Yaz bitti. Güneşin eski sıcaklığı kalmadı. Gündüz yine ara ara yakıcılığı sürse de akşam serinliği üstüne bir şey almanı gerektiriyor.
Hipnoz’a gittim, psikolojik destek aldım, faydası yok. Yoga… Meditasyon… Kısa süreli devam ettim. Yine içiyorum… Yine içiyorum.
Bu olmamalıydı. Herkesin gözlüğüne bakma huyumdan bir vazgeçemedim gitti.
Psikolojide bunun bir adı var mı bilmiyorum. Yaşadığın andan bir sonra ki anı kafada tasarlamak. Sık sık yaptığım bir şey bu.
Ama efendim, normal iskontomu yaptım adama. Peşinde zaten yüzde yirmi indirim yapmıyor muyuz efendim? Evet, ben de yüzde yirmi beş yaptım efendim. Ama tanıdığım biri efendim.
Her ödemeyi gözlükle yapıyor. 1 kilo kıyma bile alsa, gözlük hazır. Bizim burada gözlük vermediği garson kalmadı.
Doğu Bank, benim çıraklığımda iki şekilde aklımda kalmış. Aksi ve yaşlı insanlarla dolu bir yer ve sefer tası kültürü. Gözlükçüler Derneğinden başlayarak, Saragossiye dek…
Mesai saatinde bilgisayarda oyun oynamak gerçekten tehlikeli. Çünkü, sizi işten soğutabiliyor. Oyun, feys’e bakmakla, gazeteleri okumakla aynı şey değil.
Bazen istemeden de olsa insan, şimdiki gibi adrese gözlük götürmek zorunda kalabiliyor.
Zor bir kışı geride bıraktık sayılır. Anca ki kendimize geliyoruz. Ne zamandır böyle bir iş yakalamamışım.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.