Güneş gözlüğü-Optik gözlük paradoksu

Ekşi Sözlük .com da bir gözlük kullanıcısının yazdığı birkaç satırı sizlerle paylaşmak istedim.

Nice zamandır aklıma takılan paradokstur efendim. vakti zamanında asıl amacı göz bozukluğu nedeniyle optik camlar ve tercihe göre çerçeveler satmak olan gözlükçülerimizin vitrinlerine bugün baktığımda sadece birbirinden şekilli ve markalı pahalı güneş gözlüklerini görmekteyim. misyonda bir şaşma olduğu kesin. ha tamam dersin ki “e ne var adam yine göz sağlığı için mal satıyo güneşten gözleri koruyo”. doğru dersin, evet. lakin arkadaş son birkaç haftadır bilinçli gözlemliyorum da o vitrinde 300 tane gözlük varsa bunların ya tamamı güneş gözlüğü, ya da içlerinde 30-40 tane optik gözlük var sadece.

paradoks da burda başlıyor efendim. ilk başta gözlükçülüğün asıl misyonunun optik cam ve çerçeve satımı olduğundan bahsetmiştim. bugün ise tamamen 300, 400, 500 liralık güneş gözlükleri bu gözlükçülerin asıl ürünleri halini almış durumda. niye? çünkü piyasa bunu seviyor, adam eskiden sadece gözü bozuk olanlara hitab ederken şimdi gözü bozuk olsun olmasın herkese hitab ediyor. çünkü herkes o güneş gözlüğünü alabiliyor. bir de işin üstüne kallavi markalar, reklamlar, pazarlama stratejileri, tüketim özenimi girince gözlükçü için olay “yeme de yanında yat” halini alıyor.

bu olay bana adam smith’in elmas-su paradoksundan çağrışım yaptı, smith de vakti zamanında “su hayati değeri olan birşeydir, elmas ise neredeyse hiçbir işlerliğe sahip değildir, lakin değere baktığımızda elmas çok bir edere sahipken su neredeyse bedavadır.”

gözlükçüde de durum böyledir işte. ahmet gözü bozuk olduğu için sağlık açısından “mecbur” olduğu için o gözlükçüye gidecek. lakin o işletme bütün varını yoğunu, emeğini, eforunu, pazarlama maharetini, vitrin tasarımını, mal portföyünü güneş gözlüğü satın alacak olan mehmet için revize etmiş artık.

Bu yeni halinizi hiç sevmedim siz sevgili gözlükçüler. dünyanın sizlere ihtiyacı var. kapitalizmin sizi ittiği bu yoldan kurtulun ve asıl misyonunuzu yerine getirin efenim. derhal göreve bekliyorum sizleri.
şaka şaka, ben de biliyorum istesen de çıkamayacaksın bu yoldan. iş hayatınızda başarılar dilerim. ama bizim caddedeki gözlükçü sözüm sana, haftaya gelicem ve fiyatı 100 liradan az bir optik gözlük bakıyorum diyecegim. beni iyi ağırlamayıp çay söyletmezsen bil ki sen kaybedersin. sesleniyorum burdan sana…