
Mazlum edebiyatı ezilenlerin hakkını araması değildir. Kendini mağdur gösterip bunun üzerinden prim yapmaktır. Bu toprakların en güçlü ve zengin edebiyat türüdür mazlum edebiyatı.
Adı üstünde bir edebiyattır, sanattır nihayetinde. Acındırarak kandırmaktır. Bir tür duygu sömürüsüdür. Bu coğrafyanın insanları duygusal zekâya sahiptirler.
Duygu ile yönlendirilirler, duyguları ile kararlar verirler. Kavgada, dayak yiyen tarafı kayırırlar her zaman.
Bu sebeple bizim ve bizimki gibi ülkeler de mazlum edebiyatı siyasi bir araç olarak sıkça kullanılır.
İşler sarpa sarınca bilerek ve isteyerek tepki doğuracak eylemler de işte bu yüzden yapılır.
Kamuoyuna Duyuru
Sektörümüzde son günlerdeki bazı değişimin sebepleri ile ilgili bizi sorumlu tutmaya çalışan bir zümre, kendilerini aklama çalışmalarına başlamıştır.
Oysa bu kişilerin hatayı çevrelerinde değil de, nerede hata yaptıklarını, kendilerine sormaları gerekmektedir.
Tek yönlü habercilik yaptığımızı, onlara sayfalarımızda yer almalarına izin vermediğimizi ve onlarla ilgili karalama haberleri yazdığımızı değişik mecralarda ileri sürerek kendilerini mazlum göstermeye çalışmaktadırlar.
Dergimizin yayına girdiği ilk sayısında, sektörün önde gelen her ismi gibi, konuda geçen şâhısa da telefon edilmiş, dergimizde bir köşede kendilerine ayırabileceğimiz, düşünceleri doğrultusunda her ay yazabileceği belirtilmiştir.
Bize muhtelif mazeretler sunulmuş ve ilk sayıda değilse de daha sonra ki sayılarda yazılabileceği iletilmiştir.
Buna müteakip olarak aynı teklif ikinci sayımız yayına girmeden tekrar edilmiş ancak cevap değişmemiştir.
Bizde bunun üzerine istenildiği zaman dergimizin kapılarının kendilerini açık olduğunu ve herhangi bir konu veya durum halinde yazı göndermeleri durumunda yayınlayabileceğimizi kendilerine belirttik. Bugüne kadar öyle bir talep gelmedi, sizde takdir edersiniz ki zorlada yazdıramazdık.
Web sayfalarımızda çıkan yazılara ise cevap yazmak için bir kez müracaat edilmiş ancak bu taleplerinde de, avukat kanalı ile bir protesto gönderir nitelikte ve yazının içerisinde bahsi geçen yazıyı yazan meslektaşımıza hakaret içerir unsurların bulunduğu bir yazı gönderilmiş; bahsi geçen yazının kaldırılarak kendi yazılarının 10 gün süreyle yayınlanmaması halinde yargıya başvuracaklarını belirtmişlerdir.
Bizlerde avukatımız aracılığıyla bu şekilde bir yayıncılık yapmadığımızı, yazı yayınlatmak için avukata da ihtiyaçları olmadığını sadece yazmak istedikleri yazılarda kişilik haklarına saygılı olmaları ve hakaret içermemesi halinde yazılarının yayınlanacağını kendilerine ilettik. Onlarda yazılarını yeniden düzenleyerek gönderdiler ve bizde yayınladık.
Tüm meslektaşlarımızın önünde buradan duyurmak istiyorum. Hiç kimse ile ilgili bir ön yargıya sahip değiliz.
Hem dergimizin hem de web sitemizin sayfaları okuyucularımıza ulaşmak isteyen herkese, her zaman eşit ve tarafsız bir şekilde açıktır.
Yeter ki bu meslek için söyleyeceğiniz bir çift söz, yapacağınız bir eyleminiz olsun.
Bu açıklamamızdan sonra hiçbir kişi, kurum ya da kuruluşun bizlere söz hakkı verilmedi, verilmiyor dememesi gerektiğine inanıyor; kararı siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum.
.
Saygılarımla,
.
Orhan KÜRELİ
sayın Orhan Küreli, öncelikle bu web sayfasını ve dergiyi sektöre kazandırdığınız için sizi canı gönülden kutlar, başarılarınızın devamını dilerim, ayrıca bu hizmeti veren çalışma arkadaşlarınıza da işlerinde başarılar dilerim. Gelelim mazluma bu mazlum ve ekibi hala daha şoktalar ama bilmiyorlarki şapka düştü kel göründü.
Bırakalım kendi hallerine herkes yakında herşeyi görecek !