
- İstanbul'da yeni bir dernek daha kuruldu.
-Eee... dedim.
- TOOMD'den ayrılan arkadaşlar bir dernek kurmuşlar. "Derneğimize üye ol." dediler. Ben kabul etmedim.
- Neden etmedin patron.
- Derneğin kuruluş aşamasında da derneğin yeni yönetiminin oluşturulmasında da bana haber verilmedi.
- Nasıl versinler? O dönemde sen Kuzey Kutbu'nda düzenlenen gözlük fuarında değil miydin?
Dediğimde kahkayı basmıştı.
Şaka bir yana ortada bir gerçek vardı ki, o dönemde her iki dernek tarafından da kızağa çekilmiştik.
Telefonum çaldı. Karşımda eski patron. " Derneğimizin genel kurulu var. Beni aday gösterdiler. Kabul ettim." dedi. Hemen karşı çıkıp "Hiç şansın yok. Keşke kabul etmeseydin. Hata yaptın, kazanamayacaksın." dedim. O yüzden oy vermeye bile gitmedim.
Kısa bir süre sonra eski patron yine aradı." Abdullah Aydın kaybetti." dedi."Allah, Allah! Bu nasıl iş? Hayırlı uğurlu olsun." dedim. Dedim ama bu işte bir tuhaflık var. Hiç sevinemedim. Nasıl oldu da yıllardır Sayın Aydın'ı başta tutan oylar bu sefer Tuğrul Uğurlu'yu başa getiriyordu? Şimdi çık işin içinden. Bunu çözmeden içim rahat etmezdi. Böylece Optisyenin Sesi Dergisinde ve sitesinde kendimce bir şeyler karalamaya başladım. "BU İŞTE BİR İŞ VAR?" sorusu sürekli beynimi kurcalamaya devam ediyordu. İpin ucunu bir yakalasam arkası gelecekti.Çok sürmedi iki aylık bir süre içinde resmin büyük bir kısmını tamamlamıştım bile. KOMPLO TEORİSİ yazısı böyle ortaya çıktı. Komplo Teorisinde tek eksik yan yeni seçilen TOOMD Yönetim Kurulunun bu günkü durumuydu. Daha sonraki süreçte de geri kalan bölümü tamamlandı. Böylece resmin bütünü ortaya çıkmış oldu.
Geçen haftaki yazımda Sn Başkan Tuğrul Uğurlu'nun birileri tarafından tehdit edildiği gerçeğini açıklamıştım. Yalanlayan oldu mu? Hayır olmadı. Perde arkasından başkanımıza yapılan tehditle istenen neydi? İstenen TUĞRUL BEYİN İSTİFASI İDİ. Ne denmişti? Seni çalıştırmayız. Yapmak istediklerini yaptırmayız. Bugüne kadar yapmak isteyip de yapabildiğiniz bir projeniz oldu mu? deyip inceden de dalgalarını geçmişlerdi. Tuğrul Başkan'ın bıktırılarak, yıldırılarak, arkasından her türlü dedikoduyla yıpratılarak, üzerinde büyük bir baskı uygulayarak istifaya zorlanması acaba hangi ihtiyaçtan doğmaktaydı? Kısacası mutfaktakilerin de kırmızı bir çizgisi vardı. Sen istersen yönetim kurulunda karar alıp " optometriye karşıyım de" onlar için hiç önemli değildir. Geçici olarak susarlar. Hatta desteklerler bile. Biz de optometriye karşıyız derler. Ama bu konuda samimiyetin ölçüsü, ECOO'dan çıkma konusunda kesin tavrın ortaya konulmasıdır.
Kısaca biz ECOO'ya karşıyız deyip ona uygun tavrın herkese gösterilmesidir. Terazimiz budur. Birlik görünümü altında " Her dediğine evet." diyebilirler. Ama dokundun mu kırmızı çizgilerine sanki nasırlarına basmışsın gibi feryat ederler. "Susun!" derler. "İşimize gücümüze bakalım. Sanal ortam içinde bizi tartışmaya çekemezsiniz." Kendileri ortaya çıkmazlar. Yetiştirdikleri gençleri önümüze atarlar.
Bizim bu gençlerle işimiz olmaz. TOOMD'nin yönetim kurulunda da Başkanımızın elini kolunu bağlayanlar yine bu yetiştirdikleri gençlerdir. Ve bu oyun ne acıdır ki 24 Haziran seçimleri öncesinde planlanmıştı. Seçim döneminde açık açık "Ben optometriye karşıyım." diyen Tuğrul Uğurlu'ya kimseden tek bir eleştiri gelmemişti. Çünkü birilerinin Tuğrul Uğurlu ismine verilecek oylara ihtiyacı vardı. KÖPRÜDEN GEÇİNCEYE KADAR bunlardan tek bir eleştiri gelmediği gibi Sayın Uğurlu'nun her dediğine de EVET denmişti. Söyleyelim artık kendi kırmızı çizgilerini saklayarak insanlarımızı kandırdıklarını zannedenlerin kırmızı çizgilerini. Bu kırmızı çizgi ECOO ÜYELİĞİDİR. ŞİMDİYE KADAR ECOO ÜYELİĞİNDEN ÇIKILAMAMASININ TEK NEDENİ DE BUDUR. YÖNETİM KURULUNDAKİ ECOO CULARIN KARŞI ÇIKIŞIDIR. UNUTTUNUZ MU? SAYIN BAŞKAN UĞURLU OPTOMETRİYE KARŞIYIZ İMZASINI ALABİLMEK İÇİN YÖNETİM KURULUNUN TÜMÜNÜ FALAKADAN GEÇİRMEMİŞ MİYDİ?(!) BAŞKANIN ECOO ÜYELİĞİNDEN AYRILACAĞINI İMA ETMESİ BİLE ONLARIN BU DENLİ ÇILDIRMALARINA SEBEP OLMAKTADIR. ABA ALTINDAN SOPA GÖSTEREREK "AKLINDAN BİLE GEÇİRME!" DEMEKTEDİRLER.
Şimdi herkes bunların kim olduklarını az çok tahmin ediyor değil mi? "Kim bunlar?" dediğimiz de maalesef karşımıza KONFEDERASYON YÖNETİM KURULU ÇIKMAKTADIR. Yirmi dört haziran seçimlerinden beri hep elleri TOOMD yönetim kurulunun içindeydi. Bugün de öyle. Konfederasyon yönetimi ile TOOMD yönetimi arasındaki koordinasyonu sağlayan bir kişiye ihtiyaç vardı. Yani ikinci bir başkana. O da bulundu. Bence bunu da rahatlıkla tahmin edebilirsiniz. Bu başkanın adı SAYIN TURGUT ÇAKAR'dır. Karşımızda iki başlı bir yönetim vardır. Karşımızda iki başkan vardır. Birincisi seçimle gelen Sayın Tuğrul Uğurlu'dur, ikincisi de takiye ile yönetimi ele geçiren Sayın Turgut Çakar'dır.
Ne üzücü bir durumdur ki TOOMD yönetiminin çoğunluğu Sn Çakar'ın yanındadır. Aslın da bu anlamda BİRLİK TOOMD ile Konfederasyon arasında çoktaan kurulmuştu. Peki, beraberce düşünelim. Tuğrul Başkan üzerinde oynanan bu büyük oyun (Siz TOOMD üyeleri olarak anlayın) nasıl bozulur? Bu çok kolay ama takdir edersiniz ki biraz da bunun keyfini yaşamak gerekir. Kıbleni şaşırırsan üç maymunu oynarsın, demiştim.
Ama kimse benden hele bu saatten sonra hindistan cevizi veya muz istemesin. Şimdi siz içinizden '' Yahu şu adam, yönetimdeki Sn Çakar'ın adamlarını bir açıklasa da bu işkence bir bitse.'' diye düşünüyorsunuz. Ama yağma yok. Öyle armut piş, ağzıma düş yok. Ama bir ip ucu verebilirim. Istanbul'dan Samsun seferine katılacak TOOMD yönetim kurulu üyeleri kimler olacak? KİM BUNLAR? "Hadi bakalım kolay gelsin. Bir acaip zor yarış." Daha bitmedi. Bu ECOO cu takımın arkasında kimler var? Bu sorunun da cevabı çok kolay. ULUSLARARASI BÜYÜK SERMAYE.
Peki Başkan Tuğrul Uğurlu'nun arkasında kim var? Bakın bu çok kolay bir soru. Hemen söyleyelim. TOOMD üyeleri var. İşte o nedenle işimiz çok kolay.
Varsayalım ki birilerinin çabalarıyla ülkemize optometri geldi. Sizce daha önceden ortaya konulmuş BİR
ÖDÜL VAR MIDIR? VAR İSE ACABA BU ÖDÜL KİM VEYA KİMLER ARASINDA PAYLAŞTIRILACAKTIR?.
Göray bey yazınızdan anladığım, “başkan’ın dediği olmayan bir yönetim kurulu var”. Siz de bundan şikayetçisiniz. Sayfalarca yazı yazmanıza gerek yok ki! DEMOKRASİ yi de OPTOMETRİ gibi istemiyorum deyin, olsun bitsin. O da kardeşinize mi zarar veriyor?