09 Şubat 2013 - 0:15 'de eklendi.
2002 yılından bu yana meslektaşlarımız üzerinde oynanan bir oyunu 2004 yılında da devam ettirerek önce gözlükçüyü böldüler. Sonra gözlükçü adını değiştirerek Fransızca bir kelime olan optisyen tanımını getirerek, bizleri 5193 sayılı yasanın geçici-1. maddesi ile ikinci sınıf yaptılar.
DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM;
2002 yılından bu yana meslektaşlarımız üzerinde oynanan bir oyunu 2004 yılında da devam ettirerek önce gözlükçüyü böldüler. Sonra gözlükçü adını değiştirerek Fransızca bir kelime olan optisyen tanımını getirerek, bizleri 5193 sayılı yasanın geçici-1. maddesi ile ikinci sınıf yaptılar. Yarın optometri çıktığı zaman birinci sınıf optimetrist, ikinci sınıf optisyen, üçüncü sınıf da gözlükçüler olacaklar. Bu kadar önünü göremeyen ve bindiği dalı kendi eli ile kesen ve kendini düşünmediği gibi mesleğinin geleceğini de düşünmeyen ve geleceğini hiçe sayan, illa optometri gelsin diyen zihniyeti destekleyen bazı arkadaşlara diyorum ki;
.
Ey Meslektaşım, sen ve senin seviyendeki arkadaşlar optometri geldiği zaman sen optometrist olabilecek misin ?
.
Hayır, olamadığına göre sen neyi destekliyorsun. Buna ne denir? Doğmamış bir çocuğa don biçmiş olursun. Ey gafil insan! Sen kendi hakkını “Ben yemesini bilmiyorum gel hakkımı al ve beni açlığa mahkum et.” diyerek başkalarına veriyorsun. Bunun bir çok mahsurları ve zararları olduğu gibi toplumun sağlığına da çok zarar vereceğini şimdiden sizlere hatırlatmak istiyorum. Örneklerini ve zararlarını ileri ki yazılarımda sizlere daha net bir şekilde anlatacağım.
.
Kanunlar çıktığı zaman atı alan Üsküdar ı çoktan geçmiş olur. Öyle tamam gelsin demek çok kolay. İleriyi görmeden ve düşünmeden, günlük düşünce içerisinde tamam diyebilirsin amma vebalin çok büyük olur. Yarınını çok iyi düşünüp öyle karar vermelisin. Mevcut optisyen iş bulamazken ve mevcut optisyenler iş için kendi dükkanlarında boş otururken, optisyen ve gözlükçü enflasyonu var iken, sizler bu mücadeleyi kimler için ve kimlere hizmet vermek için veriyorsunuz? Bunu anlamış değilim. Böyle bir uygulama olduğu taktirde ah of çekmenin anlamı kalmaz ve mesleğe ve meslektaşa büyük bir ihanet yapmış olursunuz. Avrupalıya bakma, bakarsanız gün gelir başka dallarda olduğu gibi burda da çok pişman olursunuz ve iş işten geçmiş olur.
.
Ondan sonra geçmişe mazi yenmişe kuzu derler.
.
Bizler eğitime karşı değiliz. Gelsinler optisyenin seviyesini yükseltsinler. 4 yıla çıkartsınlar. Eğitim kalitesini yükseltsinler ve bu okullardan mezun olanlara Başbakanlık Personel Genel Müdürlüğünde kadro istihdam etsinler. Mevcut olan optisyenlere bir müreffeh hayat yaşatsınlar. Ondan sonra çıksınlar mevcut göz doktorlarının istihdam alanlarını düzeltsinler. 1219 sayılı Tababet Yasanının 12. Maddesi gereği tabibi ticaretten men etmiş ise optometriye neden ticari vecih vererek, ticaret yapmasının önünü açsın. Ticareti yaptığı takdirde vay Türkiye’deki insanların haline. Onun için konuları lütfen genel olarak düşününüz. Son pişmanlık fayda etmez. Daha buna benzer pek çok yanlışlıkların olduğunu biliyorum. Günü ve zamanı gelince bunları da söyleyeceğim. Dün uyardığımız kişiler bugün “Hep yanlış yapmışız.” deyip nedamet içine giren arkadaşlar var. Dizlerine vurup duruyorlar. Nedamet para etmiyor. Onun için çok dikkatli olmak lazım. Her şey maddiyat değildir. Manevi tarafınız lütfen ağır bassın. Bu bir mesleğin geleceğidir. Lütfen mirası güzel kullanalım. Bizden sonra gelen nesile güzel ve sorunsuz bir miras bırakalım.
.
Değerli Meslektaşlarım;
.
Dirliğin olmadığı bir yerde birlik ve beraberlikten bahis etmeniz söz konusu değildir. Evin içinde huzur bulamayan birisi elbette huzuru dışarıda arar. Bulamadığı taktirde kendi başına hareket etmek mecburiyetinde kalır. Lafta birlik değil özde birlik lazım.
Buyurun gelin hep birlikte Oda ve Birlik Yasası için Meclis koridorlarından çıkmayalım.
Gerekirse sabaha kadar Bakanlık kapısında bekleyelim. Bir ata sözünün hatırlatmak istiyorum. ” Ağlamayan bebeğe mama verilmez.” Öyle ise hep beraber ağlayalım. Her yerde ve her platformda hakkımızı birlikte arayalım.
.
Böyle oturduğumuz yerden ahkam kesmeyelim. Hodri meydan diyorum. Öyle sitelere süslü püslü laf yazıp palavralar atmayalım. Gelin Ankara’ya mitili atalım. Mesleğin hakkını kapı kapı dolaşarak, sizin deyiminizle diyaloglarla çözelim. Diyalogla hakkımızı vermiyorlarsa hukuka ve insan hakları mahkemesine gidelim. Diyeceğim odur ki oturmayla bir yere varamadığımız gibi o makamları da boşu boşuna işgal etmeyelim. Tekrar hodri meydan diyorum. İşte birlik işte beraberlik. Öyle sinsi hareket etmeyelim. Kimisini fedai gibi, kimisini badigard gibi, kimisini de çanta gibi taşımaya gerek yok. Hep omuz omuza vererek gidelim. Yok sinirlisin, yok döversin, yok iyi konuşmasını bilmezsin, yok seni yanımda götürmem diyebilirsiniz. Ancak herkes bu taşın altına elini koymalı, birlik ve beraberliği sağlamalı, zaman geçmeden bunu uygulamalı. Aksi takdirde namazın kazası olur orucun kazası olur velakin amma, zamanın kazası olmaz. Zamanı geri getiremezsiniz. Boş yere zaman kaybetmeyin ve havanda su dövmeyin. Gelin bu egolarınızdan vazgeçin. İş yapın, isim sizin olsun. Kim iş yaparsa yapsın, meslek ve meslektaşlar için en başta ben kendilerine teşekkür ederim. Çünkü bu mesleğe gönül veren birisiyim. Kimler bu mesleğe bir katkıda bulunursa ömür boyu ona minnettar kalırım. Öyle afra tafra satmalarına gerek yok. Buyurun gelin. Ankara’da konularla ilgilenelim. Mesleki sıkıntılarımızı birlik beraberlik içinde çözelim. Bu meseleler bir gün durmayla veya kalmayla çözülmez Bu sorunların çözümü için gerek bireysel, gerekse toplumsal olarak el ele vermemiz gerekir.
.
Sayın Salman kardeşim, sana gelince adını soyadını saklamana gerek yok. Avcı ava gider. Av kendini ne kadar gizlerse gizlesin muhakkak avcı onu avlama yolunu bulur, o avı avlar. Onun için başkasının ismi ve soy ismi ile bu meslektaşların karşısına çıkma. Açık kimliğini ve telefonunu ver. Korkma. Korkuyorsan bu türlü yazıları yazma. Bu yüzünüze maske takarak dolaşmaktır. Bir gün masken düşer, gerçek yüzün çıkar ortaya. O zaman kimsenin yüzüne bakamazsın. Herkesin fikri hür vicdanı hür olması gerekir. Bir ortamda inancı ile amelin arasına başka bir isimle girme. Bu alaylı dediğin kişilerden sen de olabilirsin. Sakın sen sen ol, bu mesleği üçbeş kuruş menfaatin için başkasına peşkeş çekme.
.
Yarın vicdanen çok rahatsız olursun. Bugününün yarının olduğunu düşün, ona göre kararını ver. Yasalar ve mevzuat; toplumun yararı, sağlığı, refahı için çıkarılır. Kişiler ve bazı zümreler için kanun çıkmaz. Çıksa bile o çıkan yasa kimseye hayır getirmez. Duvarın altında ilk can verecek olanlar da onlar olur. Bu yazım ile keyif alabilirsin amma ilerde bu keyif gözyaşlarına sirayet eder. Değerli dost, laf olsun torbam dolsun, diyorsan biz çok torbası dolanları gördük. Sadece iki metre kefen ile gidenleri de unutma. Resimdeki o parmaklar bir gün gelir boğazına sarılırlar.
.
Onun için “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.” diyorum. Sen sen ol, kırk defa düşün bir kere karar ver. Değerli kardeşim, ister alaylı ol, ister okumuş ol, ister öğretim görevlisi ol, kim olursan ol. mevlananın dediği gibi bu derğaha girerken adınla sanınla açık kimliğinle gel. Herkes senin ne olduğunu bilsin. Kimliğini açıklamadığın taktirde sana asla bir daha cevap vermeyeceğim.
.
Değerli Meslektaşlarım;
.
Bazı arkadaşlarımızda sitelere yazı yazma hastalığı başladı. Sağa sola çatmadan evlerine gidemiyorlar. Çünkü bunlar sadece ben varım sarhoşluğu içindeler. Bunlar mesleğinin ve meslektaşının çıkarlarını asla düşünmezler. Bunlar ve bu zihniyetten olan insanlar bugüne kadar neyi halletti ki bundan sonra neyi halledecekler. Bunlar hep afra tafra atarlar amma hepsi boş. Boş şeyler ile zaman kaybedip durmayalım arkadaşlar.
.
Saygılarımla,
.
Mahmut YETİM
Büyük üstad biz de varız ve hep ALLAH izin verirse sağlığımızın yettiğince yanında olmaya çalışacağız. HAYDİ nerdesiniz benim DELİKANLI meslektaşlarım.
Ellerinize yüreğinize ve kaleminize saglık efendim.Dogru söze ne denir üç kez okudum yazınızı neresini öveyim neresinin haklı oldugunu anlatayım bilemedim.Ama siz gibi bu mesleğe ömrünü vermiş duayenler birleşirse inanıyorum ki bu meslek ayaklar altı olmayacak.
Ha meclis kapısında sabahlamak mı:BATTANİYEMİ HAZIRLADIM BENİ UNUTMAYIN.Yıllarca uyutulmaya çalışılan bir gurup olarak artık konuşmak zamanı.bu meslek için elimden ne geliyorsa seve seve yaparım.
SAYGILAR sayın YETİM.yanlız değilsin
Sayın Mahmut yetim açık seçik net yazılarınıza bir yenisini eklediğiniz ve hepimizi bilgilendirdiniz için size çok teşekkür ediyorum . Mesul müdürlükle ilgili yıllar önce söyledikleriniz bugün hepsi gercek olduğu gibi optometri hakkındaki öngördükleriniz aynen olacaktır . Bu büyük meselenin karşısında hepimiz sağlam durmak zorundayız . Ben karşıyım ben az karşıyım ben karşı değilim diyen Her biri ayrı telden çalan yöneticilerle bu işler çözülmez . Saygılar
mahmut abi ,tarafın belli,rengin belli,ne sölemek istiyosan aslan gibi yazıyosun ,gelin hep birlikte elimizden ne geliyosa yapalım diyosun ,davet çıkarıyosun,ama bakıyorum diger tarafa ne renk var nede taraf ortaya karışık yapıyolar,öylede olsun böylede olsun,nasıl bir anlayıştır merak eder oldum ,daha ne bekliyolar,ama görünün o ki yine senden fayda var ,1992-1993 senesinde biz gözlükçülere saglamış olduğun ruhsatname gibi,göray bey 1 sıradayım diyo,benide sıranın neresine koyarsan koy bende YANINDAYIM,
Ahmet ÖZCAN / GÖZLÜKÇÜ
Sayın Mahmut Yetim yazınızı okudum çok güzel yazmışınız yazdıklarınızında yüzde 80 nine katılıyorum ancak yazdıklarınızla yaptıklarınız birbirini tutmuyor 1992 li yıllara dönün kimlere nasıl ruhsat verilmesine yardımcı oldunuz bakkalı ,manavı,marangozu vs.işlerle uğraşanları nasıl bu mesleğe soktunuz, bir düşünün
saygılarımla
Ergün Karaçanak
Sayın dost Ergün Karaçanak,
%80 oran dost dergahına giriş demektir. %20’yi de karşılıklı muhabbetle ortadan kaldırırız.
Yeter ki aramızdaki selam eksik olmasın.
Mahmut Yetim
Sayın Mahmut Yetim, görüşlerinize bütün kalbimle katılıyorum.İyiki varsın ve iyi ki meslek için mücadele
ediyorsun.allah tuttuğunu altın etsin.
saygılar
Güçlü kalem güçlü yürekten beslenir. Yürüyen abide kısaca şunu söylüyor. “Celladınıza aşık olmayın.)
Yine en büyük sensin Mahmut Yetim. Önünde saygı ile eğiliyorum.
Meclis kapısına davet çıkartıyorsun. Yaz Mahmut yaz. Birinci sıraya Göray Uğurlu’yu yaz.
Sayın Mahmut Yetim bey, Bende naçizane alaylı bir gözlükçü olarak yazınızı okudum daha önce hiç bir yerde hiç bir sitede dergide görüşümü bildirmedim bence yazdıklarınıza kısmen katılıyorum. Ben daha çıraklık yaptığım yıllarda bu işin duayeni diye bildiklerimiz ağır abiler büyüklerimiz izmir de başı çeken bazı gözlükçüler hep kendi ve etrafını düşündüler meslek nereye gider daha sonraki yıllarda ne olur işin boyutlarına ol diye bir düşünceleri yoktu kl herhalde işler bu boyutlara geldi işin saygınlığı ortadan kaldı. Artık gözlükçüler çok para kazanan ve birazda kaba tabir olacak ama üç kağıtçı gibi görüyorlar şimdi büyük avm mağazalarında dizi dizi optik mağazaları sonra… Read more »
Mahmut Hocam iki gündür ikilemler yaşıyorum.güvendiğim dağlara karlar yağdı.:(Çok üzgünüm çok.