Bu çay ocakları ve çaycılar bir şekilde bilinç altımda o denli yer etmiş ki, farkında olmadan tüm yazılarım da onlara yer veriyorum.
01 Aralık 2018 - 14:03 'de eklendi.
Bir saat kadar sonra bir dostumla buluşacağım Starbaks’a gitmeden önce, Akdeniz caddesinde vakit geçirebileceğim bir yer arıyorum.
Ne aradığımı da bilmiyorum.
Pastahane, kıraathane, çay bahçesi, ucuza vakit geçirebileceğim her ne olursa diye düşünürken, caddeye çıkan bir sokağın köşesinde yer alan bir kot mağazasının bulunduğu binanın apartman girişinde bir tabela dikkatimi çekti.
Gülen çay evi. Tabelayı takip ederek girdiğim binanın merdiven altını dikkatle süzüyorum. Ağırlıklı esnafa hizmet eden, arada bağımsız müşterileri de olsun diye tabelasına çay evi yazan mekan. Bildiğiniz çay ocağı.
Bir çay isteyip, küçük taburelerden birine oturuyorum. Üçlü çay ocağı, acil durumlar için kullanılan kettle, raflarda ki çeşitli boy ve ebatta bardaklar, fincanlar, duvarda artık pek kullanıldığını tahmin etmediğim diafon, buzdolabı üstünde ki askılı çay tepsisi… Hepsi tanıdık. Uzun yıllar çalıştığım Bahariye caddesinde Fahri abi’nin çay ocagındayım sanki. Bir farkı burada bulaşık makinesi var.
Ocakta duran adamın ilgisizliğine karşın halimden memnun olmalıyım ki bir çay daha söylüyorum.
Çaycı esnafını biraz bilirim. En azından orta yaşı geçmiş olanları, hemen samimiyet kurmazlar. Beklerler ki sen açılasın. Yeni müşteri edindikleri kimseler hakkında meraktan çıldırsalar bile soru falan sormazlar.
Bende duvarda asılı duran büyük ve eski bir çerçeve içinde doğup büyüdüğü yöreye ait olduğunu tahmin ettiğim rengarenk çiçeklerle bezeli dağ resmine takılıp, birazdan içeriye girecek Fahri abi’nin elemanı Aykut amca’nın sözlerini hatırlıyorum.
–Ya Fahri, gözlükçü çay markalarını geri gönderdi. Çayı artık kendileri yapacakmış.
Çakmakçı ibo’nun çakmak tezgahını sırtladığı gibi hana dalışı.
–Zabıtaların maaşları yine az mı geldi nedir? Nefes aldırmıyorlar.
Galeri şehir de yeni işe başlayan kız da girmesin mi içeriye? O nasıl bir dar pantolon? Makyaj da mı yapmaya başlamış?
–Fahri abi ya, benim bu kıyafetler burada kalsın mı? Akşam çıkışta alırım.
Şimdi düşünüyorum da, bu çay ocakları ve çaycı lar bir şekilde bilinç altımda o denli yer etmiş ki, farkında olmadan tüm yazılarım da onlara yer veriyorum.
Ne dükkan sahipleri, ne patronlar, ne banka müdürleri…
Her türlü faaliyetin ve fikirlerin konuşulduğu mekanlardır çay ocakları. Biz yalnız ait olduğumuz dükkanla ya da meslekle yetişmedik. Çevre esnafla da, simitçisiyle, büfecisiyle, kahyayla, börekçisiyle büyüdük. AVM lerde ki çalışma düzenini bilmem. Ama cadde ve iş hanların da ki çay ocakları en kolay iletişim kurulabilecek esnaf grubudur. Bu kadarını bilirim.
Bir saatlik vaktimin dolduğunu bana hatırlatan duvar saatine, beni anılarım dan uzaklaştırdığı için sitemli bir bakış atarak ,çaycı nın “cins bir adam ” diye düşünmesine de sebep olacak şekilde tek kelime etmeden starbaksın yolunu tutuyorum, Kağıt bardakta kahve içmeye.
Metin TURANLI
Marcolin’in Türkiye’deki resmi distribütörü Merve Optik’tir....
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Ufukla yükseklik arasındaki farkı göremeyenler, kibirle bilg...
Venedik'teki tarihi Palazzo Flangini'de "The Lens of Time – ...
Göz hastalıkları alanında uzmanlığıyla tanınan değerli mesle...
Fransa’da göz sağlığı alanındaki yetki sınırlarına dair tart...
Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı tarafından “Suç İşlemek Am...
Anneler günü geleneği, Antik Yunanlıların Yunan mitolojisind...
Merhuma Allah’tan Rahmet, kederli ailesine, sevenlerine, sab...
Miyopiye Karşı Güçlü Bir Silah: 2025 Çin Optometri ve Oftalm...
Metin Hocam dilinize sağlık. çok güzel yazıyorsunuz. cumartesi günlerini iple çekiyoruz. yazılarınızın müptelası olduk