Normal yaşamını sürdüren herkesin bir gün mutlaka gözlük ihtiyacı duyacağından yola çıkılırsa, altın yumurtlayan tavuk durumundadır gözlük mağazaları.
29 Ocak 2011 - 14:31 'de eklendi.
Eski bir yazı ama gidişatı aynen gösteriyor…
Önce özel hastaneler.
Ardından eczaneler.
Sırada gözlükçüler, sonra da diş doktorları var.
Öyle görünüyor.
Eczacılar, geri dönüşü olmayan bir yola girdiler. Bunda en büyük hata da kendilerinin. Böyle günler için kurulmuş meslek odaları zamanında yeterince girişimlerde bulunmadığı, ilaç üzerinden elde edilen fahiş karlara müdahale etmediği için bir anda kendilerini hükümet politikasıyla karşı karşıya buldular.
Aslında bu, hastane zincirleri oluşmaya başladığı andan beri bilinen bir olaydı.
Özel hastanelerin büyük karlar elde ettiğini gören hükümete yakın çevreler, hemen kolları sıvadılar ve hastane zinciri oluşturdular.
Bu biliniyor. Hatta F tipi bir hastaneler zinciri oluşturulduğu konuşuluyor.
Hastanelerle mücadele etmek kolaydı. Özel hastaneler çok büyük maddi yatırımlar gerektirdiğinden, her türlü hizmeti yerine getirmekte zorlanıyorlardı.
Büyük sermaye devreye girip de, neredeyse 5 yıldızlı otel ayarında konfor sunan ve her türlü hizmeti verebilen tam teşekkülü hastaneler kurunca, küçük çaplı hastaneler mali sıkıntılara girdiler ve dayanamayanlar da kapandı.
Eczanelerde iş biraz daha farklıydı. Eczaneler, maddi yatırımlarla kendilerini geliştirme olanağına sahip değildi. Bir diploma ve ilaçları peşin alacak (hatta bir kısmını peşin alacak) sermaye ile oluşturulabiliyordu.
Bu yüzden de süpermarketler devreye girdikten sonra bakkalların kapanmasıyla, bakkal sayısını da geçtiler.
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacaklarını gecikmeli de olsa tahsil edebildikleri sürece, ayakta durmayı başarıyordu eczaneler.
Bir ara hükümet, eczanelerin alınan ilaçlara katkı payını hastalardan kesmeleri önerisini getirdi. Eczaneler ayağa kalktı. Tutmadı.
Şimdi, en can alıcı noktadan vurdu hükümet: İlaç fiyatlarını düşürdü.
Dikkat edilirse, KDV’yi düşürmesi de ilaçları alan hastalar için önemli bir indirim oluşturacaktı, ancak bu eczacıları etkilemeyeceğinden, işe yaramayacaktı.
İlaç fiyatlarının düşmesi eczacıları iki noktada sıkıştırdı: Biri ellerinde peşin veya vadeli alıp belli bir sermaye yatırdıkları stok mallarında harcadıkları parayı kurtaramayıp zarar etmeleriydi.
İkincisi ise cirolarının neredeyse yarı yarıya düşmesi ve kar paylarının çok azalmasıydı.
O yüzden de kepenklerini indirdiler.
Hükümet, elinde kullanmayacağı kozu açıkladı: “Sözleşmelerinizi yenilemem.”
Böyle bir yola gitmeyeceği çok açık hükümetin. Gerekli de değil. Eczacıların kepenk indirme eylemini uzatamayacağını da çok iyi biliyor Bakan Dinçer.
Bir yanda kamuoyu tepkisi, öteki yanda satış yapamayan eczanelerin daha da sıkışacağı ve en sonunda da kendi aralarında ihtilafa düşmeleri. Eylemin bir yerlerden çatlaması kaçınılmaz görünüyor eğer kepenk indirme uzarsa.
Halkı bahane ederek, kendi aralarında bazılarının eyleme uymayıp eczanelerini açmaları halinde, her şey allak bullak olacaktır.
Ne zamandır kullanılmayan “grev kırıcılar” devreye mutlaka girecektir.
Bu nedenle, nafile bir çabadır eczacıların kepenk kapatmaları.
Hükümet onlar için çözümü gösteriyor zaten: Toptan kapatın…
Ecza depoları nasılsa ayakta kalacaklar.
Bundan sonra sıra gözlük satanlarda.
Gözlük de büyük karlar getiren ve fazla sermaye istemeyen, donanıma ihtiyacı olmayan bir meslek grubu.
Normal yaşamını sürdüren herkesin bir gün mutlaka gözlük ihtiyacı duyacağından yola çıkılırsa, altın yumurtlayan tavuk durumundadır gözlük mağazaları.
Hükümete yakın çevreler, eczaneleri “hallettikten” sonra, gözlük işine de girişeceklerdir.
Gözlük için zincir mağazalardan sonra sıra diş doktorlarına, onların muayenehanelerine gelecek. Zincir, orada da devam edecek.
Farkında mıyız “devletçilik” bitirildi. Büyük alkışlarla, devlet elini eteğini piyasadan çekti, çektirildi.
Ama garip bir şekilde “hükümetçilik” devreye girdi.
Yaşayacak ve göreceğiz.
Odatv.com
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
“Gözlük de büyük karlar getiren ve fazla sermaye istemeyen, donanıma ihtiyacı olmayan bir meslek grubu”
İŞTE ELMAS CÜMLE..Hem tamamen doğru, hem tamamen yanlış..ve sektörün içinde olduğu acz… meraklısı olursa soru sorsun, beraberce büyüklerimize de danışarak küfretmeden tartışalım..çok güzel ve güncel bir konu..
“evimizi geçindirmek için yapıyoruz.bildiğim tek iş bu zaten bu iştende o kadar soğuttularki imkanım olsa bugün bırakırım.” diyenlere son cümlem…DOĞRU DİYORSUNUZ…HEMEN İMKAN, MİMKAN BEKLEMEDEN BU İŞİ HEMEN BIRAKIN… ki sağlık hizmeti bekleyenler bir derin nefes alıp, bu sağlık hizmeti veren sektörden gereken hizmeti alsın…karınları acıktığı zaman da köfte-ekmek yesinler
KÖFTECİLİK İLE GÖZLÜKÇÜLÜĞÜ MUKAYESE EDENLERE..
bir köftecilik yapıyo olsanız sadece masrafınız kıyma ama bizde mesul müdür -kira -muhasebe giderleri – diyorsun ki anlaşılan sen MESUL MÜDÜR LE ÇALIŞIYORSUN.. kÖFTECİLİK YAPSAN BİLE zaten kira ve muhasebe parasını vereceksin..senin zorun mesul müdür maaşı ise o zaman onu verme KIYMA AL KÖFTE YAP be güzel kardeşim…
OPTİYEN UMUT MESLEKTAŞIM,
“Tüm gözlükçü arkadaşlara sesleniyorum artık tunus gibi,mısır gibi sesimizi çıkaralım ve ankarada bir oda kuralım..herkez oraya bağlı olsun,yerse orda bir iki kişi yesin ama orda olsun,hükümete yakın olsun,orda temsil etsin,benim şu kadadr üyem var bunu istiyorum demesini becersin..” DİYORSUN..
Diyerek de konuyu 12 den vurmuşsun.. Dileğin zaten olmuş durumda.. Türkiye’de senin tüm bu dediklerini oluşturan bir yapı var. Adı Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu..merkezi ANKARA..genel başkan yardımcısı hocamız TAYLAN KÜÇÜKER…ayrıca sitesi de var..konuyu meslektaşımız arkadaşlarına bir sor istersen..selam eder hayırlı işler dilerim..
arkadaşlar yıllardan beri herkez kendine ait fikirleri açıklıyor ama neticede hiçbiryere varılmıyor.Türkiye geneline bakıldığı zaman oldukça gözlükçü var ama gözlükçüler malesef yanlız..kaderirine terkedilmiş durumda,düşen olursa elinden tutan yok,kendi içlerinde adeta birbirleri yemekten başka bişeyle uğraşmıyorlar,her çırpınışta aslında kendilerine zarar veriyorlar.eğer ekmeğinize sahip çıkmak istiyorsanız muhakkak birlik ve beraberliğin oluşması lazım,eski bir laf, bir elin nesi var iki elin sesi var….Tüm türkiye genelinde oldukça fazla optisyen dernekleri var,söyleyin ne işe yarıyor,söyleyin kimin hakkını savunuyorlar. senede bir kere aidat ver,tasdik yapıyım,koltuğunda otur..bumu meslek temsilliği..Tüm gözlükçü arkadaşlara sesleniyorum artık tunus gibi,mısır gibi sesimizi çıkaralım ve ankarada bir oda kuralım..herkez oraya bağlı olsun,yerse orda… Read more »
burda yazanları eğer yalnış anlamadıysam gözlük için çok sermaye gerektirmediği yazıyor bende aynı işi yapıyorum ama durum hiçte öyle değil sürekli olarak çerçeve firmalarına ve cam firmalarına çalışmaktan artık mahvolduk evet ssk hiç olmayacak şeylerden bana ceza kesti çok küçük sebeplerden dolayı ve bu yüzden ben çok ciddi sıkıntılra girdim ama şöyle düşünün bir köftecilik yapıyo olsanız sadece masrafınız kıyma ama bizde mesul müdür -kira -muhasebe giderleri – en önemlisi gözlük yapmak için cam kesme makinası artık insanlara bu işin çok karlı olduğunu söylemekten vazgeçin çünkü artık öyle birşey kalmadı 5500 gözlükçü var diyorlar bunun 4000 tanesi şu an ayakta… Read more »
SİYASET YAPMAYINIZ LÜTFEN…KÜÇÜLÜYORSUNUZ…. ismailaslan1977@mynet.com
bazı şerefsizler karnını doyuracak dıye insanların ekmeğiyle oynayanlar zamanı gelince bedel odeyecekklllerrrrr…..kansızlar