
Çok haklı sorularımıza, hiç bir hakkaniyet ilkelerine sığmayan cezai müeyyidelere tepkisiz kalan, sessizce göz yuman, bizleri fareli köyün kavalcısı gibi peşinden küçük bakkallar gibi yok olmaya koşturan sn. Başkana kırgınım.
9 HAZİRAN 2012 TOOMD Bilgilendirme toplantısına gittim. Bizzat sn. Şükriye Vural hanımefendi ile kare kod barkod uygulamasına perakende sektörün karşı olmadığı, zira kaçakçılık yapmadığımızı ,en yüksek mertebeden zaten vergimizi ödeyen sektör olduğumuzu,aldığımızın verdiğimizin zaten hep belgeli olduğunu kendilerininde bildiğini söyledim.
Karekod uygulamasının mutlaka 1 temmuz 2012 tarihi itibariyle kesin olarak başlayacağını ifade etti. ek sözleşme metni zeyilname metnini 15 Hazirana kadar imzalamayan gözlükçülerin sözleşmesinin kesinlikle iptal edileceğini ve 1 Temmuzdan itibaren karekod uygulamasına geçileceğinden bu uygulamaya geçmeyen gözlükçülerin parasının ödenmeyeceğini belirtmesi üzerine ı ocak 2012 tarihi itibari ile almış olduğumuz cam ve çerçevelerin karekodlarının henüz tedarikçi ithalatçı firmalardan temin edemediğimizi, ithalatçı firmanın da gerekli belgeleri kurumlara verdikleri halde barkot basımı için hazır olmadığını bu toplantıya katılan çok gözlükçünün karekot uygulaması için aynı şeyi söylediklerini ifade ettim.
Bütün bu konuları en iyi bilerek yardımcı olması gereken Sn Abdullah Aydın ise bu konuşmalardan rahatsız olarak çareyi uzaklaşmakta buluyor. Bizleri en fazla dinlemesi ve hazır yanında iken sn. Şükrüye Hanım ve diğer SGK Yetkililerine aktarması gerekirken soruların yazılı sorulmasını sağlayarak yüz yüze konuşmadan soruları dilediği gibi cevaplayarak aşmayı tercih etti.
Çok haklı sorularımıza, hiç bir hakkaniyet ilkelerine sığmayan cezai müeyyidelere tepkisiz kalan, sessizce göz yuman, bizleri fareli köyün kavalcısı gibi peşinden küçük bakkallar gibi yok olmaya koşturan sn. Başkana kırgınım. Garanti belgesinin seri numarası 3 olan ilk rakamı sehven 8 yazılmış olması veya sehven garanti belgesinin müşteri sureti reçeteye iliştirilmiş gözlükçü arkadaş kurum yetkilisinden rica ediyor müşteriye yanında telefon edeyim getirsin değiştirelim diyor kabul görmüyor. Reçete karşılığı verdiğimiz cam çerçeveyi bize kimse bedava vermiyor.
Kurum vatandaşı gayet memnun olarak almış olduğu ve halen kullanmakta olduğu gözlüğün bedelini ve ayrıca 5 misli değerini hiç bir hakkaniyet ilkesi gözetmeksizin ceza olarak kesiyor. ikinci bir buna benzer maddi hatada işyeri 1 ay kapanıyor . Abdullah Aydın ise hem sözleşme yapılırken hem de bu cezalar uygulanırken ne sorunları duymak istiyor ne bizleri dinliyor . Oturup seyrediyor.
Şimdi soruyorum mesleğimizin saygınlığını bu kadar aşağılayan durumlara bir başkan nasıl sessiz kalabiliyor?
Her toplantıda gündeme getirdiğim ve Başkan Abdullah Aydına da defaatle sorduğu,sormaya devam edeceğim ve bir türlü mantıklı açıklama alamadığım kurumun 0.25 ile ilgili uygulamasıdır. Sayın Şükrüye Vural Hanım tasarruf tedbirleri genelgesi gereği eski gözlük numarası aynı olursa 0.25 diyoptri aşağı ve yukarı numaraların ödenmediğini belirtti . Saygı duyuyorum, bu bir idari tasarruftur.Ama tasarruf edilen cam bedelinin toplumun görme sağlığı yanında son derece düşük bir değer olacağı mağdur edilen ve görmekten mahrum kalan insanlar yanında bir hiç mertebesinde olacağı bilinmesi gerekir. Fakat yüksek numaralı gözlüklerde vatandaş zaten gözlüksüz hiç önünü görmesi mümkün değilken bir gözlükçü olarak sn. Abdullah Aydın 3 - 4 - 5 gibi yüksek diyoptrilerde dahi vatandaşın camlarını alamamasını nasıl ilgili kurum un saygıdeğer yetkililerine nasıl izah edemiyor? Acaba sayın başkan ben nasıl olsa görüyorum, benden yüksek numara kullananlar yüksek numaralı camları almasada olur ,görmesede olur diye mi düşünüyor? Cam üretimi 0.25 diyoptri aralıklarla bütün dünyada üretilip reçeteler ona göre yazılırken cam alabilmesi için vatandaşın gözünün 0.50 farklı değişmesi için daha da bozulması beklenebilirmi ?
Yüksek numaralı gözlük sahibi hak sahipleri bu camları alamaz ise nasıl görebilecekler sn. Abdullah Aydın ? bunu maddi imkanı olmadığı için gözlüğünü alamadığında boynunu büküp çaresizlikten geri dönen müşterilerim adına yüzüm kızararak sordum .
Bizlere her toplantıda, birlik olun, birbirinizle dayanışma içinde olmamızı telkin ettiniz sağ olun .
İzmir toplantısında toplum huzurunda açıkça federasyona davet edildiğinizi duydum .
SEKTÖRÜN GELECEĞİ İÇİN bize yaptığınız tavsiyeye bir defa da kendiniz uymayı düşündünüz mü yoksa hep söylediğiniz ve bizleri uyardığınız gibi bir tek olsun dernek benim olsun mu diyorsunuz..
Allah bütün gözlükçü arkadaşlarımı fareli köyün kavalcısı gibi olup denize dökülmekten korusun.
Saygılarımla.
Ahmet Derman
T.O.O.M.D
Sayın Ahmet DERMAN bey,
Yazdıklarınıza içtenlikle katılıyor son noktasına kadar da savunurum biz ve bizim gibi düşünen meslektaşlarımız artık fareli köyün sakinleri değiliz ve sayın TOOMD başkanınıda kavalcı olarak görmeye niyetimiz yok doğrular kaf dağının arkasında değil siz de takdir edersiniz ki tek doğru vardır tek yanlış vardır. Kurallar kimine göre doğru iken bana göre yanlış olamaz ve hepimiz bu geminin içindeyiz ve biz meslektaşlarımızla birlikte yeni bir ışık yakmak üzere 24 Haziran TOOMD genel kuruluna adayımızı açıkladık.
Uzun süredir çalışmalarımız devam ediyor. Ümit ediyorum ki bu meslek meşalesi hiçbir zaman sönmeyecek bizlerde yılmaz bekçileri olacağız ulusal ve uluslararası sermayenın, tedarıkçilerin haklarını savunan bir dernek değil meslektaşlarımın haklarını devamlılığını savunan bir dernek başkanı etrafında buluşmak umuduyla saygılarımla hoşçakalın
Ramazan ÖZMUTLU