Her şeye rağmen meslek özlemi ağır basınca geri dönmek; belki de deli cesaretiydi ama herkes aslında deli değil midir? Bazıları biraz daha fazla…
07 Mart 2025 - 13:31 'de eklendi.
Hani bazen bir sabah uyanır, bir aydınlanma yaşarsınız. Benim için de bu, 2018 yılında mesleğime geri dönme kararıydı.
Oysa ki mezun olduğumda yıl 1997’ydi. Kısa süreliğine ailemin desteğiyle optik müessesem açılmış ama kısa süren bir deneyim olmuştu ancak belirttiğim gibi bunun üzerinden 22 yıl geçmişti. Teknoloji gelişmiş, ürün çeşitliliği artmış ve her sektörde olduğu gibi teknoloji işin içine girmişti. Tabii her sektörde bulunan kurtlar sofrası, kadınlara uygulanan mobbingler yetmiyormuş gibi, bir de mücadele verdiğim dahili düşmanlar…
Her şeye rağmen meslek özlemi ağır basınca geri dönmek; belki de deli cesaretiydi ama herkes aslında deli değil midir? Bazıları biraz daha fazla…
Öncelikle arayı bir şekilde kapatmam, el pratiğimi geliştirmem, piyasaya sağlam dönmem gerekiyordu. Bu zaman diliminde araştırıp sektörde güvenilir olarak Optisyenin Sesi’ni sosyal medya platformlarında takip ediyordum. Teoride eksiğim zaten yoktu. Tabir-i caizse zehir gibiydim. Fakat, iş pratiğe geldiğinde sıkıntılarım olabileceğini düşünüyordum. Ee tabii size bahsetmediğim başka bir detay var. Yukarıda anlattığımız delilerin, kendileri kadar çılgın dostları da oluyor. Benim için de bu dost Münevverdi. Münevver, memleketim Kütahya’nın nadide optikçilerinden biridir. Onunla oturup beyin fırtınası yapınca, kendisi bana “Neden Kütahya’ya gelmiyorsun, birlikte el pratiği yaparız Ayşecik” dedi. Ne yalan söyleyeyim, çok cazip bir teklifti. Kısa süreli “geç stajımla”, pratik kısmına da bir tik atmış olduk.
2019 yılının başlarında dükkan arama telaşı başladı. Ardından tadilatı ve diğer işlemleri derken, sonunda elle tutulur bir yapı ortaya çıkmaya başlamıştı. Ancak gerekli kurum izinlerim ve en önemlisi makinelerim yoktu yahu. Bunun için babamla birlikte Bursa’ya yaptığımız seyahat esnasında, benim için bir sonraki aşama olan mal problemlerini çözebilecek bir bilgi öğrendim. Meğersem optisyenler, kooperatifleşmiş ve birbirlerine mal problemleri hakkında destekleşir olmuşlar. Hemen üye oldum. Makinelerini aldıktan sonra, gerekli evrakları yavaş yavaş toparlamaya başladım. Lakin her evrak için gerek dekoru bile hazır olan dükkanımın dekorunu tekrar inşaa etmem gereken, gerek imzaların geciktirilmesiyle alakalı tonla zorluk çektim. Fakat, benim için en gülünç olanına henüz gelmedim.
Bu yazdığım yazıyı illaki 20’li yaşlarında okulundan yeni mezun olmuş kızlar da okuyacaktır. Zaten bu yazıyı yazma sebebim, bu genç zihinlerin yaşadıklarımı yaşamamasını, yaşarlarsa da bu zorluklar karşısında pes etmemeleri gerektiğini anlatmaktır.
Dükkan kavramının amacı malumunuz üzerine mal alıp satmak, yani ticaret yapmaktadır. Her ne kadar ben optisyenliği bir ticarethaneden ziyade, sağlık kuruluşu olarak görsem de hepimiz buradan ekmek yiyoruz. İçerisinde mal olmayan bir dükkanın bir getiri sağlamayacağını yazıyı buraya kadar okuyabildiyseniz (okuma-yazmanız var demektir) hepiniz biliyorsunuz. Bunu anlatıyorum çünkü şehrimde bunu bilmeyen, sadece kendi müesseseleri varmış gibi davranan ve başka kimsenin ekmek yemesini istemeyen insanlar olduğunu fark ettim. Hala anlamadıysanız, evet mobbingten bahsediyorum.
Yukarıda paragrafta anlattığım gibi bir kooperatife üye oldum ve belli başlı firmalarla kooperatif sayesinde iletişime geçebildim, daha kolay ürün tedarik edebildim. Kooperatif sayesinde sadece ürün tedariği sağlamadım, sektörün önde gelen isimleriyle de tanışma fırsatı bulmuş oldum.
Günlerden bir gün, kooperatifle anlaşması olan A firmasının satış temsilcisinin şehrimize geldiğini öğrendik ve ürün tanıtımı için bize de geleceğini düşündük. Lakin, işler beklediğimiz gibi olmadı. Cadde üzerinde bulunan bütün optikçilere gitmesine rağmen, dükkanıma adımını atmıyordu. Kooperatifle bilgi almak için iletişime geçtim. Aynı gün içerisinde, satış temsilcisi dükkana geldi. Ben hala saf saf dükkan yeni olduğu için görmedi herhalde düşüncesindeyken bir de ne ile karşılaşayım. Temsilci, cadde üzerinde çok fazla optikçi olduğundan, hepsinin kendisinin eski müşterisi olduğundan ve yeni bir dükkan açılışından, devamında onlarla aynı ürünleri satmamın onları rahatsız edeceğinden kendisine bahsedildiğini ve bana satış yapmaması hususunda uyarı bulunulduğundan bahsetti. Şaka henüz bitmedi. Ürün almak istiyorsam, kendi belirlediği miktarda teminatta bulunmam gerektiğini ekledi. Size imzaların gecikmesi sorununu aynı sebepten dolayı olduğunu bahsetmeyi unutmuştum, değil mi?
Sonrasında esnaf arasında “Ayşe tabii dükkanı açtı ama ev işi yapmaya benzemez, göreceğiniz onun okulluluğunu.” konuşmalarının geçtiğini, Bursa’da makinelerimi aldığım firmayı arayıp hangi makineyi aldığımı sorgulayan insanlar olduğunu da bahsetmemiştim, değil mi?
İşin komiği ben sadece pastadan kendi dilimimi almaya çalışıyordum. Onlar ise pastanın onlara ait olduğunu düşünüyorlardı. Tabii bu olaylar yaşandıktan sonra, hepsi dükkan açılışında güler yüzle gelip çiçek vermeyi de ihmal etmediler.
Ama her şeye rağmen pes etmedim! Bu yüzden, genç arkadaşlara da pes etmemelerini söylüyorum.
Gelelim bütün bu işlerin ve yazının sonuna. Geç oldu, güç oldu ama 5 yılda ticari anlamda henüz istediğim noktada değilsem de, mesleğimi yaparak, kimsenin üzerine basmadan, kalp kırmadan, kendime has mizacımla insanların kalbine dokunmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Ayşe Şenyüz/ Optisyen
Buralara gelip bizi ziyaret eden torunlarımıza teşekkür eder...
Optisyeninsesi portalında 20.03.2015 tarihinde yayınlanan “Ç...
Bakım ve destek ihtiyacının sürekli arttığı bir dönemde, göz...
Ziya Paşa ne güzel söylemiş “kişi kendini bilmek gibi irfan ...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Tıp Bayramı, her Mart ayının 14'ünde kutlanan, Türkiye'de tı...
Meta, moda markasıyla ilk iş birliğini duyurdu ve sınırlı sa...
Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için iş sağlığı ve g...
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı Simav Sağlık H...
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki optik sektörü üreticileri ...