Ben bir oftalmologum/ Metin Turanlı

Dünyada ki ilk cinayette bu topraklarda işlendi diyor, Hüseyin arka pencereyi göstererek.

–Kasyun dağında.

Hüseyin benim yaverim olur. Saray da tek senli benli konuştuğum kişidir. Arada böyle filozof vari konuşmasına izin veriyorum. Eğlenceli oluyor.

–O günden beri buralar hep kan gölü.

Geçenlerde de gözünü ameliyat etmiştim. Yakını az görüyormuş. Az bir şey de uzağı varmış. Bi baktım Progressif gözlük yaptırmış. ‘’Yazık di mi onca paraya dedim Hüseyin? Gel ben seni bu yükten kurtarayım ‘’

–.İstemem. Gerek yok ben böyle iyiyim falan dedi ama, kestirip attım.

–Uzan lan şuraya.

Sarayın bir odasını da muayene olarak döşemiştim. Ses çıkaramadı garibim. Presbiyopisini düzeltirken hafifte şehla yaptım Hüseyin’i. Böyle daha iyi oluyor. Eskiden ne kadar çok şaşı vardı. Şimdi bir tane bile kalmadı. Tıp ne kadar da ilerliyor? En son bir Türk filminde görmüştüm. Mahsun kırmızıgül canlandırıyordu. Ayrıca şehla insanların konuşmaları da daha bir etkileyici olur. Hüseyin’i dış işleri bakanı mı yapsam ne? O hala konuşuyor.

-Kabilin, kardeşi Habili öldürdüğünden beri bu topraklara huzur gelmedi.

Bu gün üzerime bir rehavet çökmüş. Hüseyin ana-avrat küfretse sesimi çıkaramayacak kıvamdayım. Hüseyin de bunun farkında mı ne, habire öğüt verip duruyor.

Ulan sanki bu süreci ben hazırladım. Rusya’yı da kattık işin içine. Ferdinand Arşidük gibi ismim ders kitaplarında 3. dünya savaşının sebeplerinden mi olacak?

.Ama kader işte. Hayat düşünemediğin şeyleri bile yaşatıyor insana.

2011 nisan ayına kadar her şey yolundaydı. Demokratikleşmeye, geçmenin yollarını arıyordum. Tabii, demokratikleşme dediysek öyle batılı anlamda demokratikleşme değil elbette. Ona daha halkımız hazır değildi. Benim sürekli cumhurbaşkanı olarak kalabileceğim daha hafif düzenlemelerle bir takım reformlar yapmayı düşünüyordum ki; Bölgemizde esen ‘’Arap Baharı ‘’ bizi de sardı. Saddam, Kaddafi, Mübarek birer birer düşmeye başladılar. İlk başlarda temkinli yaklaştım. İleri giden göstericileri göz altına aldırttım. Ama öyle kuvvetli bir rüzgardı ki, bir şeyleri göze almak gerekiyordu. Ben de Hizbullah’ı yanıma aldım.

Sonra nasıl oldu bilmiyorum. Hakkaten bilmiyorum. Selman Farisi üzerine yemin ederim ki; olay kontrolden çıktı. Mezhepsel bir çatışmaya döndü. Suriye de şimdi her önüne gelen bir örgüt kuruyor.

El Nusra,ÖSO,Işıd,PYD,YPG,HURSAN …

En çokta Özgür Suriye ordusunun gözlükçülerle anlaşma yaptığını duyunca çıldıracak gibi oldum. Ülkeden göç eden 4 milyon mülteci bile beni böyle yaralamamıştı. Hayır savaş her yerde savaş. Onunda bir kuralı var. Ama bazen beni hassas olduğum yerlerden vurmuyorlar mı, hasta oluyorum.

Çünkü,dünyada lider olarak hizmet veren tek oftalmologum.

Ben siyasetin ve devlet idaresinin neresinde olursam olayım, bu mesleğe ilgimi hiç kaybetmedim. Hatta evimde özel muayene kurup, Esma yı 2 kere göz ameliyatı yapmışlığım bile vardır. Maksat el becerimi kaybetmeyeyim. Putin’i de bir katarakt ameliyatı yapsam mesleki kariyerimde tavan yaptım demektir.
Hüseyin, hala ilk cinayette kalmış.

–Dünya da ilk cinayetin işlendiği bu kasyun dağı, göz taşlarıyla doludur. Göz taşları diye adlandırdığımız şey bildiğimiz bakır sulfat. Olsa da olur, olmasa da olur. Ama göz yaşları çok fazla. Göz doktoru olduğunuz için söylüyorum Beşar bey. Sizİn anlayacağınız dille anlatayım. Göz yaşı net bir görüntü elde etmek için şarttır.

Ziyan edilmesine izin vermeyin.

Metin TURANLI