteme uyumlu hale getirirlerken ve bizler çekincelerimizi dile getirirken malum çevreler hiçbir disipline edici önermede bulunmadılar.

Bu çerçevede yüzbinlerce çerçeve ve cam sisteme tanıtılırken susanların, bu gün piyasaya arz edilen ürünler üzerinden gözlükçü müesseselerini töhmet altına sokma gayretleri çok ciddiye alınacak bir tutum değildir.

Şöyleki, şu an piyasaya arz edilen karekodlu ürünler içinde benim bildiğim ve bana ulaşan bilgiler ışığında karekodu sistem tarafından kabul görmeyen ürün yoktur.

Öte yandan karekodsuz olarak, iddia edildiği gibi kaçak ürünleri Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura etmek isteyen çıkarsa ilgili ürün için bir gözlük yada cam satın almak gerekeceği için söz konusu uygulamada bu uygulamaya kalkan işletme için bir fayda yoktur ek bir maliyet getirir.

Hal böyle iken anılan yazıda lafedilen uygulama pratikte olacak gibi görünmemekte olup bir ihbar niteliğinde olmayıp bir teori olarak kalmaktadır. Ve sadece iddia sahibini bağlar, bu manada optisyenin sesi sitesinde haberin veriliş şekline bir itirazım vardır. söz konusu haber verilirken yazının bir yerinde geçen ihbar dilekçesi ifadesi bence yanlıştır.

Konuyu böyle ele almak yapılagelen yanlış bir uygulamadan kamuyu bilgilendirme anlamı çıkar ki durum böyle değildir. Konu asılsız bir ihbar olarak değerlendirilmelidir.

Ancak söz konusu yazının içinde bazı değerlendirilmesi ve ciddiye alınması gereken noktalarda yok değildir. Şöyleki imalatçılar ve ithalatçılar adına konuşan temsilcinin ifadesine göre imalatçılar ve ithalatçılar faaliyetleri konusunda iyice incelenmelidir.

Kısaca biz gözlükçülere kestikleri faturalar ve ekinde verdikleri karekod garanti belgesi gibi evrakların karşılıkları olan ithalat bilgileri ve imalat için gerekli hammaddelerin (alpaka, menteşe, çengel, köprü, aksesuarların) gerçekliği kontrol edilmeli ve olası bir şekilde yurda malum yollarla sokulabilen sonrada belli (merdivenaltı diye tabir edilen) atölyelerde LEGALİZE edilen ürünlerin olup olmadığı buna alet olan toptancı olup olmadığı araştırılmalıdır.

Benim kendi adıma böyle bir iddiam yok söz konusu iddia malum iddia sahibinindir. Ancak hiç kimse ay sonunu zor getiren gözlükçüleri sahtekar, yalancı, gayrımeşru işlerle uğraşır gibi göstermesin.

Elden satılan (ne demekse) ürünlerin kalan karekodlarının SGK ya kullanılması, yada arızalı (ilgili firmaya geri verilen) gözlüklerin takibi gibi konularsa çok gayrı ciddi kavramlar olup sadece yazının gönderildiği makamı etkileme gayretli bir yaklaşımdır ilgi makamlara bizimde söyleyeceklerimiz vardır.

Konunun daha fazla üzerinde durup kimsenin haketmediği reklamını yapmak istemediğimden yazımı burada kesiyorum. Samimi insanlar yan yana gelip sıkıntı ve hedeflerini konuşacak insanlardır. Bu noktada perakendeci arkadaşlarımız her zeminde yan yana gelmeye başlamışlardır, zannederim bu süreç beraberinde birilerinin sıkılmasına neden oluyor.
Değerli meslekdaşlarım sonsuz sevgilerimle hepinize hayırlı günler ve huzurlu çalışma ortamı dilerim.

Sevgiyle kalın.

Kamil Nuri GİZER