Yalpalanma!

10 yıl önce 18 Ocak 2011 tarihli yazısında https://optisyeninsesi.com/ulkemizde-gozluk-yardiminin-saglik-harcamalari-icerisindeki-payi-binde-6-%e2%80%98dan  Optometriyi savunan Taylan Küçüker’in Oda başkanlığına terfi ettikten sonra pozisyon değiştirmesi bana Aziz Nesin’in bir roman karakterini hatırlattı.

2011 yılında ne yazmış hatırlayalım; “Batı ülkelerinde gözlük kullanma oranı %55–60 lar civarındadır. Çünkü kökeni Avrupa’da el sanatlarına dayanan gözlükçülük mesleği Optometri ile bütünleşerek birinci basamak koruyucu göz ve görme sağlığı mesleğine dönüşmüştür. Bu sayede bireyler çok hızlı kolay ve ucuz olarak görme testine ulaşmaktadır. Ayrıca, tespit edilen hastalıklar hekime zamanında sevk edilerek, tedavi hizmetlerinden de tasarruf sağlanmaktadır”

“İlaç Hastane ve tedavi hizmetleri 4 misli artarken gözlük harcamaları, giderek düşmektedir. Tüm gözlükçülere ödenen bir yıllık bedel 3 günlük ilaç ya da tedavi yardımı kadardır. 2002’den 2009 ‘a kadar gözlük fiyatlarında bir zam olmadığı gibi, tersine sürekli dramatik fiyat düşüşleri yaşanmıştır. Diğer sağlık harcamaları 4 misli artarken, Gözlük Fiyatları sürekli neden tasarruf gerekçesi ile baskı altında tutuluyor ve aşağı çekiliyor?

Tespitinin üzerinden 10 yıl geçmesinin ardından gözlük ödeneklerinde hiçbir mali iyileştirme yapılmamasına rağmen 25 Kasım 2021 tarihli https://optisyeninsesi.com/kucuker-den-israf-uyarisi/ Yazısında; ”Şu anda sağlık hizmet sunumunda, sağlık turizminde Almanya’dan sonra ikinciyiz. Almanya ile rakibiz. Almanya ile yarışıyoruz. Ancak Almanya AB’nin avantajlarını kullanıyor. Sağlık hizmet sunumunda Almanya’dan da iyiyiz. Sağlık mesleğinde kalarak, tüm topluma daha az masrafla daha kaliteli sağlık hizmeti sunumu mümkündür.” güzellemesiyle, ülkemizdeki sağlık sunumunu dolayısıyla ödenekleri övdüğüne tanıklık ettik.

7 Aralık 2021 tarihli https://optisyeninsesi.com/ogretmenleri-bilgilendirin/ yazısında yaptığı çağrıda Aile hekimlerine yüklenen tarama görevinin aslında 2011 yılında fikren desteklediği Optometrist’lerce rasyonel olarak gerçekleştirilebileceğinin bilincinde zira saha uygulamasında mevcut imkanlarla koruyucu görme sağlığı hizmetlerinin verilebilmesinin zorlukları ortada.

24 Aralık 2021 tarihli https://optisyeninsesi.com/kurum-fiyatlari-yeniden-duzenlenmeli/ son yazısında ise 25 Kasım 2021 tarihli yazısının tam tersine sağlık harcamalarındaki ciddi artışa dikkat çekip bu harcamalar içerisinde gözlük ödeneğinin genel ortalamanın ne kadar altında kaldığını vurgulayarak konulara ne denli konjonktürel yaklaştığını göstermekte. Gözlük ödeneğinin ortalamanın altında kalmasının nedenlerini doğru teşhis etmediğiniz sürece sızlanarak doğru düzeltmeyi de yaptıramazsınız.

Beyanatlarında Oda Başkanı sıfatını kullanan Sayın Küçüker’e bir tavsiyede daha bulunmak isterim; Yazılarında AB Sağlık Müktesebatına sık sık vurgu yaparken “Ürünlerle Hizmetleri” birbirinden ayırması gerekiyor zira müktesebatı kafanıza göre yorumlayıp dilediğinizi yapamazsınız. İşgüzarlığa kalkıştığınız takdirde de mevzuat duvarına çarpar, bakanlıklar arasında semazenler gibi döne döne temsil ettiğiniz makama mahcubiyet yaşatmakla kalmaz tabi olduğunuz Birliğin saygınlığına da gölge düşürürsünüz.

Saygılarımla

Hakan Ertunk
Gözlükçü