Ve eğer Odalar ve sendikalar STK ise dernek statüsüne dönmeleri gerekmiyor mu?
18 Kasım 2022 - 22:22 'de eklendi ve 6356 kez görüntülendi. A+A-
İçerik açısından “Sivil Toplum Kuruluşu” kavramı ilk kez 1945 yılında Birleşmiş Milletler teşkilatının kuruluş beyannamesinde kullanıldı. Resmi olmayan bir organizasyon yahut yaygın kullanımıyla sivil toplum kuruluşu anlamına gelmekte…
Sivil toplum kuruluşları yahut sivil toplum örgütleri, ‘resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlar olarak’ tanımlanmakta.
Ancak bu tanıma giren de girmeyen de kendini STK olarak tanımlamakta.
Akademik Odalar, Meslek Örgütleri, Oda, Sendika, Vakıf ve Dernek adı altında faaliyet gösterenlerin tümü kendilerini STK kapsamına sokmakta.
Oysa gerçek anlamda Sivil Toplum Örgütü kapsamı içine girmeyen birçok kuruluş, kurum var.
Özel yasayla kurulmuş, yarı kamu kurumu niteliği taşıyan TOOB’u, Ticaret ve Sanayi Odalarını, Baroları, Esnaf Odaları ve Meslek Odalarını gerçek anlamda bir Sivil Toplum Örgütü sayabilmek olanaklı mıdır?
Meslek Odaları Anayasa’nın 135. Maddesinde yer alan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları başlığı altında anayasal bir dayanağa sahiptir. Böyle yapılar Sivil Toplum Örgütü olarak nasıl tanımlanabilir?
Özel yasayla oluşmuş Meslek Odalarını birer sivil toplum örgütü saymak doğru mudur?
Akademik Meslek Odaları olarak tanımlanan TTB, Türk Eczacılar Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Veteriner Hekimler birliği, Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) nasıl bir Sivil Toplum Örgütü olarak sayılabilir?
Eğer öyle ise Türkiye’yi adeta STK cenneti olarak kabul etmek gerekmez mi?
Sivil Toplum Örgütü (STK) sayılan esnaf odalarına kayıt zorunluluğu vardır, başkan ve alışanlar ücretlidir. Böyle bir yapıyı ‘Sivil Toplum’ örgütünden saymak komik değil midir?
Zorunlu üyelerden gelen paralar ve takip edilen evrak işlemlerinden dolayı her türlü olanağa sahip olan odaları‘ Sivil Toplum Örgütü’ saymak nedir Allah aşkına!
Dernekler ile Meslek Odalarını aynı çuvala koymak doğru mudur?
Derneklerin aidatları vardır, odaların ise kayıt ücreti, yıllık aidat, hizmetler karşılığı ücretler, belge bedelleri, yayın gelirleri, bağış ve yardımlar, para cezaları icralar, iştirakler kârı, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, şirket kârları ve döviz gelirleri, tarife tasdik ücreti, danışmanlık ücretleri gibi çok çeşitli gelir kaynakları var.
Esnaf Ve Sanatkârlar Odaları’nda odaya kayıt olmak zorunluluğu var.
Dernek denetimlerini eskiden İl Dernekler Müdürlükleri yapardı.
Dernekler Daire Başkanlığı’nın adı artık Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü, olarak değiştirildi?
Öyleyse Meslek Odaları eğer Sivil Toplum Örgütü ise bundan böyle Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmesi gerekmez mi?
Ve eğer Odalar ve sendikalar STK ise dernek statüsüne dönmeleri gerekmiyor mu?
Kaynak: https://www.yenimarmaragazetesi.com/meslek-odalari-stk-midir-5829.html
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...
Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenl...
Merhumeye Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Sevenlerine, C...
Damlanın 40 yaş üstü bireylerde daha etkili olduğu ve 6 ile ...
İçimizi ısıtan bahar aylarına geçiş döneminde uyanan doğa, m...
İş dünyasına adım atmak, öğrenmek ve deneyim kazanmak isteye...
Ve yaz geldi. Optisyenler izini hakketti. Şimdi izinler nası...
Valimiz Sn. Yılmaz Şimşek'in ev sahipliğinde, düzenlenen bay...
Ülkemizde gözlük sektörü milyonlarca dolarlık önemli bir sek...
Bangladeşli işçilerin katıldığı bir araştırmada gözlük kulla...