Dünya kadar insan tanıyorum. Dünya kadar insana gözlük veriyorum. İçlerinde avukatlar, doktorlar, bankacılar, polisler, mankenler var. Hiç yolumu şaşırmadım.
14 Kasım 2021 - 22:25 'de eklendi.
Bir cam firmasına ait bloknot üzerindeki elim, bir başka gözlük firmasının eşantiyon kalemi ile rastgele karalamalar yaparken çaycı Cafer ortaya konuşuyordu.
–Kaçak çalışıyormuş. Öyle dedilerdi.
Dükkanımızın çaycısı edindiği istihbaratı anlatırken, ben hala çizimlerimin üzerine yaptığım anlamsız karalamaların üzerine kalemimi sertçe bırakarak ayağa kalktım. Cafer de önümdeki boş kahve fincanını aldı.
–Geçenlerde zati Göç idaresinden gelmişlerdi. Benden de sordulardı.
Benim soracağımı tahmin ettiği şeyleri Kerem soruyor.
— Ne sordular?
–Dediler işte. Bu Civan hanımı tanır mısın? Ne zamandır buralarda çalışıyor falan. Dedim tanımam. Son bir haftadır falan görüyorum. Başka da bir şey söylemedim. Yazık oldu kadına valla. Caddenin gülüydü.
Cafer’in dükkandan çıkışını takip ederek aynanın önüne kadar geldim. Aynada kravatımı düzeltirken Kerem’in atölyeye girip beni yalnız bıraktığını aynadan gördüm. Çok hassas bir çocuk bu. Aklımdan geçenleri okuyor. Yalnız kalmak istediğimi görüyor.
Ama benim gözüm bir şey görmüyor. Dünya kadar insan tanıyorum. Dünya kadar insana gözlük veriyorum. İçlerinde avukatlar, doktorlar, bankacılar, polisler, mankenler var. Hiç yolumu şaşırmadım.
38 yıllık evlilikten, 3 çocuk 2 torundan sonra bana bir haller oldu. Çok ta sebepsiz değil. Evde yaşlı başlı bir adam olan ben, dükkana gelince gençleşiyorum. Evde torun torbayı kucağında sallayan dede, işinin başına geçince bey oluveriyorum. İş hayatı boşuna insanı genç tutar dememişler. Hanım Özge’nin gazından, yediklerini çıkarmasından söz ederken; komşum kuaför Neslihan ne kadar kilo verdiğimden, nasıl bu kadar genç kalabildiğimden söz ediyor. Ne diyim ben?
Ufak tefek gazlara karnım tok. Ama söz konusu olan fitnes salonunun yeni çalışan öğretmeni Civan Hanım olunca içimin yağı eriyor. Azerbeycan Türkü olan, son derece fit bir vücuda sahip bu Civan Hanım ile gözlük almaya geldiğinde ne kadar güzel bir İstanbul Türkçesi konuşurken, nasıl oldu da ‘’Ay balam sen ne yahşi bir erkeksen?’’ samimiyetine geçtik anlayamadım. İlk başlar da fazla indirim koparmakla oluşan bu samimiyet , sonraları dükkanda yenilen 2 öğle yemeği ile sürdürülen, yolu gözlenen ; o geldiğin de diğer müşterileri Kerem’e postalanan biri oldu. Kötü tarafı çocukların iş çıkışı bana uğradıkları saatle onun uğradığı saatlerin çakışması idi. Bu saatlerde elimde olmayan bir sinirlilik hali kendiliğinden oluştu. Hele büyük oğlanın ,Civan’ın tüm vücudunu gözler önüne seren sporcu taytının arkasından bakıp;
–Baba ne fıstık Komşuların varmış senin? Ben bayağı ihmal etmişim buraları demesine biraz fazlaca tepki gösterdim galiba.
–Tüh sana !Ben sizi böyle mi yetiştirdim? Milletin giyiminden kuşamından bize ne? Burası bir ekmek kapısı. Bu kapıda kimseye yan gözle bakamazsın.
–Ya öyle demedim..
–Sus ! Hem masken nerde senin? Maskesiz bir daha dükkana girmeyeceksiniz diye 50 kere söylemedim mi?
Ayna da göz torbalarıma bakıyorum. Bir ara uts, e fatura, e defter gibi uygulamalardan bıkıp ‘’artık bu işi bırakmanın zamanı geldi’’ diye düşünürken, bu kadın bu işletmeyi sürdürmem için gereken motivasyonu sağladı. 65,5 yaşında yazlıkla ev arasında bir dünya ya sıkışmaktan kurtuldum. Pandemi sürecinde ki eve kapanmalar döneminde tanıştığım Civan Hanım’ın önerdiği rejim sayesinde1 ay da 3 kilo verince dünyaya bakışım da değişti. Daha hoşgörülü biri oldum. Artık olur olmaz şeylere kızmıyorum. Eskiden gündelik siyaset ve hastalıklardan başka şey konuşmazken, şimdi genç jargona da merak sardım. Onlar gibi ‘’sıkıntı yok, ayıpsın ‘’ falan gibi şeyler konuşmalarım arasında daha çok geçiyor. Bu kadının dokunuşu nasıl sihirli bir şeyse artık, büyük oğlanın torunumla beraber yine bir akşam ziyaretin de dükkanda bizleri ilk kez bir arada görenlerin,
–Aaa kardeş misiniz? Sorusuna muhatap kaldık. Pandemi sürecinde evden çalışıp en az 15 kilo alan oğluma acıdım. ‘’Bir daha mı genç olacan evladım? ‘’ diye içimden geçirdim. Saçında da beyaz olduğunu o esna da gördüm. İçim acıdı.
Bu düşüncelerle hala aynada kendimi izlerken içeri giren kadını fark edemedim. Fitnes salonunun sahibi. Naşide hanım.
–Burhan bey, selamlar dedi. Sinirli bir şekilde
— Başımıza gelenlerden haberiniz var dimi?
–Hayırdır Naşide hanım dedim. Ne oldu?
–Daha ne olsun? Bu civan karısı meğerse bir şebekenin elemanıymış. Orta yaşlı erkeklerle ilişki kurup onları videoya çekip şantaj yapıyorlarmış. Bir adamın ihbarı üzerine şebeke çökertilmiş. Bu da nasıl olduysa yurt dışına kaçmış. Bu iş içinde benim üst kattaki yazıhaneyi ve salonu kullanıyorlarmış. Düşünebiliyor musunuz ne büyük bela atlattık? Biraz daha genç olsam bu yükün altından kalkamaz, ismime leke gelecek diye kahrolurdum. Ama zaten pandemi dolayısıyla uzun bir süre açamamıştık. Şimdi de bu olay patlak verince devretme kararı aldım. Size de veda etmek için uğradım.
–Hayırlı olsun Naşide hanım dedim. Vallahi şaşırdım kaldım. Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Kadın gülümseyerek baktı.
–Söylenecek bir şey yok. Ucuz kurtulduk.
Sonra göz kırptı.
–Size de geçmiş olsun dedi. Siz de ucuz atlattınız.
Cevap vermeme fırsat vermeden çalan telefonunu eline aldı ‘’sonra görüşürüz‘’ diyerek hızlıca dışarı çıktı.
Kerem içerden konuşmaları dinlese de saygı gereği dışarıya çıkmıyor.
Ben de yine aynayla baş başa kaldım. Civan’ın bana söylediği xoş sözleri tekrarlıyorum
Bir gözlük tahdım, aydınlaştı gözlerim
Seni gördüm, şirinleşti üreğim.
Metin Turanlı
Özel hastanelerdeki skandallar göze de sıçradı. 700 binin üz...
Online ticarette taklit ürün sorunu kangren oldu. Tüketici ş...
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...