Göç zordur. Her şekilde zordur yavrum. Hani kendi isteğinle bir yere gidersin; her zorluğuna katlanırsın. O haliyle bile zordur ya! Ama kendi tercihindir. Birilerinden kaçıyorsundur, kendinden kaçıyorsundur falan. Neden kaçarsan kaç. Her haliyle zordur. Bir de benim gibi birini düşün. Yaş gelmiş 70’e. Bu yaştan sonra nere giderim ki? ‘’Seni gitmeye zorlayan mı var? […]
01 Aralık 2013 - 23:37 'de eklendi.
Göç zordur. Her şekilde zordur yavrum. Hani kendi isteğinle bir yere gidersin; her zorluğuna katlanırsın.
O haliyle bile zordur ya! Ama kendi tercihindir. Birilerinden kaçıyorsundur, kendinden kaçıyorsundur falan. Neden kaçarsan kaç. Her haliyle zordur.
Bir de benim gibi birini düşün. Yaş gelmiş 70’e. Bu yaştan sonra nere giderim ki? ‘’Seni gitmeye zorlayan mı var? ‘’ diyeceksin. Açık açık söyleyen yok tabii. Ama ne yapacaksın? O komşular kalmadıktan, geçmişi hatırlatan hey şey yok olduktan sonra nasıl kalırım ki buralarda?
Müteahhit, tüm apartmanla anlaşmış. Bir oyun bozanlık yapan benmişim. Yoo! Şaşırma. Aynen böyle diyor. Daha rahat, daha konforlu bir evde yaşayacakmışım. Metrekaresi biraz küçük olacakmış ama, daha lüks, daha yaşanabilir bir ev olacakmış. Benim lüks bir ev istediğimi nerden çıkarmışlarsa? Elbette… Ben de biliyorum evim daha değerli olacak. Bu evi satarsam Kurtköy de 2 daire alabilirim. Ama benim derdim parayla değil ki güzel evladım. Benim derdim insanla. Daha doğrusu insansızlıkla. Kapımı açan kimse olmadıktan sonra istersem sarayda oturayım, ne faydası var? İyi, kötü yaşayıp gidiyordum işte.
Bir de tabii, hatıralar var. Yaşanmışlıklar var. Onları nasıl verecekler bana? Bak, sen bilmezsin. Bu dere ıslah edilmeden önce, her yağmurda evimizi su basardı. Rahmetli Ekrem’ le günlerce evi temizlerdik. Bir su gelirdi ki; boyumuza kadar. Bodrum katta oturmanın böyle kötülükleri de vardı. Kaç kere uyandığımızda, ayaklarımızın suya gömüldüğünü gördük. Eziyetli günlerdi tabii. Sağolsun belediye, dereyi ıslah etti de kurtulduk bundan.
İnsan eziyeti, sefaleti özler mi oğlum? Özlüyorum işte. Neden? Çünkü, sağdık. Selametteydik. Gücümüz, kuvvetimiz yerindeydi. Bir aradaydık.
Kız evlendi gitti. Oğlan, yurt dışında. Geçen haftaya kadar, torun’ a bakıyordum. Şimdi, o da gitti, babasının yanına. Ben, nereye gideyim? Oğlan da, kız da çağırıyorlar. ‘’ Ver evi. gel ‘’ diyorlar, Ya nasıl gideyim? İnsanın kendi evi, bir başka oluyor. Yük olamam onlara ben.
Ama biliyorum ki kalamayacağım burada da. Yapacaklar büyük bir site. Yüzme havuzlu, büyük otoparklı bir şey. Adı da Tovers, povers mıymış ne? İsminde bile meymenet yok.
Bak şimdi, biz İstanbul’ a ilk geldiğimiz de… Aaa, kafanı şişirmiyorum di mi? Daha çok sürecekse gözlüğüm sonra da gelebilirim. Sen öyle güzel güzel dinleyince ben de kendimi kaptırdım gittim. Artık kimse kimseyi dinlemiyor oğlum. Hele senin yaşındakiler.
Haa! Ne diyordum? Biz İstanbul’a ilk geldiğimiz de Hürriyet apartmanın da oturduk. Kayınvaldemler de Emek apartmanındaydılar. Ekrem’ le evlenince de Adalet apartmanına geçtik. Sonra bu Huzur apartmanında ki 2 göz odayı aldık. Eee zorlandık tabii.. O at arabasıyla bir şeyler satar; ben de evde kesekağıdı, kalem gibi şeyler yapardım. Çok şükür, ele-güne muhtaç etmeden çocukları büyüttük.
Şimdi böyle isimler de kalmadı yavrum. İçinde adalet, hürriyet, emek gibi isimlerin geçtiği binalar bir bir yıkılıp, yerine Soley mimoza, Gladyo Acıbadem, Santral park gibi içeriğinde pek de insani değerlerin olmadığı devasa binalar dikiyorlar. Ruhsuz-renksiz, kimsenin kimseyle görüşmediği evler.
Bizim apartman da bir Çerkez kadın vardı. 3. katta otururdu. Bir domates dolması yapardı ki, kokusunu bizim evde hissederdin. Her seferi…..
Aaa! Yaptınız mı gözlüğü mü? Ellerinize sağlık. Bu olmadan hiçbir işimi yapamıyorum. Senin de bayağı kafanı şişirdim oğlum. Kusura bakma. Ama hani bir yazar mı ne? Demiş ya:
‘’ O güzel insanlar,o güzel atlara binip gittiler ‘’ diye. Gün gelecek, birileri de diyecek ki:
‘’O güzelim evler de, o güzelim ocaklar da zamana direnemediler. Duyarsızlığa kurban gittiler.’’
Hadi hoşçakalın. Bu akşam Kur’an-ı rahat okuyacağım ya, sana da bol bol dua ederim.
Metin Turanlı
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...