
Fransa’da Ekonomik Sarsıntı!
Fransa’da 2025 yazı, işletme iflasları açısından son 15 yılın en zorlu dönemi olarak kayıtlara geçti. Altares’in üçüncü çeyrek verilerine göre, ülke genelinde 14 binden fazla şirket faaliyetine son verdi. Bu tablo, ekonomik durgunluğun derinleştiğini ve tüketim alışkanlıklarının ciddi biçimde değiştiğini ortaya koyuyor.
Gözlük Sektöründe %47 İflas Artışı
Fransa’da kişisel bakım perakendesi çatısı altında yer alan optik sektörü, yılın üçüncü çeyreğinde %47,8 oranında artan işletme iflaslarıyla dikkat çekti. Altares verilerine göre, sadece Temmuz–Eylül döneminde 34 işletme faaliyetini durdurdu. Bu rakamlar, yılın ilk iki çeyreğinde görülen 35 ve 34 iflasla birlikte değerlendirildiğinde, istikrar değil, birikmiş kırılganlığın habercisi olarak okunuyor.
Yeni Açılan Mağazalar Umut Veriyor
Tüm bu olumsuz tabloya karşın, Fransa optik pazarında dinamizm tamamen kaybolmuş değil. Bien Vu dergisinin yayımladığı verilere göre, yılbaşından bu yana ülke genelinde 238 yeni optik mağazası açıldı. Aynı dönemde 70 işletme yargı kararıyla kapanırken, sektörde dengelenme eğilimi sınırlı da olsa devam ediyor.
Fransız Ekonomisinde Kara Bulutlar
Genel tablo ise sektörlerin tamamında sıkıntılı. Ülke genelinde 14.371 işletme üçüncü çeyrekte iflas etti. Sadece Eylül ayında 6.800 yeni dava açıldı — bu, 2009’dan bu yana görülen en yüksek seviye. En çok etkilenen alanlar arasında imalat sanayi (+17%) ve iş hizmetleri (+9%) yer aldı.
“Ekonomi Kalın Bir Sis Tabakasında”
Altares Araştırma Direktörü Thierry Millon tabloyu şöyle özetliyor: “Eylül ayı, yaz başındaki umut ışığını söndürdü. Fransız ekonomisi kalın bir sis tabakasının içinde. Belirsizlik, yatırım ve istihdam kararlarını dondurdu. Ancak hiçbir şey tamamen kaybedilmiş değil.”
Optik Sektörü İçin Ne Anlama Geliyor?
Fransa’daki bu gelişmeler, Avrupa genelinde optik pazarının daralan kâr marjları ve yoğun rekabet nedeniyle baskı altında olduğunu bir kez daha gösteriyor. Türkiye’de de benzer bir tablo oluşmaması için işletmelerin finansal disiplin, stok yönetimi ve markalaşma konularında adımlarını dikkatle atması gerekiyor. Avrupa’daki her dalgalanma, global tedarik zinciriyle Türkiye’deki perakendecilere kadar yansıyor.