Suç duyurusunda bulunuyorum! Kamil Nuri Gizer

Sevgili dostlar bu yazıyı okuduğunuz internet sitesinde içinde bulunduğumuz yaz mevsimi itibarı ile optisyenlik müesseselerinde mesul müdürlük yetkisine sahip personelin yıllık izinleri ile ilgili olarak bir bilgilendirme yazısının yayınlandığı malumunuzdur.

Söz konusu yazı içinde mesul müdürlerin izinli oldukları yada herhangi bir nedenle görevleri başında olmadıkları hallerde optisyenlik müesseselerinde, numaralı reçeteye tabi ürünlerin satışının yapılamayacağı resmi yazılar referans gösterilerek ifade edilmiştir.

Esasen hiçbir yorum ve görüş olmasada kanunda işaret edilen uygulamada bu şekildedir. Bu durumu kanuni bir gerekçeye dayandırmak veya aksini savunmak ise sağlıkçı kimliği ile izah edilemez bir anlayışın ifadesidir. Dolayısı ile yasa koyucunun murad ettiği uygulamayı tartışmaya açmak, aksi uygulamalar için ara formüller icad etmeye çalışmak son derece abesle iştigaldir.

Ancak uygulama için işaret edilen doğruların hayata yansımalarının ne kadar takip ve kontrol edildiği tartışılır ve sorgulanır mahiyettedir. Şöyleki; her optisyenlik müessesesinin başında sorumlu bir mesul müdürün bulunması kanuni bir gerekliliksede, bu durum yetersiz denetimler yüzünden hayata geçirilememekte ve kendisine halkın göz sağlığının korunması emanet edilen meslek gitgide artan bir hızla ticarileşmektedir.

Bir konuda yeterli denetimi yapmayacak yada yapamayacaksanız konulan yasaklar sadece sivrisinekler için geçerli olur, kendini bu tülden yasakları delmeye muktedir görenlere birşey ifade etmez.

Bu noktada şartlar keskinleşmiş yasal düzenlemelerin sınırlarını zorlamak alışkanlık haline gelmişse, birilerinin de artık daha kararlı ve omurgalı olması şart olur.

Bu cümleden, kentlerin prestijli noktalarında ve yeni tüketim alışkanlıklarının şekillendirildiği AVM’lerde faaliyet gösteren optisyenlik müesseselerinin başta 5193 sayılı kanunumuzu ve devamında İş Kanununu hiçe sayan çalışma saatlerine bir düzenleme getirmek şart olmuştur. Elbette bu düzenleme tüm optisyenlik müesseselerini kapsar mahiyette olmalıdır. Her üç müesseseden ikisinin mesul müdür ile çalıştırıldığı bir ortamda kimse istediğim kadar çalışırım yada çalıştırırım diyemez, çünkü iş kanunumuz haftalık, aylık çalışma saatlerini net olarak belirlemiş olup üstüne üstlük yıllık fazla mesai saatlerinide çok net bir şekilde sınırlamıştır.

Hal böyle iken yaygın uygulamada haftanın yedi günü açık olan AVM’lerde günde 12 saat, haftada 84 saat ayda ise ortalama 360 saat mesul müdür çalıştığını kabul etmek mümkünmüdür. Kendisine böyle bir soru yöneltilen işletmeci evet mesul müdürüm işinin başında çalışıyor diyemez iş kanununa muhalefet suçu işler, hayır biz açık oluyoruz ama mesul müdür mesaisi bitince gidiyor diyemez 5193 sayılı yasaya muhalefete girer. Bu kadar basit bir konuda nasıl bir yol izlenir kimse bilmez, yada sormaz. Efendim bizim müessesemizde ikinci mesul müdür var biri olmadığında biri oluyor da diyemezsiniz çünkü kanuni düzenlemede ikili mesul müdürlük yoktur.

Sadece idareye bilgi verilmek kaydıyla müessesede adına personel çalışma belgesi düzenlenmiş bir ikinci gözlükçü yada optisyen olması halinde müessese faaliyetlerine devam edebilir denmektedir. Dolayısı ile; esasen optisyenlik müesseselerinin açılış ve kapanış saatlerini işaret eden bir düzenleme yapılması bununda yasal dayanağının iş kanunu olması şarttır.

Bu noktada şu soruları sormak gerekir;

1. En küçük detayların bile yer aldığı kanun ve yönetmeliklerde niçin çalışma saatleri işaret edilmez
2. Kabahatler kanununa bile atıfta bulunulan yönetmeliğimizde niçin iş kanunumuza atıfta bulunulmaz
3. Bu güne kadar kaç mesul müdür bağlı oldukları il sağlık müdürlüklerine yıllık yada mazaret izinleri için dilekçe vermiştir bu gibi müesseselerden kaçı bu zaman içinde izinli olan mesul müdürlerinin yerine bir başka mesul müdür yada personel çalışma belgeli optisyen yada gözlükçüyü işaret etmiştir. Yada bu gerekleri yerine getiremediği için faaliyetine ara vermiştir.
4. Sağlık Bakanlığımız adına, tatil günleri denetim yapan personelin olmayışından istifade eden bu gibi müesseselerden kaçına uygulama yapılmıştır. Hergün yüzlerce her ay binlerce kere ihlal yapılan bir durumla ilgili olarak bir yada iki uygulamanın bizi tatmin etmeyeceği gibi esasende uygulamada caydırıcı olmadığı aşikardır.
5. Özellikle tatil beldelerinde güney illerimiz ve kazalarında hemen hiçbir kural tanımadan tatil köyleri yada oteller içinde çok sayıda müessesenin çalıştığı bilinirken bu gibi noktalar için gerekli teftiş ve denetimler yeterince yapılabilmektemidir. Müessese açılacak yerlerin kolaylıkla denetlenebilir olması esas olmalıdır. Bir tatil köyüne gelen kontrol elemanlarının içeri izin alarak girebildiği şartlarda denetimler nasıl yapılabilir.

Özetle, mesul müdürlerin ve buradan yola çıkarak optisyenlik müesseselerinin kanunun esastan işaretle, biz gözlükçülere verdiği (emrettiği) halkın sağlığını koruma görevi mevcut şartlarda yerine getirilemez bir lüks olarak kalmaktadır.

Optisyenlik müesseselerinin ve mesul müdürlerinin çalışma şartlarının yasal düzenleme ile belirlenmesi hukuki bir zorunluluk olup suçu işlemek kadar suça eğilimi engellememekte suça iştiraktir kanaatimle, kendini bilen optisyenlik müesseselerinin ve sahiplerinin daha fazla bu haksız rekabet karşısında mağdur edilmemeleri talebimi dile getiriyorum.

Bu vesile meslektaşlarımın bu yazı altına yapacakları yorum ve katkıları merakla bekliyorum bakalım kim neden ve ne kadar rahatsız, söylediklerimin tamamına katılmayabilirsiniz ancak bu konuda bir fikriniz olmalı, özelliklede Mesul Müdürlük yapan arkadaşlar acaba siz ne düşünüyorsunuz, insanca çalışma şartlarımı, yoksa ben giderim altıda, aklım kalmaz dükkanda mı diyorsunuz, hadi bakalım hayırlısı kalın sağlıcakla…
Saygılarımla,

Kamil Nuri GİZER