Mesleki kıskançlık

Seninle beraber mesleğe başlamış bir kankan vardı. Geçen sene 2. dükkanını açtı diyordun. Onu kıskanıyor musun?

–Kıskanç mısın?

–Nasıl?

–Kıskanç mısın dedim.

–Allah Allah! Nereden çıktı bu şimdi?

–Hiiç! Öylesine soruverdim işte. Söylesene kıskanç mısın sen?

–Yoo. Değilim.

–Hiç mi kıskanmazsın?

–Neyi kıskanmam? Seni mi?

–Kendimden söz etmiyorum. Ama seni de tanımam lazım.

–Haa! Bunca zaman tanımadın demek? İyi ya zamanla tanırsın artık.

–Ya bırak şimdi kafa sallamayı falan. Bana kıskanç olup olmadığını söyle. Ama bak samimi ol.

–La havle…

–Şimdi biri gelse bana kur yapsa falan. Nasıl karşılarsın?

–Sandalyeyi kafasına geçiririm. Ama sen üzerine alınma tamam mı? Bu kıskançlıktan sayılmaz da ondan. Kıskançlık daha farklı bir şey..

–Nasıl bir şey? Tarif etsene. Bakıyorum da iyi biliyorsun kıskançlığı…

–Haydaaa! Sen ne yapmak istiyorsun kızım ya? Nereden çıktı bu kıskançlık mevzuu falan. Şurada oturmuş güzel güzel çayımızı içerken. Başka konu mu kalmadı ya?

–Tamam. Tamam! Fazla uzatmayacağım. Senle her bir şeyi konuştuk doğru. Sabahlara kadar çetleşip durduk. Ama bu sabah burçları okurken birden fark ettim ki, Akrep burcu erkeği kıskanç olurmuş. Şimdi ne kadar kıskançsın onu öğrenmek istiyorum. Hayatı bana zindan eder misin? Bizim üstümüzde oturan bir doktor vardı. Karısını eve kilitler giderdi resmen. O derece yani.. Şimdi Lütfen sözümü kesme de cevap ver. Kıskanç mısın?

–Hayır.

–Bu kadar net yani?

–Evet. Ben kıskanç biri sayılmam.

–Sayılmam?

–Sayılmam!

–Değilim diyemedin. Yani kıskancım da o kadar değil demek istedin?

— Evet.. Yani.. Hayır! Kimseyi kıskanmadım. Geçmişimde kıskançlıkla çıkarılmış bir kavgam yok. Tüm akraba, dost ve yakınlarıma sorabilirsin.

–Hımm. Peki başka türlü kıskançlığın var mı? Ne bilim? Mesela… Arkadaşlarını? Yaşıtlarını? Kendinden yakışıklıları Falan?

–Cevap veriyorum. Hayır. Kıskanmam. Başka?

–Başka????  Kıskançlık daha çok mesleki de olurmuş. Hah! Mesela mesleki kıskançlığın var mı?

–Hayır yok.

–Akrep burcusun ve kıskançlığın yok. Öyle mi? İnanmıyorum. Bak şimdi. Sorumu biraz açayım. Optisyensin. Güzel bir dükkanın var. Haliyle rakiplerinde var.

–Evet.

–onları kıskanıyor musun?

–Daha neler?

–Seninle beraber mesleğe başlamış bir kankan vardı. Geçen sene 2. dükkanını açtı diyordun. Onu kıskanıyor musun?

–??????

–N’oldu? Cevap versene. Çok mu dokunduk?

–Bu işin tadı kaçtı galiba. Kalksak iyi olacak.

–Hayır! Hayır! Bu soruyu cevaplamadan olmaz. Cevapla, söz kalkacağız. Bazı zamanlar senle buluştuğumuzda gözlükçü vitrinlerine bakardın ya.. O anda aklından neler geçerdi? Onlarda ki gözlükleri falan da kıskandığın olur muydu hiç?

–Pekala. Söylediğim gibi. Kıskanç değilim. Yani elbette diğer gözlükçü vitrinlerine bakmışlığım olmuştur. Bu kim ne satıyordundan çok, biraz meraktan, biraz alışkanlıktan, biraz benim görmediğim ne modeller var piyasa da diyedir. Başkasının işini, müşterisini, cirosunu kıskanmam. Onların neden daha iyi işleri var diye dertlenmem.

Ben niye iyi değilim diye düşünürüm ancak. Hatayı kendimde arar, eksikliğim var ise onu bulmaya çalışırım. Mesleki kıskançlığım elbette vardır. Bu da insani bir duygudur.Ve bence dozu da ayarlanabilirse uyarıcıdır. İnsanı motive eder. Benim kıskançlığım da başka dükkanlar yansın, yıkılsın da ben iş yapayım türünde bir kıskançlık değil. Zaten bu da kıskançlıktan öte kötülüktür. Böyle işte..

–İyi kalkalım.

–Haa! Dur bir soruda ben sorayım.Sen kıskanç mısın?

–Ben?

–Sen!

–Ben..Ben kıskanç mıyım öyle mi? Şu kadarını belirteyim ki beyefendi, birine baktığını değil; birinin haberin yokken bile ilgisini çektiğini fark edersem dünyayı sana zindan ederim.

Hadi şimdi kalkalım.

 Metin Turanlı