Biliyorsunuz, dizilerden, sahnelerden veya magazin programlarından tanıdığımız birtakım ünlüleri bazen etrafta (yolda yürürken, alışverişte, kafede, restoranlarda, davetlerde) görebiliyor ve onları fark etmeyebiliyoruz. Peki, kimi ünlüler için son derece kahredici bu tip durumların gerçekleşmemesi için etrafınızda dikkat etmemiz gereken “ünlü belirtileri” nelerdir? Gelin bunları inceleyelim: Güneş gözlüğü: Eğer yerin altında, metroda, kapalı herhangi bir ortamda veya […]
21 Mart 2013 - 19:19 'de eklendi.
Biliyorsunuz, dizilerden, sahnelerden veya magazin programlarından tanıdığımız birtakım ünlüleri bazen etrafta (yolda yürürken, alışverişte, kafede, restoranlarda, davetlerde) görebiliyor ve onları fark etmeyebiliyoruz.
Peki, kimi ünlüler için son derece kahredici bu tip durumların gerçekleşmemesi için etrafınızda dikkat etmemiz gereken “ünlü belirtileri” nelerdir?
Gelin bunları inceleyelim:
Güneş gözlüğü: Eğer yerin altında, metroda, kapalı herhangi bir ortamda veya güneş battıktan sonra hâlâ güneş gözlüğü ile gezen birini görürseniz ona iyi bakınız.
Çünkü o kesinlikle bir ünlüdür. Genellikle “Kalabalıkta fark edilmek istememek” olarak algılanan bu davranışın motivasyonu esasında başkadır: Ünlümüzün gözleri çaresizce bir sağa, bir sola, bir ileri, bir geri, fıldır fıldır dönmektedir. Göz bebekleri “Acaba beni tanıdılar mı??? Ya tanımadılarsa? Peki ya tanıdılarsa nasıl davranmalıyım?” endişesiyle hiç durmadan hareket etmekte; ünlümüz ise bu halinin fark edilmesini kesinlikle istememektedir…
Yani, esasında “kendine güvensizliğin örtüsü”dür güneş gözlüğü…
Güneş battıktan sonra Nişantaşı’ydı, efendim, Bağdat Caddesi’ydi, bereli-şapkalı, güneş gözlüklü, ellerini cebine sokmuş tam yol ileri yürüyen, atom bombası patlasa ileri doğru yürümeyi sürdürecekmişçesine tepkisiz bir insan gördüğünüzde biliniz ki o bir ünlüdür. Olmadı yarı ünlü… Olmadı sektör ünlüsü…
Onu durdurun. Kolunu tutarak ona heyecanla “Bi’ saniye! Sizi bir yerden tanıyorum sanki!!!” deyip sinirlerini bozun. Zira kendini çok ünlü zanneden bir kişiye sorabileceğiniz en sinir bozucu soru “A, ben sizi bir yerden tanıyorum???” sorusudur.
Ünlüler (ve yarı ünlüler) bu soruya o kadarrr, ama o kadarrrr bozulurlar ki, magazini takip etmiyor olsanız bile sadece betinin benzinin atmasından ve mimiklerinden dahi, onun magazinde sık (veya ara sıra) çıkan bir ünlü olduğunu anlayabilirsiniz.
Abartılı davranış: Söz konusu yerin iki kat altında nemden kararmış ve kokuşmuş bir bar bile olsa, taşkürenin derinliklerine güneş gözlüğüyle girmiş, ardından ortamdaki bara kurulup henüz etrafında 5 kişi bile yokken AAAAHAHAHAHAH diye kahkaha atan birini görürseniz, bilin ki o bir ünlüdür.
Ona yanaşıp “A, ben sizi bir yerden tanıyor muyum?” deyip, sinirlerini bozabilirsiniz.
Zira bu muhterem ünlümüz, davetli olduğu organizasyona yarım saat önce geldiği ve herkesten önce boş mekana girdiği için geri çıkamamıştır. Haliyle, kendisini çok kötü hissetmektedir.
Aracın arka koltuğundan inip mekana girmek, erken geldiğini anlayıp geri çıkmak imkansızdır zira, çünkü o bir Türk ünlüsüdür ve bir kere o “mekana girme süreci” yaşanmıştır.
Eh, ünlümüz mekana hevesli gibi erken gelmişken üstüne bir de siz “A, ben sizi bi yerden???” dediğinizde, starımızın ruhunda telafisi olmayacak birtakım parçalanmalar olur.
“İfinim merhaba, sağ olun, var olun”
Bana büyük ilgi var halleri: Hollywood’daki Oscar törenlerinde sağdan, soldan, önden ve arkadan gelen seslere yanıt veren “Haay, helloo, ooh, hav ar yu, tenks, tenk yu so maç” diyerek öpücük yollayan yıldızlardan yurdumuza miras olan bu kırılıp bükülme halleri, bizim kırmızı halılarda ünlülerin “Hiç kimsenin ona ilgi göstermemesi ihtimaline karşı kalkan” olarak kullanılır. Yani, etrafta “Şekerpare hanım! Lütfen bu kameraya! Çok hayranız size, ayy” diyen biri olmasa da, kendi kendine konuşan, “İfinim merhaba, sağ olun, eksik olmayın” diyen biri varsa bilin ki o bir ünlü veya yarı-ünlüdür.
İleri vakalarda daha şizofrenik durumlar da yaşanabilir: Kırmızı halıda veya kokteyl ortamlarında tarih öncesi uçan dinozor pterosaur’lar gibi durduk yere, kimse gülmezken VİEEEAK VİEEEAK efektiyle gülen biri görüyorsanız, şüpheniz olmasın ki o da bir ünlüdür. Bu kadar gülmesinin sebebi, etrafına çok eğleniyor gibi görünmek ve “İlgi odağıyım, herkes de beni güldürmeye çalışıyor açıkçası” imajı vermek istemesindendir. Ünlümüz, kendisine anlatılan ve 90’lerden beri kimsenin gülmediği “Temel bir gün…” fıkrasını yarım kulak “dinlemekte” ve çoook ama çook eğlenmektedir…
.
Melike Karakartal
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...