Optometri’nin Gelişi

Sayın OptisyeninSesi Editörü,

Bugüne kadar yayıncılık ilkeleri dâhilinde mesleğimiz için yapmış olduğunuz tüm çalışmalar ve yayınlar için kendi adıma çok teşekkür ederim. Son yayınladığınız Op.Dr. O.Murat Uyar’a ait 09/01/2014 tarihli makale resmen meslektaşlara uyarı gibi bir yazı olmuş. Bu vesile ile mesleğimizi, bizden daha iyi analiz eden Murat Bey’e çok çok teşekkür ederim. Doktor Bey, biz gözlükçülere avazı çıktığı kadar bağırıyor’’ Eczacılar başardı. Sizde başarabilirsiniz’’ demek istiyor ve ekliyor.

’’MESLEKİ AÇIDAN AYAKTA KALABİLMEK, EMEK SÖMÜRÜSÜNE DİRENEBİLMEK, MESLEĞİ GELİŞTİRMEKTEN DAHA FAZLA ÖNEM VE ÖNCELİK KAZANMAYA BAŞLAMIŞTIR’’

Murat Bey’ in bu söylemini biraz açarsak; Mesleğimizle ilgili dünyadaki en son eğitim noktası, en son gelişme Optometri olduğuna göre sanki biraz bundan bahsediyor.

Bazılarının “Ne ilgisi var?” dediğini duyar gibiyim. Sürekli eğitime karşı olmakla suçlanan geleneksel optikçiler, optometri geldiğinde kendi işletmelerinde maliyeti kurtarmayacağı için bu arkadaşları çalıştıramayacaklarını düşünüyorlar. İşlerin dibe vurduğu, SGK’ nın gözlüğü kaldıracağı söylemlerinin havalarda uçuştuğu şu günlerde ister istemez bende bu şekilde düşünmekteyim.

Mesleğimize Optometri’ nin gelişinin sadece AVM optikçilerine yarayacağını söyleyebilirim. Her ne kadar bazıları ’’Kalkmayacak, konuşup da insanların moralini bozmayın, yalan bunlar’’ dese de bana göre bu işin sonu geldi. Bu işe çare olarak da bünyede doktorun işini yapan optometristi bulundurmak gerekecek. Zira hastalar, bünyesinde bedava optometrist bulunduran dükkânları daha çok tercih edecekler. Bir de konuya şu açıdan bakalım.

Bizler optometristlerimizin yetişmesini beklerken, AVM optikçileri bunu kısa sürede, yurt dışında hazır bekleyen optometristlerle anında çözecekler. Tabi bunlar birilerine göre tamamen senaryo. Bana sorarsanız gelecek, geleceğimiz.

Doktor Bey, kendi mesleklerine dışarıdan gelecek takviye meslektaşlarından bahsederken, haklı olarak bizi atlamış.

Yine sözü geçen makalede, Optometri’nin gelişinin ve yurt dışından yabancı doktor getirmenin hastalara çok zararı olacağı anlatılıyor. Göz muayenesi esnasında
anlaşılan bir takım hastalıklardan bahsediyor. Bunların bir çoğunun Optometrist tarafından gözden kaçırılabileceğine işaret ediliyor. İthal doktorların da yurdum insanının derdinden anlamayacağı telaffuz ediliyor. Bu işin de kolayı, her doktora bir tercümanla çözülecektir. Herhalde(!)

Yurt dışında bazı ülkelerde halen sakıncalı bulunup Optometri’nin onaylanmadığını, bazı ülkelerde ise Kaldırılmalı mı, kaldırılmamalı mı?” konusunun tartışıldığı anlatılıyor. Dünyada durum böyleyken bizim ülkemizde, birilerine faydası olsun diye bu konu temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp ortaya atılıyor.

Tüm bunlar olurken derneklerimiz ve konfederasyonumuz Optometri konusuyla ilgili ne yapıyor?

Geleceğimizi karartacağını ve geneleksel dükkanlara hiçbir fayda sağlamayacağını düşündüğüm OPTOMETRİ’ye karşılar mı? Değiller mi?

Bu konuyla ilgili biz gözlükçüler ve optisyenler arasında bir anket yapmayı düşünüyorlar mı? Bizlerin fikrini soracaklar mı?

İşte tüm bu CEVAPSIZ SORULAR ve kendi başıma sonucunu bulamadığım problemler beni yoruyor, üzüyor ve karamsarlığa itiyor. Ali Mutlu başkanımın videolu açıklamasında
bahsettiği gibi bu mesleğin gerçek duayenlerinin, dinazorlarının, sayın başkanımın tabiriyle yaşlılarının çekilmesinin çok yanlış olacağını düşünüyorum. Hele hele bazı konuların daha rayına oturmadığı, havada kaldığı şu günlerde tam tersini düşünüyorum. GENÇLERLE BİRLİKTE, YANYANA, DİK, HEM DE DİMDİK duran tecrübeli ve yine bazı
Saygısız kardeşlerimizin tabiriyle dedelerinin masallarında geçen kocamış ve onlara göre zavallı tilkilerin maskarası olmuş yaşlı kurtların halen derneklerde bulunmasının gerektiği düşüncesindeyim.
Konuları anlatırken daldan dala atlıyorum ama şimdi de aklıma şu geliyor. Samsun’da yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda yaşlı başlı, ununu elemiş eleğini asmış, torun torba sahibi, TURGUT VARDİ başkanımın hem Konfederasyon, hem de İstanbul derneğinin başına getirilmesinde karar veren grubun içinde Ali Mutlu başkanım yok muydu? Şayet var ise o zaman gençleri düşünmedi mi? O karar alınırken gençler hiç aklına gelmedi mi?

O an neden göreve genç birinin getirilmesini önermedi? Bunlarda beni düşündüren ve cevaplarını beklediğim sorular.

Bence işin başına bu saatten sonra kim gelirse gelsin (ister genç ister ihtiyar) bu meslek için çalışacak, geleceği düşünecek, AVM’ lerdeki işletmelerle kankalık yapmayacak, ağzına OPTOMETRİNİN ’O’’sunu dahi almayacak. Her zaman biz geleneksel dükkan sahiplerinin yanında ve arkasında yer alacak birileri olmalı.

Hele hele ESKİYE RAĞBET OLSA BİTPAZARINA NUR YAĞARDI’’sözünden yola çıkılarak, başımızdan seçimle gönderdiğimiz birilerinin, içimizdeki truva atları sayesinde, başlarını alıpta giden kadrolarıyla birlikte bizlere katılmaları kesinlikle kabul dilemez. Benden söylemesi, benden uyarması.

Sevgili meslektaşlarım, şimdilik bu kadar. Derler ya ’’Alışmış kudurmuştan beterdir’’ Ben yazmadan duramıyorum, umarım sizde okumadan duramıyorsunuzdur inşallah.

Hepinizi çok seviyorum. Herkese hayırlı işler bol bereketler diliyorum.

Levent Akagündüz