Sinemanın kötü kadını Lale Belkıs anlatıyor: ”’Eğitimliyim, kentliyim, iyi bir işim var, kendi ayaklarım üzerinde durabiliyorum. Kendi sınıfımdan bir gençle, Kartal Tibet’le beraberim. Bu birlikteliği sürdürmek istiyorum. Öte yandan 15-16 yaşında eğitimsiz ama güzel bir köylü kızı ortaya çıkıyor ve benim nişanlımı elimden almaya kalkıyor. Ne yapmamı beklersiniz? Teslim mi olayım? O köylü kız […]
22 Aralık 2013 - 16:09 'de eklendi.
Sinemanın kötü kadını Lale Belkıs anlatıyor:
”’Eğitimliyim, kentliyim, iyi bir işim var, kendi ayaklarım üzerinde durabiliyorum. Kendi sınıfımdan bir gençle, Kartal Tibet’le beraberim. Bu birlikteliği sürdürmek istiyorum. Öte yandan 15-16 yaşında eğitimsiz ama güzel bir köylü kızı ortaya çıkıyor ve benim nişanlımı elimden almaya kalkıyor. Ne yapmamı beklersiniz? Teslim mi olayım? O köylü kız hizmetçi, şoför, bahçıvan, aşçı gibi köy kökenli insanların desteğini alarak başıma türlü çoraplar örerken, ben kötü ve istenmeyen kadın oluyorum. Sinema dünyası sözüm ona saf ve bakire köylü kızını seyirciye pazarlarken, öte yandan çalışan ve emeği ile bir yerlere gelmiş kadını kötü rol model olarak gösterir. Ben değişmeden kalırken, o köylü kız kısa sürede değişir, şarkıcı olurdu.”’
Fırat Budacı da, Penguen de yazıyor :
” Rakı seven ve muhabbeti çekilen bir adam olmak istiyorsan balık’tan anlayacaksın. Balıksız rakı muhabbeti olmaz. Balıktan anlayacan, anlatacan. Siyasetti, spordu, sanattı bir yere kadar. Muhabbette balık yoksa, sofra adamı olamazsıın. Hangi balık nerede çıkar? Hangi mevsimde ne yenir? Hangi balığın tavası iyidir? Balığın tazesi nasıl anlaşılır? Bilmezsen olmaz. Arada ben balığa limon sıkmam arkadaş farklılığını göstercen. Ocakbaşında dahi olsa konuyu balığa getiremiyorsan, off, şimdi bir çinekop olacaktı ki… Diye mevzuu açamıyorsan hiç rakı içme. Ya da otur evinde iç. Sana ne sofra adamlığından..
Aydın Boysan mı olucan ?”
Professör Beyza Öztürk, Kimya Mühendisleri Odasında bıkmadan usanmadan hep aynı şeyler için bağırıyor :
” Ben suyumu istiyorum arkadaş! Ben musluğu açtığımda içilebilir suyuma kavuşmak istiyorum. Devlet, bana içilebilir temiz suyu ulaştırmak zorunda. Ben içilebilir suyun tonuna 1000 lira vermek zorunda mıyım? Ama hayır! Suç bizim. Sular paketlenip karşımıza geldiğinde tepkimizi gösteremedik.
Susuzluk bahane edilerek Melen projesi hayata geçirildiğinde yine tepki vermedik. Şimdi de Kuzey ormanlarına göz dikilmiş vaziyette. Anadolu da insanlar, İstanbul’dan medet ummadan kendi başlarına bir direniş başlattılar. Buna destek verelim.
Tüm bunlar ülkemizin ilerki yıllarda karşılaşacağı enerji açığı bahane edilerek yapılıyor. Oysa ki hiç bir zaman temel yaşam kaynağı için bu kadar tahripkar bir enerjiye ihtiyaç yoktur. Nufusunuz büyüdükçe silah sanayinizde büyüyecek, nufusunuz büyüdükçe damacana ve pet şişe sayınızda büyüyecek. Enerji büyük ölçüde bunlar için gerekli.
Köylülerimizi örnek alalım. Önce suyumuza sahip çıkalım…”
Osman Mucip Güneri ise başka telden çalıyor:
Senle tanıştıktan sonra, gözlük olayı daha bir dikkatimi çekiyor. Bak sana en son okuduğum bir araştırmayı anlatayım. Salford üniversitesi Optiksel pazarlama ve örgütsel yönetim başkanı professör Luiz de kartır’ ın 5 Avrupa ülkesinde yaptırdığı araştırmaya göre gözlük takan kadınlar aile içi şiddete daha az maruz kalıyormuş. Özellikle 15 ile 45 yaş grubu 352 denek esas alınarak yapılan bu araştırma da şiddet gören kadınların %83’ünü daimi gözlük kullanmayan kadınlar oluştururken, %17’lik bölümünü ancak gözlüklü kadınlar oluşturuyormuş. Türkiye de bu oran nedir bilmiyorum ama, bizim için gözlüklü, gözlüksüz çok da farketmez herhalde.
Bilgin olsun istedim.
Ha.. Bi de farkettim ki, gözlük sektörü ile… Amannn.
Hadi sonra konuşuruz…
Metin Turanlı
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Sevgili Metin Turanlı
yazılarınızı hizmet hareketine gönül vermiş hizmet gönülleri olarak büyük bir zevkle okuyor ve takip ediyoruz. Sizin de takdir edeceğiniz üzre bu linke herhangi bir zarar gelmemesi açısından, linke gönderdiğimiz bazı yazılar hakikate uygun olmayan isimlerle gönderildi. Ama açıklamalar ışığında ortada bir intizar var ise Bundan böyle yazılarınıza optik sektör amaç ve çıkarlarına yakışır bir şekilde cevap ve gerekirse destek gelebilecektir.İnşallah opt.sesi.com yetkilileri bu destek ve yazıları sansürsüz olarak yayımlarlar
Sevgili Hakan,
Bahsettiğiniz konu ile alakalı, acaba bu satırları yazmadan önce çuvaldızı arada bir de kendimize mi batırmak gerekir diye düşünüyorum. Yorumları incelediğimde daha önce sizinde farklı isimler altında yorumlar yaptığınızı görüyorum. Örneğin Hüseyin Atay…
Sevgili OptisyeninSesi okuyucuları site yöneticisi olarak herkesin görüşüne düşüncesine fikrine saygı duyarız. Okuyucularımız Eleştirileri ve yorumları yaparken yapıcı, yol gösterici, uyarıcı, maksadını aşmayacak bir şekilde yaptığı taktirde sitemiz her zaman okuyucuları ile beraber olacaktır.
Saygı ve Sevgilerimizle