
Optisyenlik Sektörü Küçülüyor, İstihdam Kaybı Artıyor
Yayın tarihi:
Türkiye'de her yıl yaklaşık 3.000–4.000 optisyen mezunu verilirken, sektörün istihdam kapasitesi mevcut taleple uyumlu değil. Küçük işletmelerin kapanması, mezunların işsizlik riski ve kamuda sınırlı kadro açılışları sektörde daralmaya işaret ediyor. |
Son yıllarda optisyenlik mesleğinde dikkat çeken eğilim, mezun sayısındaki artış ile istihdam alanlarının aynı hızla büyümemesi. Görüşlerine başvurduğumuz akademisyenler, meslek örgütleri ve saha kaynakları bu dengesizliğin işgücü piyasasında derinleşen sorunlara yol açtığını belirtiyor.
Yıllık mezun 3.000–4.000 |
Optik müessese ~9.000 |
Kamu kontenjanı (2025) 17 |
Mezun Enflasyonu ve İşgücü Fazlası
Üniversitelerde ve meslek yüksekokullarında açılan kontenjanların artmasıyla her yıl yoğun sayıda mezun piyasaya giriyor. Ancak özel sektörün yaratabileceği pozisyon sayısı sınırlı; bu da yeni mezunlarda iş bulma süresini uzatıyor, ücret baskısı yaratıyor ve bazı mezunları meslek dışına itiyor.
"Her yıl yüzlerce genç mezun iş arıyor. Sadece eğitim değil, istihdam planlaması da yapılmalı." — Sektör temsilcisi |
Ekonomik Baskılar ve Teknolojik Etkiler
Döviz kurlarındaki dalgalanma, hammadde maliyetleri ve pandemi sonrası tüketici alışkanlıklarındaki değişim küçük ölçekli optisyenlik müesseselerini zorladı. Aynı zamanda otomatik ölçüm cihazları, online satış kanalları ve dijital reçete uygulamaları bazı işlevleri dönüştürüyor; bu dönüşüm doğru yönetilmezse insan gücüne talebi azaltabiliyor.
Yasal Düzenleme İhtiyacı
Sektör paydaşları, optisyenlerin görev tanımlarının, çalışma koşullarının ve hizmet kalitesinin korunması için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesini talep ediyor. Özellikle optisyenlik müesseselerinde optisyen istihdamına dair zorunluluk ve kamuda ayrılan kadroların artırılması öncelikli maddeler arasında.
Olası çözüm yolları
|
Optisyenlik, Türkiye'nin göz sağlığı hizmetindeki önemli halkalarından biri olmaya devam ediyor. Ancak güncel tablo, "çok mezun — az iş" dengesinin sürdürülemez olduğunu gösteriyor. Hem eğitim kurumları hem kamu hem de sektörün ortak adımlarıyla; mesleğin istihdamını koruyacak, kaliteyi artıracak ve geleceğe taşınmasını sağlayacak politikalar hayata geçirilmezse genç mezunların işsizlik riski devam edecektir.