Gözlüklü Oğlan

--Bilmiyoruz bacı.

--Sen? Sen, Kervancıbaşı? Yemenden,Bağdat’tan gelirsin. Ayağının turabı olayım. Sen,bizim Gözlüklü Oğlan’ ı gördün mü? Gördün de, benden haber verdin mi? ‘’Sevdiceğin 2 gözü,2 çeşme. Her gelenden seni sorar, haberin bekler’’ dedin mi?

--Git işine kadın.Zaten geç kaldık.Yolumuzdan koma bizi.

Hadi kervan, hadi! Yola devam.Hadi beyim sen de. Görürüm,deli kadın’ a bakarsın. Da, yapılacak bir şey yok. Kara sevda onunkisi. Allah,kimselere böyle dert vermesin.

Akşam’ a konak yerinde,ateş başında tüm yolculara bu hikayeyi anlatayım diyordum ya,sen de pek bi meraklı çıktın.Anlatayım o zaman.

Bu civarda’’ Gözlüklü Oğlan’’ derler, bir nam delikanlı varmış. Akıllı, korkmaz, mert bir çoban. Diyeceksin  ‘’gözlük ne? ‘’.Valla, ben de bilmem.Hiç te görmedim. Ama göz ile ilgili bir şey herhal.

Allah,kimseye vermesin.4 tane gözü mü varmış ne? Hilkat garibesi anlayacağın. Bu deli kadın da, ona tutulmuş. Gönül işte! Belli mi olur bu işler? Yoksa bu kadının güzelliği diller destanmış. Ne ağalar,ne beyler istemiş te, o ille de,’’gözlüklü oğlan ‘’ demiş.Bir de bey kızı.

Efendime söyliyim, Gözlüklü oğlan da buna sevdalı. İstetmiş babasından. Babası, ‘’değil,4 gözü;14 gözü de olsa vermem kızımı o çoban’a ‘’demiş.

‘’Kızım,kör mü?,topal mı ki? Bir ucubeye varsın? Ne cesaretle kızımı benden ister? '' diye de celallenmiş. Bu sevdaya şahit olan ağalar-beyler de araya girmiş,nafile.''Nuh demiş,peygamber dememiş.''

Hatta,derler ki,Mısır padişahı,Acem şehinşahı, Bağdat sultanları bilem araya girmiş. Sonunda nasıl olmuşsa bir şartla  kabul demiş.

''Kaf dağının ardında ki alıcı kuştan bir Rebe 3125 getir kızımı vereyim. Ben rebe' yi de bilmem.Koca bey! Vardır bir bildiği. Gözlüklü oğlan , düşmüş yollara. Seneler sonra yorgun-argın dönmüş.Elinde gözlük diye bir şey.Varmış beyin konağına. Bey, '' Ben bunu istemedim. Bu Çin ülkesinden. Buna çakma derler ''deyip,Gözlüklü oğlan'ın getirdiği rebe'yi yere fırlatmış.

Gözlüklü Oğlan da, içerlemiş tabii.. Zaten insan içine pek çıkmayan adam, kendini dağlara-taşlara vurmuş. Arada düğünlerde,konaklarda türkü neyim söylediği olurmuş ya,uzun bir senedir hepten ortadan kaybolmuş. Karacaoğlan gibi, Köroğlu gibi oldu derler. Anlayacağın sırlara karışmış.

1-2  gavur tüccar, ‘’İtalya’’ diye bir yerde olduğunu söylediler ya; artık,doğru mu-yalan mı ? bilmem .Tanıyanlar , ‘’O ,ilerki zamanın dilini konuşuyor.’’ Derler. Tekin bulmadıkları için de,korkarlardı ondan.

Bak! Bir türküsü geldi aklıma.Şöyle bir şeydi galiba:

Gözlüklüyüm bu asırda,

Ray-ban’a ,vay’ lar bana!

Vermedi ağa kızını,

Ray-ban’a , vay ‘lar bana!

Gezerim dağda,bayırda

Çav bella, çav bella.