Sabah her zamanki saatimde kalktım, traşımı oldum. Sonra bulunduğum binanın en üst katındaki evimin odasının camını açıp güne ve dünyaya günaydını mı ve iyi dileklerimi sundum. Sonra kahvaltı falan, filan hadi bakalım işe. Dükkanın önüne geldim. Yine boş yer yok hatta çift sıra park. Defalarca ceza yedim ama mecburen bende diğerleri gibi çift sırayı yaptım. […]
09 Şubat 2014 - 2:22 'de eklendi.
Sabah her zamanki saatimde kalktım, traşımı oldum. Sonra bulunduğum binanın en üst katındaki evimin odasının camını açıp güne ve dünyaya günaydını mı ve iyi dileklerimi sundum.
Sonra kahvaltı falan, filan hadi bakalım işe. Dükkanın önüne geldim. Yine boş yer yok hatta çift sıra park. Defalarca ceza yedim ama mecburen bende diğerleri gibi çift sırayı yaptım. Aracımdan indim. Beni gören komşu seslendi:
-Dostum gel birer bardak çay içelim. (O da benim gibi caddede eski)
-Sağol komşum. O işi az önce hallettim. Bir işim var halledeyim sonra sen bana kahveye gel.
Diyorum ve dükkanıma geçiyorum. Dükkanım her zamanki gibi gelişimden 15 dakika önce açılmış, çayımız demlenmiş.
Oturdum teknolojinin başına, ilk işim Medulaya bakmak. Ödeme çıkmış mı? Çıkmamış mı? Örneklemedeyiz ya her hangi bir çağrı, bilgi, problem var mı? Ödemede yok, sorunda yok. Şükür. Sonra demlenen çaydan bir bardak koyuyorum, sıra maillerde orada da kayda değer bir şey yok.Yaz yaklaşıyor ya önceden rezarvasyon, erken al, ucuz al falan filan. Böyle giderse ucuzu bile aşacak öyle görünüyor.
İkinci bardak çayımı koyuyorum. Gazetelere bakıyorum. Teknoloji anasını satayım. Her şey önümde. Günlük gazeteleri tercih sırama göre okuyorum. Her gazetede belli yazarlarım var. Bunlardan birisi de Soner Yalçın. Yazıyı okuyorum. Şaşkınım. Adam bizi, bizim mesleğimizi anlatıyor sanki. Bir daha, bir daha okuyorum. Defalarca okuyorum. Şaşkınlığım artıyor. Birileri beni ve kafamın içini uzaydan gözetliyor. SANKİ BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR Paranoyak oldum. ECOO MU ACABA?
Soner Yalçın Usta’dan, kopyala yapıştır, aynen yazıdan alıntıdır. Sizler de okuyun istedim.
“They Live “Yaşıyorlar” adlı 1988 yapımı bir film var. Uzaylılar insan kılığına bürünmüş ve dünyayı işgal etmektedir. Uzaylıların gerçek yüzlerini sadece basit bir güneş gözlüğü göstermektedir.
Filmin ana teması gerçeklik olgusuydu; insanların nasıl uyuşturulup, kandırıldığını anlatıyordu.
Türkiye’de insanlar da kandırılmaya çalışılıyor; gözlüğü takamayanlar “uzaylılar gerçeğini” göremiyor.
…
O halde takalım
“gözlüğümüzü”…”
Yazının bizi ilgilendiren kısmı bu kadar.
Sevgili meslekdaşlarım,
Konumuzu dağıtmayalım. Öncelikle de ‘’En uzağa ben atarım’’dan vazgeçelim. Nedense bugünler de bir çok kişinin yazdığı veya söylediği gibi “Mesleğimize eski saygınlığını yeniden kazandırmalıyız.” sözü kafama takılıp duruyor.
Eskileri düşündüğünüzde mesleğimiz saygın bir meslekti değil mi??? EVET.
Peki bu saygınlık nasıl yok oldu? Bana göre hastanın müşteri olması ve gözlükçünün de esnaf olmasıyla yok oldu.
ECOO’YA ÜYE OLUP SAYGINLIK KAZANILIR MI?
ECOO’YA ÜYE OLUP OPTOMETRİYE KARŞI ÇIKILIR MI?
TOOMD yönetim kurulu üyesi bey, bu platformda nihayet ECOO üyesi olduklarını ve orada olmaya devam edeceklerini yaptığı yorumlarla itiraf etmiş ve ’’İçinde olmalıyız ki müdahale edelim.” demiştir.
Bu müdahalenin mümkün olmayacağını kendisinin bildiği gibi hepimiz biliyoruz değil mi? Dolaylı da olsa, tekrar ECOO üyesi olduklarını açıkladığı için bu bey’ e çok teşekkür ederim. Bir kuruluşun içine girerken onun kurallarını kabul ederek girdiğimizi unutmayalım. Seni yok sayan, görmezden gelen bir kuruluş, senin önerilerine de kulak asmayacaktır. Hani her sorununuzda yanınızdayız demişti ya MALAGA’DA. Öyleyse neden çözemediğimiz sorunlarımızı onlara aktarmıyoruz? Mesela OPTOMETRİ, mesela REKLAMLAR. Abimiz ya(!) Çözemedik çözse ya(!) Biz de sayelerinde saygınlığımızı geri kazansak ya(!) Nasıl olsa her sene çatır çatır yıllık aidatlarımızı ödemiyor muyuz?
Hani başkanın ve hocamızın söylediği gibi reçeteli satılan ürün reklamları yasaktı? Ne oldu? Söyleyeni bir dövmediğiniz kaldı. Yönetmelik değişikliği ile reklamların serbest olduğu açığa çıkınca meslektaşlardan özür dilendiğini duydunuz mu? HAYIR. Kaybedilen mesleki saygınlık böyle mi geri kazanılacak? Birisi de verilen görevleri bir bir yerine getirip, sonra da kendini emekliye ayırıp, elinde olta, gölde balık tutmakla, bahçesinde çiçek, böcekle uğraşmakla vakit geçiriyor.
Gelelim tarih yazmaya. Tarih kökten yazılır. Tarihi KAZANANLAR YAZAR. Mesela Küba lideri Fidel Castro ve Che Guevara gibi, ATATÜRK gibi. Bu liderler tarihlerini yoktan yazmışlardır. Ortadan başlamamışlardır. Tarihleri yapanlar, tarihlerini yazmışlardır. Diğer yazanlar ise sadece yazılmış tarihin taklitçisi olabilirler. Köleler tarih yazamazlar. Sadece denileni yazarlar. Öncesini, daha öncesini bilmezler, bilemezler. Arşiv tutmakla tarih yazılmaz. Tarih yaşanılarak yazılır ya da alıntı yapılır. Bugünkü tarihçilerin yaptığı gibi. Bundan sonra bizim mesleğimizin tarihini yazanlar, yazsa yazsa zincir mağazalarının tarihini yazabilirler.
Sayın meslektaşlarım,
Bugünlere dönüldüğünde tarihi zincir mağazalarının yazdığı açık ve nettir. Gözlükçülük tarihi yeniden yazılmıştır ve yazılmaya devam edilmektedir. Kurallar, kanunlar onlara göredir. Her şey onların istediği gibi olmuştur, olmaktadır ve olacaktır. Optometri, aynı reklamlar gibi dernekler bu şekilde esnek davrandığı sürece gelecektir. Bunu engellemeye de hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu işler tarih yazmakla, içine sızıp mücadele etmekle olmaz. Rest çekmekle, itiraz etmekle, kovmakla, def etmekle, içinden ayrışmakla, gerçek mücadele ile olur. Ülke meslektaşlarının iş raporlarını çok büyük bir meziyetmiş gibi gösterip, dış güçlere vermekle, casusluk yapmakla olmayacaktır. Şifreleri çözülen meslek, seyyar satıcılar tarafından bile çok kazanılan meslekler gurubu olarak anılmaktadır.
Sevgili meslektaşlarım,
Bugüne kadar yazmış olduğum yazılar tamamen benim izlenimlerim ve gözlerimi açmamla ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Medeni, uygar ve demokrasiye inanan insanların yaşadığı bir grubun içinde bulunduğumu düşünüyorum. Karşıt fikirlere tahammül edemeyen, sürekli saldıran, aksi fikirlerime düşman gözü ile bakan medeniyetsiz meslektaşlar istemiyorum. Son olarak şunu söylemek istiyorum.
HANGİ MARKAYI TAKARSAN TAK AMA MUTLAKA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ TAK, GERÇEKLERİ GÖRMEK İÇİN!!!!!
Tüm meslektaşlarıma hayırlı işler, bol bereketli günler dilerim.
Levent Akagündüz
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...