Vurun abalıya… İşsizliğin tavan yaptığı, dükkânların nerede ise kiralarını ödeyemediği şu günlerde adamın biri kuyuya bir taş attı, çıkart çıkartabilirsen. İstanbul gibi onlarca hastanenin hizmet verdiği bir metropol de gözlükçülük yapmaktayım. Baştan söyleyeyim ben konuya bilim yapan arkadaşların yaptığı gibi istatistiklerle, bir takım verilerle bakmayacağım. Gün içinde yaşadığım, şahit olduğum, net olarak görünen […]
24 Kasım 2014 - 23:47 'de eklendi.
Vurun abalıya…
İşsizliğin tavan yaptığı, dükkânların nerede ise kiralarını ödeyemediği şu günlerde adamın biri kuyuya bir taş attı, çıkart çıkartabilirsen.
İstanbul gibi onlarca hastanenin hizmet verdiği bir metropol de gözlükçülük yapmaktayım. Baştan söyleyeyim ben konuya bilim yapan arkadaşların yaptığı gibi istatistiklerle, bir takım verilerle bakmayacağım. Gün içinde yaşadığım, şahit olduğum, net olarak görünen bulgularla, olaylarla yaklaşacağım ve abalının derdini dile getirmeye çalışacağım.
Ben bir abalı olarak, gelen reçetelerin içinde protokol numarası, tarihi, doktor kaşesi olmayan gözlük reçeteleriyle uğraşıyorum. Bazı reçetelerin hastaya tekrar muayene masrafı olmasın diye( özellikle özel hastanelerde)barkot tarihi ve protokol numarasının sonradan reçeteye kalemle yazılan tarih ve protokol numarasının tutmadığını görüyorum. Daha da ileriye gideceğim gelen hastaya size reçeteyi yazan doktor hanım diye başladığım konuşmamın, hasta tarafından yok efendim benim doktorum erkekti dediğini biliyorum. Bazı reçetelerin erkek hasta ile geldiğini fakat üzerindeki barkot un kadına ait olduğunu görüyorum. Reçetelere ait bu problemleri abalı olarak ben göğüslüyorum, hiçte gıkımı çıkartmıyorum.
Avrupa’dan gelen göz doktoru reçetelerine şahit oluyorum. Bizim reçetelerimizle ilgisi olmadığını gözlemliyorum. Reçetesinin doğru yapılması işinin üzerine düşen doktorun; Pupilla’ya, vertekse kadar yazdığına şahit oluyorum.
Gözlük yapımında ve hasta tedavisinde biz gözlükçülerin /optisyenlerin tamamlayıcı birer unsur olduğunu, işçilikten sorumlu ustalar odluğunu düşünüyorum. İşine önem verenler, bir parça vicdanı olanlar bilgileri dahilinde ellerinden geleni en iyisi ile yapıyor, bu konuda meslektaşlarımın şahidiyim.
Fakat asıl bu işin bilimini yapmış olan ve mezun olurken Hipokrat yemini eden doktorların bu işi neden bu kadar hafife aldıklarını anlamıyorum. Madem bizlerden şikâyetleri var, üzerlerine düşeni yapıp eksiksiz, kurallarına uygun reçeteler çıkartsınlar. Şimdi sizlerden rica ediyorum elinize bir reçete alıp inceleyin. Reçete adı ile ticari ortamda dolaşan matbu evraklarda doktor tarafından titizlikle doldurulması gereken bölümler var. Ben bunların süs için yapılmadığını, buraların ilgili merci tarafından doğru olarak doldurulması gerektiğini düşünüyorum.
Demek ki neymiş?
Konunun direk muhatabı biz abalılar değiliz, her şeyin düzelmesi için ortak çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi soruyorum arkadaşlar mesleğimizle ilgili çıkan her problemi göğüsleyen, her zaman hatalı gözüken biz abalılar ne zaman kurtulacak bu veballerin altından?
Çocukların geleceği için bu kadar önemliyse neden ödenen üç kuruşlar çok görülür biz abalılara?
Senelerdir zam almayan sektörün önemi devlet büyüklerimiz tarafından ne zaman fark edilecek?
Lafta mühim, icraatta koy gitsin mesleğimiz ne zaman gerçek yerini ve değerini bulacak?
Kusur abalı da değil sadece, sıkıldık artık darbe yemekten, vurmayın artık abalıya yetti canına!
Tüm Meslektaşlarıma hayırlı işler bol bereketli günler dilerim.
Levent Akagündüz
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...