BIST 100
11.372,33 0,52%
DOLAR
40,9653 0,07%
EURO
48,0406 0,97%
GRAM ALTIN
4.443,92 1,11%
FAİZ
39,77 -0,43%
GÜMÜŞ GRAM
51,30 2,14%
BITCOIN
115.629,00 -1,21%
GBP/TRY
55,4385 0,80%
EUR/USD
1,1718 0,96%
BRENT
67,73 0,09%
ÇEYREK ALTIN
7.265,81 1,11%
İstanbul Parçalı Bulutlu
İstanbul hava durumu
27 °

SAĞLIĞIN TASARRUFU OLMAZ

taylanic-180x300

vebal

 

Bu vebalinin altından kimse kalkamaz.

08 2002'den bu yana devletin sağlık harcamalarının 4 kat artarak 46 milyara ulaştı(katrilyon). Gelecek 10 yıl içerisinde sağlık harcamalarımızın miktarı iki misline katlanacağı 100 katrilyonu aşacağı tahmin ediliyor.

Resmi açıklamalara göre SGK yılda 6.500.000 gözlük almaktadır. Yeşil kartlıların SGK na dahil olması ile birlikte, bu rakam 10 milyona ulaşmıştır. Ortalama 50 TL den 4500 Gözlükçüye toplam ödediği gözlük yardımı bedeli 350 trilyondur. Tüm sağlık harcamaları içerisinde gözlükçülere ödenen bedel binde yedidir.

Tüm gözlükçülere ödenen bir yıllık bedel (4) günlük ilaç ya da tedavi yardımı kadardır. Sadece ilaç harcamaları 16 katrilyondur.

DSÖ verilerine göre körlük oranı ülkemizde, AB ülkelerinden yüksek ve binde dört’ün üzerindedir. Göz ağrısız kör olur. Koruyucu sağlık hizmetleri sunulmazsa bu faciaya dönüşür. O zaman devlet sağladığı tasarrufundan, misli ile fazlasını harcama durumunda kalır.

Konuya ticari değil mesleki yaklaşarak analiz etmek gerekir. .Gözlük yardımı bir anlamda koruyucu sağlık hizmeti işlevi görmektedir. Körlüğe neden olan hastalıkların erken teşhisine imkan sağlamaktadır.

Batı ülkelerinde gözlük kullanma oranı %55–60 lar civarındadır. Maalesef Ülkemizde gözlük kullanma oranı %15 leri aşamamaktadır.

Tam tersine gözlük kullanmayı teşvik ederek Toplumun eğitim kültür seviyesini yükseltebiliriz. Trafik kazalarında can mal ve iş gücü kaybında ülke ekonomisine çok ciddi rakamlarda kazançlar sağladığımız gibi sunulan koruyucu sağlık hizmetleri sayesinde, hastalıklar hızlı ve zamanında hekime yönlendirileceği için tedavi hizmetlerinde de büyük tasarruflar sağlanacaktır.

Hastalığı tedavi etmeyi beklemekten çok, hastalığın ortaya çıkmasını önleme(Koruyucu göz ve görme sağlığı hizmetleri) çalışmaları yapmak gereklidir.

Koruyucu sağlık uygulamaları gündeme alınmadan, sadece tedavi ağırlıklı geçiştirici sağlık önlemleriyle gelinecek noktada; sağlık giderlerinin ve sosyal güvenliğin pahalı olduğu her zaman söylenecektir.

Hiçbir sorun onu meydana getiren nedenler ortadan kaldırılmadan çözümlenemez, ancak şekil değiştirir.

Mesleğimiz, sistemli, planlı, sürekli olarak perakende ve tedarikte tekel oluşturmak isteyen sermayenin karını artırmaya yönelik, sağlık hizmetinden çok rekabetçi biçimde dönüşüme uğratılmaya çalışılmaktadır.

Hiç kimse bu çalışmalarını AB müktesebatıdır teraneleri ile bizlere sunmasın çünkü Sağlık özel ve stratejik bir alandır. Her ülke imkan ve ihtiyaçlarına göre istediği düzenleme yapabilir. AB Adalet Divanı sağlık alanında AB mevzuatının ulusal yasaların önüne geçemeyeceğini kararına yazmış bulunuyor.

75 milyon genel sağlık sigortalısı gelecek yıl birçok tedavi için cebinden ödeme yapmak durumunda kalabilecek. 2014 yılı programında konuyla ilgili düzenleme yapılacağı net bir şekilde yer alırken, ilk etapta göz, ağız-diş ve bazı ilaçlar sigorta kapsamından çıkartılması planlanıyor.

Tasarruf gerekçesi ile bu yardımın azaltılması ya da kaldırılması yönündeki izlenecek politikalar bu mesleğe, göz ve görme özetle halk sağlığına yapılacak en büyük kötülüktür.ilk etapta binden fazla müessese kapanacaktır. Bunun vebalinin altından kimse kalkamaz.

Devletimizin anayasal görevidir. İsteğimiz, halkımız için kolay hızlı, ucuz bir şekilde ulaşabileceği bir sağlık hizmetidir.

tk 10

 

Taylan Küçüker/ Eczacı Gözlükçü

GÖZLÜKÇÜLER VE OPTİSYENLER KONFEDERASYONU YÖNETİM KURULU ÜYESİ

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Kamil Nuri gizer 10.11.2013 13:41

Sevgili Metin Kardeşim
Sizi şahsen tanımıyorum, ama meseleleri sağlıklı bir şekilde izah eden yaklaşımlarınız inşallah geniş bir kesimde hakim düşünce olurda, problemin sadece gözlükçülerin problemi olmadığı geniş halk kitlelerinin meselesi olduğu anlaşılır. Katkınız için teşekkür ederim.

Yanıtla
Metin 10.11.2013 09:25

Bu konuda birbirimize haksızlık etmeyelim.
Devletimiz,malesef yaptığı düzenlemelerle sosyal devlet ilkesinden uZaklaşmakta.
Gözlük ve diş ödemeleri bu işin başlangıcıdır.ileride daha önemli sağlık harcamalarından kurtulmak için bir yol açılmaktadır.
Bazı genç arkadaşların feyste ( devlet 37lira da ödemeyiversin.üç kuruş için e emekliler kendilerini dükkanı satın alıyor gibi zannediyorlar ) yazdıklarını okuyorum.yarın bu ödeme kesilirse sgk lılara 37 liranın altında fiyat verme konusunda zincir mAğazalarla başbaşa kAlacaksınız.
Dar gelirlinin elinden tüm hakları yavaş yavaş alınıyor.bazılarımızda olayın ciddiyetinden uzak alkış tutuyor.bir bAşka dernek kına yakıyor. Olan diş ve gözlük mesleğini layıkıyla yapmaya çalışanlarla türk halkına oluyor.ve de yazık oluyor.

Yanıtla
Kamil Nuri gizer 09.11.2013 18:50

Sevgili Levent
Dahada kolay ulaşmak için ilgili link adresini gönderiyorum.

//www.gok.org.tr/index.asp?federasyonAdi=&dernekAdi=&haberID=288

Yanıtla
Kamil Nuri gizer 09.11.2013 18:39

“Sizler bu mesleğe bizlerin bilir kişileri,abileri,duayenleri olarak soyunduğunuzda bizler sizlere güvendik, herşeyimizi sizlere emanet ettik.
Maalesef koltuk kavgalarınız,bu işleri buralara kadar getirdi.Bir zamk,bir yapışkan olup meslekdaşları, meslek adamlarını maalesef yapıştıramadınız. Çok kuvvetli japon yapıştırıcıları bile fayda etmedi.”

Sevgili Levent
Yukarıdaki talihsiz ifadene açıklık getirmek zorundayım. Bahsettiğin emaneti, abi yada duayen sıfatı ile değil ama, bu mesleğin haysiyeti ve geleceği adına, bir nefer gibi taşımış ve günü geldiğinde bayrağı emin ellere teslim etmiş bir kardeşin olarak söylüyorum ki, konfederasyon güçleri ve yönetici kadroları hakkında en son söylenecek söz “Koltuk Kavgası” yakıştırmasıdır. Geçmişte ve bütün yönetiminde bulunan dostlarımızda, Konfederasyonun yapılmış bütün genel kurullarına da katılanlar da bilirlerki bu cenahda yapılan seçimler tarihimizde görülmemiş demokrasi dersleri ile doludur. Bu görevlerde bulunan bütün değerli Başkanlar, hayatın başka alanlarında görüldüğü gibi kişisel ihtiraslarına mesleklerini kurban etmemiş insanlardır. Hiçbir konuda kişisel menfaatları olmayan ve olmamış tamamen meslek sevdası ile işlerini güçlerini idealistçe bırakabilen bu insanları değerlendirirken edep sınırları içinde eleştirilere ihtiyaç olduğu açıktır. Ancak konfederasyon politikalarını ve adına mücadele ettikleri düşüncelerini anlamak için galiba biraz araştırmak kafa yormak gerekiyor bu konuda samimiyetine inanan bir dostun olarak, bu günleri anlayabilmen için bir yazıyı okumanı salık veririm. 27.08.2013 tarihinde konfederasyon sitesinde açıkça yayınladığımız yazımız bu günleri anlamak arzusunda olan arkadaşlarımıza bir ders niteliğindedir. Kolay bulman için başlığını da yazıyorum.
“Türkiye’de SGK Ödemelerinin kalkmasını istiyoruz”
Başlığa bakıpta hemen kızma konuya meraklı tüm meslektaşlar lütfen yazıyı sonuna kadar okusun.
En kalbi duygularımla ve sevgiyle kucaklarım.

Yanıtla
levent 09.11.2013 13:58

Sizler bu mesleğe bizlerin bilir kişileri,abileri,duayenleri olarak soyunduğunuzda bizler sizlere güvendik, herşeyimizi sizlere emanet ettik.
Maalesef koltuk kavgalarınız,bu işleri buralara kadar getirdi.Bir zamk,bir yapışkan olup meslekdaşları, meslek adamlarını maalesef yapıştıramadınız. Çok kuvvetli japon yapıştırıcıları bile fayda etmedi.
Şimdi her zamanki gibi çatlak sesler çıkacak,çok konuşacağına elini taşın altına koy,sende görev alsana diyenler hatta yazanlar olacak.Taşların altından hiç çekilmeyen elim çürüdü,kangren oldu,bilenler bilir,bilmeyen çatlar durur.Oturdukları yerde,yazdıkları sahte isimli yazılar ve yorumlarla ortalığı karıştırmaktan başka bir işe yaramadılar.Yazana,çizenede tehdidler savurdular, arkasında durmadılar,komplolar kurdular.
Kendilerini meslek sevdalısı gibi tanıttılar,maalesef işler buralara kadar geldi.Kimileri ellerine aldıkları optisyen diplomalarıyla kendileri bir şey zannettiler, kendilerini soyutladılar. Akıllarınca dernekleri reddettiler,kafa tuttular,ayaklandılar.
Hatta dahada öteye gidip dedelerinin kocamış kurt masallarını kendi köşelerinde öğüt gibi anlatıp duayenlerle,dedelerle,teçrübelilerle küçük akıllarınca alay ettiler.Başarı naraları attılar kadıköylerde ötekilik yapıp ayrı toplantılar yaptılar, optisyen olmayan gelmesin haaa! diye söylemler yaptılar.Onlarda yapıştırmadılar,kopardılar.Saygıyı gösteremeyip,sevgiyide alamadılar.Grupların kölesi olmak yolunda adımlar attılar.Hainlerin maşası oldular.Ve gün geldi devran döndü zurnanın zırt dediği noktaya gelindi.İş işten geçti,her şey oldu bitti.Bugünlerin geleceği besbelliydi. ‘Öksüz çocuğu herkes döver’misali sahipsiz mesleğimize gelen vurdu,giden vurdu.
Son olarakta kurumlar vurdu.Bundan sonramı ne olur?Hiç bir şey olmaz.Olan olmuş zaten daha ne olsun. Tüm meslektaşlarıma hayırlı işler,bol bereket.

Yanıtla
    İsmail UYAR 09.11.2013 20:27

    Sevgili Levent Bey :
    Son cümlenize canı gönülden katılıyorum. Zürafa sokaktaki hayat kadınları bile yaptıkları meslekten taviz vermezken bizim meslektekiler o kadar çok şeyin tavizini verdiler ki. Bunun sebebi Mesul Müdürlüğü bu sektörün başına bela eden ve mesleğe dışardan insanların katılmasını sağlayan pek yüksek karekterli meslek adamlarıdır !

    *** Kadıköy’de başından beri optisyenler toplantısı düzenleyerek ” Sadece optisyenler katılabilir ” ibaresini bizzat yazan kişi olarak amacım fitne fesat çıkarmak değil dışardan katılan ayakçı takımını ve tutamadıkları çeneleri yüzünden olası bir tartışma ve kavgayı engellemektir.

    *** Kocaman kurt masallarını köşesine bizzat taşıyan küçük akıllı birisi olarak yaptığım şey o kurtların 40 yıldır kazandıkları itibar ve saygılarını bir tedarikçinin internet sitesinde alçaltmalarına gönlümün razı gelmediğidir. ” Koltuk kavgası ” meselelerini az buçuk bilen insanlar o kurtları o sitede görünce çok komik şeyler ortaya çıkmış ve bir takım söylentileri duyarak o yazıyı yazmıştım.

    Değerli Levent Bey :
    Elimde ki optisyenlik diploması ile kendini soğutlamış biri olarak şunu belirtmek isterim ki görmediğim duymadığım hiç bir şeyi kaleme almadım söylemedim.

    Bu konuları ayrıntılı olarak paylaşacağım bir yazıyı kısa bir zaman sonra yayınlayacağım ve okuyacağınızdan eminim. Beni takip etmenize sevindim.

    Hayırlı işler bol bereket dilerim.

    Yanıtla
Optisyenin Sesi Reklam