Gelecek sadece sizlerin elindedir.

Bu gün için bilinmesi gereken en önemli gerçek yirmi birinci yüzyılın kesinsizlik, muğlaklık, öngörüsüzlük ve sürprizler dönemi olduğudur.

Bilim, teknoloji, ekonomi ve sosyoloji tanımlanamaz şekilde değişmiştir. Takip edilmesi güçleşen gelişmeler siyasetçi ve yöneticileri karar vermekte zor duruma sokmuştur.

Televizyondaki reklamların ve kampanyaların öncü firmasının sahibi toplantıda kürsü aldığında tüm yönetim kurulu bunu sorgulamıştı. Dönemin başkanı bizler bu tür kişilere konuşma hakkı tanımalı ve aramıza almalıyız ki kendilerine çeki düzen versinler demişti. Hatip kürsüden kampanya yapmanın kötülüğünden söz etmişti, bunu başlatanın kendisi olduğunu unutmuşçasına. Bu kişi işletmesini ilk satanlardandı.

Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği adına konuşma yapan hatip “basiretli iş adamları olduklarını bu nedenle köşe başlarını tuttuklarını ve eğer önlem almazsak gelecekte işçi olacağımızı söylüyordu” bir başka toplantıda.

Yapmış oldukları reklamlar nedeni ile iyice köşeye sıkışan ve hatta oldukça ciddi tepkiler almaya başlayan firmalar üniversite öğrencilerini toplayıp otellerde resim verdiler sektörün dinamikleri öğrencilerle buluştu diye haberler yaptılar. İmajlarını korumak adına.

Seminerler yaptılar birlik ve beraberlikten söz ettiler. Ortak alım birlikleri kurun dediler. Kooperatiflerin kurulmasına engel olmak için mücadele ettiler.

Bizlere fiyatta rekabet edenler Karaca Ahmet mezarlığında yer ayırsınlar dediler. 49 TL veya 1TL ye ürün reklamı yaptılar.
İnternetten optisyenlik müesseselerinin lens satışı olmalıdır savunusu, optometrinin optisyenlik müesseselerine girmesi çabaları sadece ve sadece kar amaçlı yaşama ve rekabeti bertaraf etme gayretleriydi.

Amaçları doğrultusunda çalışmaları yürüten insanlar genelde bu eylemleri hakkında bilgili oldukları ve konunun kesin olarak kontrolleri altında olduğundan emindirler. Ne var ki çoğu zaman böylesi bir kesinliğin olmadığını yaptıkları şeylerin ne olduğu konusunda kesin bilgileri olmadığı ve tahripkâr davranışlarının sonucunda karşılaştıkları son görünüyor.

Her yenilgiden sonra yeniden saldırıyorlar.

Saldırgan tavırlarının tek nedeni mesleki olarak aydınlık bir geleceğin var olduğunu görmeleridir.

80 milyona yaklaşan bir nüfus.
10.000 Dolar civarında Milli Gelir.
Sosyal Güvenlikten kaçmaya çalışan bir hükümet politikası.
Prime dayalı sigorta sisteminin gecikmeden geleceği beklentisi.
Sağlığı için para harcamaktan kaçınmayan milli alışkanlık.
%15 – 17 oranında gözlük kullanma oranı.

Yaşlanan nüfus.
Sağlık turizmi ile çevre ülkelere açık bir Pazar payı.

Çok Uluslu Şirketler bu ve değinmediğimiz birçok nedenden dolayı bizim öldüğünü düşündüğümüz mesleğimize yatırım yapmaya değer görüyorlar.

Daha şimdiden RX tedarik pazarının % 70 ine yakınını ve perakende pazarın yaklaşık % 30 una yakınını ellerine geçirmiş durumdalar.

Daha fazlası için daha saldırgan ve agresif bir mücadele biz yerli müesseseleri beklemektedir.

Böyle bir dönemde ayakta kalabilmenin yolu kesintisizlikler üzerinde yol alabilmektedir. Bu yolda yürüyebilmek, sezgisel zeka ve yaratıcı düşünce gerektiriyor.

Evet, yukarıda görüldüğü gibi belirsizlik ortamında karar almak önemli bir faktördür.
“Karar teorisi; iki ya da daha fazla davranış biçimi varsa bunlardan birinin seçimidir.”
“Karar alma bir amaca ulaşabilmek için var olan olanak ve koşullara göre olabilecek çeşitli hareket biçimlerinden en uygun olanını seçmektir.”

Karar verici; strateji biçimleri, koşullar ve sonuçlar hakkında yoğun çalışmaları göze almalıdır.
Bizler yaşadığımız son yıllarda mümkün olduğunca bunu başarmaya çalıştık.
Sosyal birliktelik ve örgütlü güç ne kadar gerekli ise ekonomik güç de bir o kadar önemli olduğu için Kooperatifler kurulmaya başlandı.

Dernekler, federasyonlar, konfederasyon, kooperatifler, alım birliği kurmuş meslektaşlarımız, ticaret odaları ve diğer birlikteliklerle bu günlere geldik.

Bu yolda yorulanlarımız, aramızdan ayrılanlarımız ve artık hayatta olmayan dostlarımız oldu.
Fakat siz genç optisyen kardeşlerimiz ve değerli meslektaşlarımız artık görev sizlerindir.
Yıldızlı otellerdeki görkemli toplantılar, hamasi nutuklar, örtülü amaçlar sizleri kandırmasın.
Amaç ve sonuç ilişkisini her zaman kurun.
Utanacağınız ve savunamayacağınız hiçbir karede resim vermeyin.
Başta İstanbul olmak üzere diğer derneklerde göreve gelen genç kardeşlerimizin harekete katmış olduğu sinerji size de örnek olsun.

Bilin ki gelecek vadeden birkaç meslekten birini yapıyorsunuz, bilin ki karşınızda size ait olanı almak isteyen devler var.
Emin olunki kanunların, yönetmeliklerin ve sözleşme hükümlerinin gereğini yerine getirseler ve halk sağlığına değer verseler bu ülkede bir saat duramazlar.

Son söz olarak: “Ben dahil hiç kimseye araştırmadan inanmayın, gerçekleri söylemekten ve gerçeğin mücadelesini vermekten korkmayın.”

Gelecek sadece sizlerin elindedir…

Turgut Çakar/ GÖZLÜKÇÜ….