Önce uzun bir pandemi dönemi, ardından ekonomik yönden zor bir kış geçirince karı-koca birbirimize söz verdiğimiz gibi 3 yıldır ertelediğimiz tatili düşünmeye başladık.
12 Ağustos 2023 - 9:32 'de eklendi.
Havaların birden ısınmaya başladığı Mayıs sonunda işten geldiğim bir cumartesi günü hemen Bilgisayar’ın başına geçtim.
Hanım, bulaşıkları yıkarken ben Eirbienbi den kiralık ev ilanlarını gezmeye başladım. Önceleri beş yıldızlı otellere gidip hiçbir şeye elimizi sürmezken, bu sene daha ekonomik tatil arayışındayım. Ezgi, ev aradığımı duyup, bu işte ki ciddiyetimi anlayınca sırtı dönük olarak
Annemi de götürsek dedi. O da bunalıyor. Hem o çocukla uğraşırken, biz de 1-2 gece dışarıda kaçamak yaparız dedi. Sonra elinde kurulama bezi ile dönerek, eskiden ne çok kaçarmışız bir yerlere diye de iç geçirdi.
Haklı yanı var ama Kayınvalide bizimle beraberken nasıl kaçamak yapacağız diye sorgulamadan Ege ve Akdeniz de az bilinen, az masraflı, sakin ve güzel bir ev arayışına girdim. Çok geçmeden eşim tekrar yanıma geldi. Usulca başını omzuma koyup, Remzi dedi. Biz nasılsa ev tutacağız. Emsal de biz tatile çıktığımız dönemlerde anneme izine gelecekti. Onu da alsak? Hem annemin uyuduğu saatler de Berke ile o ilgilenir. Ayrıca bakarsın (çalıştığı iş yerini kast ederek) bu adamlar tatil falan dinlemezler. Bir iş çıkarırlar gene. Hiç olmazsa uzaktan rahat rahat çalışırım.
Ne diyecek diye gözümden çıkardığım yakın gözlüğünü tekrar gözüme takıp, yine bilgisayara yöneldim. Ezgi, söylemleriyle beni sıktığının farkında ki, votka dolu bardağı bilgisayarın yanına koydu.
Bu tatil çok iyi gelecek. Hepimiz ne kadar da bunaldık. Dedi.
Ben 3 kişilik 1+1, 10 günlük bir ev ararken, arama modum 5 kişilik, 2+1, çift tuvaletli ve banyolu evlere yöneldi. 8-10 bin lira arası Temmuz evlerin fiyatları da otomatikman 20-25 000 arasına yükseldi.
Bunu bütçemizin kaldıramayacağını hafif sesle dile getirdiğimde Ezgiden aldığım tepki şu oldu.
Ucuz.. Çoook ucuz. Baksana Rıfkı hem 5 kişi tatil yapacağız. Yani 2 aile. Bir otele gitsek günlüğü 3-4000 den 5 kişi 20000, haftada 80000 olur. Ara ara sevgilim. Hem düşünsene başkaca masrafımız olmayacak. Yol parası hariç, evde yapıp, ev de yiyeceğiz.
Sessiz adamın tepkisi kendine olurmuş misali, Ezgi her ağzını açtığında ben 1 kadeh daha bitiriyorum. Biliyorum ki, baldız ve kayınvalidenin mali bir katkıları olmayacak. Sorgularsam daha çok içmek zorunda kalacağım.
Tabii sevgilim deyip, başka taleplerin önünü kesmek için aramalara odaklandım. 8-18 Temmuz arası bulduğum evlerden birinde karar kıldım. Dizimde uyuyan Ezgi’yi uyandırmaya kıyamadan sahibiyle mesajlaştım. Onay aldım. Evin tüm resimlerini eşimin telefonu da gönderdim. Denize ve şehir merkezine 10 dakika uzaklıkta, sessiz, sakin, güvenli Damla Göl Tatil sitesinde ki ev için 21900 tl gönderdim.
3 gece önce zamlardan fazla etkilenmemek için depoyu fulledim. 2 gün işe servis arabası ile gidip, 10’u sabahı 5 te yola koyulduk. Sözleştiğimiz gibi saat 1 de Urla’nın Özbek köyüne vardık. Meydan da ev sahibini 45 dakika kadar bekledik. Sonra fötr şapkalı, güneş gözlüklü, keçi sakallı biri, üstü açık eski sarı bir willys jip ile yanımızda durdu. Atlayarak arabadan indi.
Rıfkı bey? Dedi elini uzattı. Ben tokalaşacak diye sanırken gözümdeki gözlüğü aldı. Sağını solunu inceledi.
Hımmm Güzel gözlük dedi. Sonra kendine geldi. Geciktiğim için özür dilerim Ben ev sahibiniz Hayati Tatil dedi. Güldü, Tatil soyadını duymamışsınızdır. 2013 te kendim değiştirdim. Arkadaşlar Hayatı tatil diyorlar keh..keh..keh..
La havle diyerek iç geçirdim. Sonra bizim arabaya yöneldi. Sıkıntı ile bekleyen tüm aile fertleri ile tek tek tokalaştı. Kayınvalidenin çok görüşlü gözlüğünü teklifsiz gözünden tuttu aldı.
Bu da güzel gözlükmüş dedi. Adam gözlük fetişisti mi ne? Kimde gözlük görse tutup alıyor, bir kusur arıyormuşçasına sağını solunu inceliyor. Sonra iade ediyor. En son Berke nin yanağından makas alıp, hızla gözlüğüne yöneldi. Işığa tuttu. Bir şey bulmuş gibi
Bak bak.. Camları çizilmiş bunun. Hemen değiştirin emi. Gözlere zararlı dedi. Bizse ne yapıyor bu adam? diye şaşkın halde bakıyoruz. Sonra beni takip edin dedi. Önde Hayati, arkada biz 15 dakika sonra tabelasında Damla Göl tatil sitesi yazan bir siteden içeri girdik, sıra sıra dizili 2 katlı evlerin en sonunda ve hafif yokuş altında 3 katlı bir evin önünde durduk. Tüm evler 2 katlı iken bu nasıl olmuş ta 3 diye düşünürken Hayati mavi boyalı demir bir kapıyı açıp eliyle bize yol gösterdi.
Buyrun efem !.. Ben ve karım şaşkınız. Gözlüğümüzü çıkardık dikkatle eve bakıyoruz. Ben eskiden gözlüğümü çıkardığımda kafama taç yapardım. Şimdi temkinliyiz. Tüm aile fertleri elimizde sıkı sıkı tutuyoruz.
Hayati bey dedim. Bu ev resimdeki ev değil.
Olur mu öyle şey dedi. Tıpatıp aynısı. Bir içeriyi gezin. Sonra söyleyin. Gezince gördük. Evet, eşyalar aynı. Ama teras bu teras değil. Ev de daha büyük görünüyordu. 1+1 ev metrekare küçültülerek 2+1 ‘e dönüştürülmüş. Güldü.
Teras bu değil, doğru. Resimler çekildiği an da terasta tamirat vardı. Bakın diyerek köşesinde 1 ton kum yığılmış terası gösterdi.
Bakın hala kumlar duruyor. Maalesef buranın ustaları çok tembel. Söz verdikleri hiçbir şeyi zamanında yapmıyorlar. Bu yüzden biz yandaki terasın resimlerini kullandık. Bu yüzden uygun fiyata kiralıyoruz.
İçerden çıkan eşim söze karıştı.
Klima ? dedi.
Klimaya ihtiyacınız yok. İlanda da bakarsanız klima konforu dedik. Bu ev kot farkıyla 7 basamak aşağıda olduğu için klimaya ihtiyacı yok. Çünkü eviniz klimalı evlerden daha serin.
Daha bir sürü şeyler söylüyordu. Bense 3 yıldır düşündüğüm tatil bu mu diye etrafa bakıyordum. Eskiden olsa ödediğim parayı falan umursamaz hadi kalkın gidiyoruz derdim. Şimdi kolay mı öyle şey demek? Vazgeçsem bu mevsimde başka ev bulamam. Paramı geri istesem bir sürü formalite.. Bu düşüncelerle tesbih gibi elimde çevirdiğim güneş gözlüğüme bir el uzandı. Hayati !
Geriye çektim elimi, Uzandığı her şeyi almaya alışmış kolu boşluğa düştü, sendeledi. Sonra bozuntuya vermeden iyi tatiller dileyerek gitti. Eve girdim.
Baldız, hanım gülmekten yerlere yatıyorlar. Ben sinirli sinirli bakınca gülmeleri daha bir arttı.
Hanım çok komik bir adam.
Baldız komik ama gülmemek lazım abla diyor. Klasik bir davranış bozukluğu işte. Kim bilir neler yaşamış. Böyle diyor ama gülmekten de katılıyor.
Kayınvalide bir akıllı da bizi bulmaz ki diye söyleniyor. Neyse bu ucube ev Hayatinin takıntıları yüzünden eğlenceli bir eve dönüştü. Sabah akşam birbirimize Hayatiyi ve gözlükleri anlatıp duruyoruz. Terasta bir kahvaltı yapamadık. Bir rüzgar çıktı mı kumlar üzerimizde. Hoop içeri kaçmalar.. Ama olsun Hayati var ya, gülüp eğleniyoruz. Bir hafta sonra akşam köyde karşılaştık. Tabii yine gözlüklerimizi elimize alarak.. Ayrılırken baldız Emsal hanım,
Enişte Hayati beyi bir akşam yemeğe davet etsek dedi. Ben ama falan derken Ezgi de ısrar edince ertesi akşam ev de ağırladık Hayatiyi. Bir kavanoz bamya hediyesi ile geldiği evimiz de eğlenceli bir yemek yedik. Gecenin sonlarına doğru içkinin herkese verdiği cesaretle Kayınvalide sordu.
Hayati oğlum yanlış anlamazsan bu gözlük takıntın nedir senin? Diye sordu. İlk gün eline aldığın bu gözlük benim en kıymetli şeyim. Kıracaksın diye çok korktum.
Olur mu öyle şey Rabia teyze dedi. Hiç kırar mıyım? Ben bir gözlük kırsam 1 hafta insan içine çıkamam. Velakin, evet böyle bir takıntım var. Eski karım da sık sık söylerdi. ‘’Hayati, eline sahip çık, babamın gözlükleriyle oynama falan‘’ diye.
Sonra arada acı acı gülümseyerek anlattı.
10 sene öncesine dek 17 numara gözlük kullanıyordum. Burnumun ucunu göremezdim. Gözlerimde lense uygun değilmiş. Kendimi bildim bileli yarı kör gibi yaşadım. Sonra sağ olsun İzmir de bir doktor sayesinde gözlükten kurtuldum. Ama o zaman neler kaçırdığımı anladım hayattan. Gençliğimi yaşamamışım, kendimi tanıyamamışım. Modadan haberim yok. Ne kadar güzel giyinirsen giyin o gözlükler yüzünden yakışıklı olamıyorsun. Neyse…Herkes iyileşince ne yapar? Bilmiyorum. Ben adliyeye gittim. Tatlı olan soyadımı Tatil yaptım. Dedim bu zamana kadar böyle yaşamışım. Artık ben tatildeyim bu dünyada. Önce tatil, sonra iş. Ama gözlüğe olan ilgim hiç bitmedi. Hatta artarak sürdü. Geçmişte keyfime uygun gözlük takamadığımdan olacak herhalde kimde gözlük görsem önce alıp inceliyorum. Sonra iade ediyorum. Niye yaptığımı bilmiyorum. Çirkin davranış ama kendime sahip olamıyorum. Bu halim herkesin dilinde. Hanımla bu yüzden boşandık. Boşanmaya da beni yeni aldığı bir gözlükle ikna etti. Onu elinden alıncaya dek, ‘’Boşanmazsan vermem, boşanmazsan vermem ‘’ diyerek söz aldı.
Bu süre de kah gülmekten kırılıyoruz, kah hüzünleniyoruz. Yıkıla yıkıla kapıya kadar uğurladık. Çağırdığımız taksiye binerken o ana kadar uyuyor sandığımız Berke, elinde bir kılıfla
Hayati amca diye seslendi. Hayati, zor bindiği arabadan hııı diyerek döndü.
Berke, kılıfından çıkardığı kendi gözlüğünü uzattı.
Al Hayati amca. Ben büyüdüm. Bu gözlük artık bana küçük geliyor. Bununla istediğin gibi oyna. Kimsenin gözlüğünü de alma.
Kısa bir sessizlik sonrası Hayati, Berkeyi gögsüne sardı. Öptü. Aslına dönerek,
Senin billurunu yerim len. Ülen..Ülen! Sen şimdi ağlatcen mi beni? Dedi.
(Rıfkı Özkaynak’tan alıntı)
Metin Turanlı
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...