
Bizler hiçbir zaman bu kaotik ortamda bulunmak istemedik.
Değerli meslektaşlarım.
24 Haziran 2012 tarihi, bütün tahminleri aşan bir değişimi beraberinde getirmiştir.
Yıllardır mücadelenin odağında bulunan Sayın Abdullah Aydın seçimi kaybettikten sonra uzun zamandır birlikte çalıştıkları arkadaşları ve onlara hizmet edecek amaçların gerçekleşmesi için kendi hareketini kurmuştur. Artık bir kenara çekilip amaçları için çalışmalarına aralıksız devam ederken diğer yandan sektörü takip etmektedir.Bunun yanı sıra diğer tarafta yıllardır üstüne ölü toprağı serpilmiş, emekliliğini ilan etmiş ve ticaretinden başka bir şeyle ilgilenmemiş kişi ve gruplar silkinip sahaya inmeye karar vermişlerdir.
Konfederasyon, büyüklüğünün ve kurumsal yapısının getirdiği sorumluluk gereği sahada çekilmek istediği polemiklerin içine girmemeye özen gösterirken, bu kişiler daha da saldırganlaşmış ve gerçek dışı beyanlarla konfederasyon yapısını yıpratmayı planlayarak kendilerine bir rota çizmişlerdir.Son dönemlerde yayınlanan yazılara baktığınızda asılsız ithamlar, tahrik edici cümleler ve tehditlerin ne denli yoğun olduğunu sizler de görmüşsünüzdür.
Sayın meslektaşım Çiğdem Murtazalar'ın bir yorumunda değindiği ve "Beni de aradılar" dediği kişi benim. Diğer değerli meslektaşlarım gibi kendisini de arayıp sitelerde çıkan yazılarından dolayı aklında ne kadar endişe ve soru varsa yazmasını istemiş bunların tamamına cevap vereceğimi dile getirmiştim. Hala da sözümün arkasındayım. Bizler hiçbir zaman bu kaotik ortamda bulunmak istemedik. Suskunluğumuz verecek cevabımızın olmayışı veya suçlu oluşumuzdan değil , üstlenmiş olduğumuz görevlerin üstümüze yüklediği sorumluluktandır.
Yaşanan süreç ve gelinen son nokta artık cevap verme gereğini doğurmuştur.
Sayın Sabit Salman takma ismi ile yazan meslektaşım. Önceleri isminizi gizleyişinize hak vermek istemiştim. İnandığınız bazı konuları dost ve hatır ilişkileri ile sınırlamak istemediğiniz düşüncesi ile bu yönteme başvurduğunuzu düşünüyordum. Daha sonra işin inançtan ve dava adamı olmaktan öteye kan davasına dönüştüğünü ve intikam almak için yazdığınızı gördüm. Kiminle ne sorununuz var bilmiyorum ama herkese saldırıyor olmanız, gerçek amacınızın ne olduğunu gizlediği gibi neye inandığınız konusunda da çelişkiler yaratıyor. Sizin kadar zengin kelime haznesine sahip, Türkçe'ye bu denli hakim, analitik düşünce yeteneğine sahip olan ve her satıra bir yorum yapacak kadar vakit bulan birinin , özellikle son yazılarında hakarete varan bir jargon kullanması ne kadar acıdır.
Sayın Salman, yelkeninizi hangi rüzgarla doldurduğunuzu bilmiyorum ama federasyonu ve arkadaşlarımızı bu şekilde eleştirmek haddinize değil.
Bundan sonraki yazılarınıza biraz daha dikkat edip, kişileri, yazı kültürleri, ifade tarzları ve biçimsellikle küçümsemeden yazarsanız ve sadece neden sonuç odaklı bir yöntem izlerseniz size cevap vermeye gerek duyarız. Yok, bu şekilde devam ederseniz daha önce başka federasyonlarda yaşadıklarınız burada da tekrarlanır. Lütfen bu alışkanlığınızdan vazgeçin. Bu , size ve ailenizin şanlı geçmişine yakışmayan bir davranış şekli. Evet uzun zamandır sizin kim olduğunuzu çok iyi biliyorum. Eğer bu şekilde hakarete varan yazılarınız olmasaydı size saygı duymaya devam edebilirdim.
Sayın Göray Uğurlu, inanın kardeşinizin bu günkü durumunun en büyük sorumlusu siz ve yazılarınızdır. Neden mi?
Benim başkan olduğum paranoyasına nereden kapıldınız bilmiyorum ama , sorun benimle ilgili değil. Sorun, Sayın Tuğrul Uğurlu'nun sizin ve bazı kişilerin etkisinde kalarak yönetim kurulu ve yönetilen kurullar kavramını karıştırmış olmasıdır.
Sayın Göray Uğurlu, kardeşiniz ile sizin bile kazanacağına inanmadığınız seçimli genel kurul da birlikte mücadele ettik. Bu genel kurul için iki yıl önceden çalışmalar başlamıştı. İki yıl boyunca insanlara "TOOMD'den istifa etmeyin. Ben size üyem olmasanız da hizmet veririm, seçimde biz birlik için kazanmak zorundayız" diyerek ayrılmalarına engel olmuştum. Son iki yıl boyunca TOOMD tabanı ile sürekli olarak görüşmeler yapmış bazı gerçekleri anlatmıştım. Genel kurul zamanı geldiğinde arkadaşlar listelerini hazırlamış , herkese gidildiği gibi Sayın Tuğrul Uğurlu'ya da gidilmişti. Son bir ay kalıncaya kadar kazanacağına inanmadığı için adaylığını açıklamamıştı fakat bu süre içinde arkadaşlarımızın çalışmaları ve toplantıları devam ediyordu. Yani Sayın Tuğrul Uğurlu "Benim inançlarım ve kırmızı çizgilerim bu ve ben bu dava için yola çıkıp liste hazırlıyorum" dememiş çalışmanın içine entegre olmuştur (İsminden faydalanmak meselesini lütfen bir daha düşünün).
Bizler birlik için söz vermiştik.
Derneğimizi kapatacağız dedik, KAPATTIK;
tüm haklarımızdan vazgeçeceğiz dedik, VAZGEÇTİK;
federasyonda genel kurul yapacağız dedik, kararı alındı;
genel kurulda aday olmayacağız dedik, olmayacağımızı açıkladık ve konfederasyonda genel kurula gidilecek dedik, gidilecek.
Sayın Göray Uğurlu, gördüğünüz gibi konfederasyon temsilcileri verdiği sözün arkasında.
Diğer bir konu da aradaki uyuşmazlık konuları. Doğrusu hangi konuda anlaşamadığımızı halen anlamış değilim.
Sayın Tuğrul Uğurlu, başta Optometri konusu olmak üzere söz konusu olan tüm konular ile ilgili konfederasyonun çalışmaları ve verdiği mücadele hakkında bilgi sahibidir.Kendisine seçimden önce tüm bilgiler dosya halinde tarafımdan verilmiş ve seçim sürecinde karşılaşacağı sorulara cevap verebilmesi gerekli tüm detaylar saatler süren görüşmeler sonucunda kendisine aktarılmıştır. Yani konfederasyon ve ona bağlı federasyonların çalışmalarını bildiği halde tüm bu çelişkili davranışlarının altında ne yattığının açıklamasını sadece Sayın Tuğrul Uğurlu yapabilir. Kendisi bir açıklama yaparsa ona cevap verebiliriz.
Sayın Göray Uğurlu, sizi daha önce iki kez aradım ve biz dostlarımızla internet ortamında tartışmayız bir sıkıntınız varsa bizimle konuşun dedim. İkinci konuşmamızda tehdit içeren cümlelerden oluşan konuşmanızı halen unutmadım. Siz bu tarz davranışta bulunurken bizler mesleğin zarar görmemesi için elimizden geleni yapıyorduk. Şimdi size soruyorum kardeşiniz ile konuştunuz mu? Optisyenin Sesi sitesinde yayınlanan videoda üç önemli yanlışı vardı ve benim kardeşinizin yerinde gözüm olmuş olsaydı, kendisine karşı bir husumetim olmuş olsaydı ya da ona sizin verdiğiniz gibi zarar vermeyi düşünüyor olsaydım, bu yanlışları belgeleri ile aynı ortamda açıklardım. Fakat yapmadım. Tam tersine dernek yönetim kuruluna girdim ve Optometri konusunda yanlış bilgi verdiniz buyurun belgesi, cezalar konusunda yanlış bilgi verdiniz buyurun belgesi ve konfederasyon hakkında yanlış bilgi verdiniz buyurun belgeleri diyerek kendisine yönetim kurulu önünde açıklamalar yaparak anlattım. Ben bunu kamuoyuna rahatlıkla sunabilirdim yapmadım. Tüm sunduğum belgelerin fotokopilerini aldı ve toplantıdan ayrıldı. Olayı kendisi ile görüşürseniz doğrulayacaktır.
Bir diğer konu: Sizin yazılarınız için kendisi ile konuştuğumda, kendisine bu yazıların kendisine zarar vereceğini ve buna engel olmasını istediğimde "Ben abimi tanıyorum ona yapma dersem on kat daha yapar" dediğini de inkar etmeyecektir.
Sayın Tuğrul Uğurlu'ya yönetim kurulu insanüstü bir sabır göstermişti, göstermeye de devam edecekti. Ta ki son yazınızdan sonra (yönetim kurulu üyelerine yaptığınız hakaretten söz ediyorum) yönetim kurulunun başkanı arayıp bunun kabul edilemez bir hakaret olduğunu ve bir düzeltme, özür beklediklerini söylemelerine rağmen başkanın eyleme geçememesi bardağı taşıran son damla oldu.
Sayın Göray Uğurlu oturduğunuz yerden ahkam kesmek kolaydır. Gerçekten öğrenmek istediğiniz olaylar, durumlar varsa, sorularınız varsa, istediğiniz ve hazır olduğunuz tarihi beyan edin ben organize edeyim toplum önünde karşılıklı konuşalım. Herkes öğrensin. Yine söylüyorum. Yapmamız gereken uygar insanlar gibi karşılıklı oturup bunları tartışabilmektir. Bilgisayar başında klavye savaşçılığı ile hiç bir yere varılamaz.
.
Turgut Çakar / GÖZ LÜK ÇÜ.
sn.göray uğurlu uzun zamandır yazılarınızı okuyorum meslek adına değilde kardeşiniz adına bayağı kendinizi zorluyorsunuz ama konu tuğrul veya turgut değil konu optik sektörünün ileri gitmesi bu tuğrulla olmuş turgutla olmuş farketmez bu koltuk daha nice başkanlar görecek bence konuları daha fazla saptırmadan hukuki bir hakkınız varsa onu değerlendirin meslek geçmiş dönemde yeterince laf üretti artık icraate geçelim.