BIST 100
11.182,96 1,66%
DOLAR
41,2936 0,12%
EURO
48,9889 0,03%
GRAM ALTIN
4.885,97 -0,14%
FAİZ
39,64 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
55,58 -1,56%
BITCOIN
116.743,00 -0,13%
GBP/TRY
56,3609 0,12%
EUR/USD
1,1857 -0,08%
BRENT
68,34 -0,19%
ÇEYREK ALTIN
7.988,56 -0,14%
İstanbul Parçalı Bulutlu
İstanbul hava durumu
27 °

Ciddi bir dönüşüm yaşıyoruz.

Cep telefonundan önce ve sonra kuşak farkları, gençlerle çalışma deneyimleri ve değişen çalışma hayatı üzerine Metin Turanlı’nın gözlemleri.

Güneş gözlüğünü neden 4 mevsim kullanmalıyız?

Cep Telefonundan Önce ve Sonra Kuşak Farkları ve Çalışma Hayatı

Metin Turanlı

Gençlerle çalışmak keyifli. Hele çocuk denecek yaştakilerle bir arada olmak çok daha keyifli. Onların dünyasını gözlemlemek, unutulmuş ya da hiç bilmediğimiz bir bakışı yeniden hatırlatıyor.

Bazen çevreme aldırmaz görünüp başka işlerle oyalanırken, kendi aralarında yaptıkları sohbetlere kulak misafiri oluyorum.

“Ya abi! Hani o eski bir şarkıcı vardı ya, onu gördüm caddede. Manitasıyla gidiyordu.” “Hangisi?” “Hani, bir şarkısı vardı ya, ‘Kalamam arkadaş hiç’ diyordu.” “Murat Boz mu?” “Hah, o işte!”

İçimden diyorum ki, Murat Boz ne zaman eski şarkıcı oldu? Eğer Murat Boz eski ise, yeni şarkıcı kimdir? Kuşak farkımız bu kadar mı açıldı?

Bir başka diyalogda genç çalışanımız anlatıyor: “Abi, dün bütün bir günü cep telefonsuz geçirdim. Trafikte araba kullanıyorsun ve cep telefonun yok. Böyle bir kabus olamaz! Her an kaza olacakmış da kimse beni bulamayacakmış gibi bir his. Bir daha tövbe, cepsiz çıkmam!”

Heyecanının samimiyetine inanıyorum. Çocuksu halleri en basit konuşmalarında bile ortaya çıkıyor. Bence tarihçiler milattan önce/milattan sonra diyor ya, artık cep telefonundan önce (C.Ö.) ve sonra (C.S.) diye bir ayrım da yapılmalı.

Geçen gün yeni işe başlayan bir kızımızı türkü söyleyerek temizlik yaparken gördüm. Çok hoşuma gitti. Oysa artık işini yaparken şarkı söyleyen kimseye rastlamıyoruz. Oysa işini yaparken şarkı söyleyen işçi, kanımca en verimli işçidir ve sesi dünyanın en güzel sesidir.

Mesleğimiz yeni jenerasyonlarla, teknolojilerle ve pazarlama yöntemleriyle tanışıyor. Bizler anlamaya çalışıyor, çoğu zaman şaşırıyor ve en çok da bu dönüşümden etkilenmeden nasıl ayakta duracağımızı hesaplıyoruz.

Böyle bir süreçte artık cam keserken şarkı söyleyen bir çalışan da, kapısının önünde taburesinde oturup sohbet eden esnaf da göremeyeceğiz. Teknoloji, yenilik ve rekabetin iç içe olduğu bir dönemdeyiz. Optometri de bunun bir parçası. Karşı olmak yerine, uyumlu bir beraberliği hayata geçirmeliyiz.

Ki biz de kuşak olarak şarkılarımızı söyleyebilelim…
Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Göray Uğurlu 15.02.2013 20:58

Sevgili Metin
Yorumunu telefonla öğrenmiş başka bir bilgisayar kanalıyla göndermiştim. İnternet sorunum yeni bitti. Baktım ki gönderdiğim yorumum yok. Yeniden gönderiyorum.
Anlaşılıyor ki bana gönderdiğin cevabın tahlilini dükkanda çaylarımızı yudumlarken yapacağız. Başta böyle söyleseydin bana bu kadarcığı bile yeterdi.
Teşekkürler.Görüşmek üzere.

Yanıtla
emrah 13.02.2013 12:11

Düşünceleriniz düşüncelerimin tercümanı. Kaleminize sağlık.

Yanıtla
metin turanlı 12.02.2013 23:48

Sevgili arkadaşım…
Ben hiç yurt dışına çıkmadım.Yurt dışında ki optik faaliyeti konusunda pek bilgim yok.Sadece yurt dışından gelen müşterilerimin,”göz muayenesi yapmıyor musunuz?” sorularına muhatabım.Bundan da anladığım Avrupa’nın bir çok ülkesinde Optometri olduğudur.Tahminimce..Temenni olarak algılamayın.Şartlar olgunlaştığında Optometri kapımızı çalacaktır.Burada sizce yapılması gereken tümden bu gerçekliğe karşı çıkmak mı,yoksa uygun düzenlemelerle optisyen arkadaşlarımıza da Optimetri yolunu açmak;alacakları artı bir formasyonla kariyerlerine bu şekilde devam etmelerini sağlamak mı?
Bahsettiğiniz şekilde,hazır gözlük satılması,SGK ile gizli pazarlıklar,tekel oluşturmaya yönelik faaliyetler ise,optometri den çok,kötü niyet ve tekelci zihniyetle açıklanabilir ancak.Aşırı ve haksız kâr ,mesleğimizin -maalesef -hiç te yabancısı olmadığı bir duygu.
Bence siz mesleki menfaatleriniz ön plana çıktığında geri kafalının taaaa kendisi değil,gelecek kaygıları olan birisiniz.Statükocu olarak bugünkü durumu olduğu gibi korumak yerine,güçlü bir optikal kamuoyu oluşturup Optometri’yibir takım düzenlemelerle kendi bünyemize uygun getirmeye çalışmak fazla mı iyimserlik olur? Olsun ! Bir düşüncedir ve bu sitede bunun için var. Saygılarımla….

Yanıtla
    Göray Uğurlu 14.02.2013 13:49

    Sayın Metin Turanlı
    Dün çalıştığın dükkandaydım. Aramızda cep telefonları olmadan sohbet ettik. İnternet problemim devam ettiği için üç gündür hiç bir yazıyı okuyamamıştım. Ancak bugün senin yazını bir İnternet Cafe’de okudum. Anlaşılan siz de UTANGAÇ OPTOMETRİSTLERDENSİNİZ. Bir uyum sürecinden de geçtiğiniz anlaşılıyor. Ben optometriye karşı çıkan iflah olmaz bir STATÜKOCU olarak şu ana kadar benim hiç bir yazımı okumadığınızı düşünüyorum..
    Hakemi aldatmaya yönelik hareketlerde hakem oyuncuya SARI veya KIRMIZI kart gösterir. Merhabamız hatırına ben bunu size yapmayacağım.

    Yanıtla
      metin turanlı 14.02.2013 16:11

      Sevgili Göray abim..
      Siz de ,dostluğunuzda benim için değerlisinizdir;kaybetmeyi göze alamam..Ama biraz yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum.Bu yazı Optometriyi savunmak için yazılmadı ki.Genç meslekdaşlarımızı,dünyalarını,bizimle olan kuşak farkını dile getirmek için kaleme alınan bir yazı bu.Koca koca adamların digital ortam dışında nasıl da çocuklaştığına dair bir gözlem.
      Yoksa benim Optometri gelsin diye bir kitle oluşturmak gibi misyonum yok ve olamaz.Çünkü ben Optometri nedir bilmiyorum.Bilmekte istemiyorum.Ben Noroloji’yi de bilmem.Ama benim bilmemem bunun gerçekliğini değiştirmez.Google’a Optometri diye girdiğinizde Oftalmolojiden ayrı bir bilim dalı diye tanımlaması var.Ne yapalım şimdi? Yok mu sayacağız bu olguyu? Muhtemeldir çeşitli sebeplerle bu meslekle biz de tanışacağız.Ve bu tanışıklıktan ciddi bir zarara uğramamızda mümkün.Özellikle vurguluyorum.Bu temenni ettiğim bir şey değil.Durum tesbitidir.Yağmur’un yağacağını bilmek,yağmurdan yana olmayı gerektirmez.Birileri Optometri’yi kayıtsız şartsız savunurken,birileri her koşulda karşı çıkarken ,birileri de bu durumu en az zararla atlatmanın yollarını arayabilirler.Gri’nin bile 50 tonu diye kitaplar yazılırken,insanları ak ve kara diye 2 tercihte bırakmak,başka seçeneklerden uzak tutmak bana pek doğru gelmiyor.Ama önemli değil.
      Önemli olan,bir ara geçerken uğrayıp çayımı içebilmeniz.Yazınızda kendime övgü olarak aldığım tek ölçü,utangaçlığım.Gurur duyduğum bu insani vasfımı, dilerim hiç bir zaman kaybetmem. Sevgilerimle….

      Yanıtla
    levent 14.02.2013 19:23

    Sevgili Metin;
    Elimizi verelim,kolumuz allah kerim mi?Demek istedin dostum.Kusura bakma mesleğim ve geleceği için senin tabirinle bilimi reddeden bir statikocunun en en en dik alasıyım.Statikocu olmayan ve şahsi menfaatlerini ön planda tutan kardeşim,Düne kadar TOOMD’de sadece kendi menfaatleri için yandaşlık yapanlardan hiç olmadım,olmamda,şayet o kafada olsaydım şimdi birilerinin kurduğu veya kurmaya hazırlandığı bir dernekte en üstte oturanlardan olurudum.Ne koltuk sevdam var nede nam,nede bir kariyer nemalanması.Sadece düşüncelerim ve karşımda ters duranlar var onlarla sonuna kadar savaşacağım.allah sen ve snin gibilerin yolunu açık etsin.

    Yanıtla
LEVENT 12.02.2013 17:46

Metin Arkadaşım;
Ne uyumu?Adamlar ekmeğimize göz dikti. Unuttunuzmu? Önce sgk ya biz sizin tüm gözlüklerinizi daha ucuza yapabiliriz bizimle anlaşın dediler.İhale kanunu engel oldu.Sonra türlü türlü oyunlar denediler,tarz değiştirdiler, dükkanlarında kanuna aykırı olduğunu bile bile,hazır okumalar sattılar:Bizim aldığımız malları daha ucuza alıp bir alana bir bedava yaptılar.Sonra bizler o tedarikçilere baskı yapınca aynı ürünleri kendi markalarıyla üretip satmaya başladılar.Daha ne olsun Metin kardeş ben türkiyede gözlükçüyüm, O optimetri varya o optimetri senide yakar benide, bu geri kalmışlık değil menfaat ben meslek menfaatlerim ön plana çıkınca geri kafalının taaaaaaaaa kendisiyim, özüyüm. Dünyada bir çok ülkede gözlükçünün ters durduğu bir sistem arkadaşım.Bir araştır görürsün senin dediğin atasözü tecavüz kaçınılmazsa zevk al yok öğle bir dünya,en azından benim ve ben gibiler için ama sizi bilemem.

Yanıtla
Optisyenin Sesi Reklam