
Çocuklara sadece uyumaları için mi masallar anlatılır? Bence değil.
O çocukların, büyüdüklerinde de anlatılan masalların içinden kendileri için gerekli öğütleri aldıklarını düşünüyorum. Bu masallardan en çarpıcı olanları ise kurtla kuzu masallarıdır. Burada ikisi arasında hep uzlaşmaz karşıtlık nedeniyle devamlı bir mücadele vardır. Kurt kuzuyu yemeye çalışır, kuzu da hayatta kalmaya çalışır. Bütün insanlar kurtla kuzu arasındaki bu UZLAŞMAZ KARŞITLIĞI çok iyi bilirler.
Bu örneği sektörümüze uygularsak bizde de kurtlarla kuzuların mücadelesine tanık oluruz. Hemen hemen her yazımda belirttiğim gibi uluslararası sermaye, pazarını genişletme ve yeni pazarlar yaratma çabası içinde tüm gücünü kullanarak önüne çıkacak her engeli yıkıp geçmeye çalışır. Masallarda olduğu gibi önce tatlı dille bizi uyumlulaştırmaya çalışacaklar, olmadı uyaracaklar, o da olmadı yeter susun diye susturmaya çalışacaklar, o da olmazsa suyumuzu bulandırıyorsun diye bizi "ham" yapacaklar.
Şimdi, BUYURUN KURTLAR SOFRASINA. (BANA BİR MASAL ANLAT BABA İÇİNDE OPTOMETRİ OLSUN...)
Eskiden olduğu gibi bugünlerde de herkes birlik istiyor. Huyum kurusun, benim ruhumda muhalefet etmek var. Ne demiştim daha önce BEN OPTOMETRİYE KARŞIYIM. Ben şimdi de BİRLİĞE KARŞIYIM diyorum. Hoppalaaa! diyeceksiniz biliyorum ama yazacaklarımı okumadan hemen karar vermemenizi rica ediyorum.
Bu son günlerde hep ne dendi? "Yıllardır özlediğimiz birlik tam gerçekleşecekken ne oldu da bunu beceremiyorsunuz? Yoksa siz birliği istemiyor musunuz?
HER KAFADAN BİR SES! BEKLENEN TEK SES!" Söylenenlerden anlıyoruz ki birilerinin kulağına kar suyu kaçmış. Aslında olan HER KAFADAN İKİ SES! HANGİSİ DOĞRU SES! Bunun cevabını aramak yerine bunu yapmayıp, bir de üstüne "ARTIK SUSUN!" dersen, ben orada bir şeyler arama ihtiyacını ister istemez duyarım. Optometriyi savunanlar bugünlerde tam siper.
Optometriyi yirmi senedir savunup da her gün bülbül gibi ECOO, ECOO diye şakıyanlara ne oldu? Hepsi dut yemiş bülbüllere döndü. Ne dersiniz, bu işte bir GARİPLİK yok mu? HER KAFADAN BİR SES yazısına katılan bir yorumcu bakın ne diyor? "...Seni de mi kaybettik ..." Yazının asıl sahibi olan kişi, benim attığım yoruma ne cevap veriyor biliyor musunuz?
GİZLİ İTTİFAK KURANLAR MESLEĞİ İLERİ GÖTÜRMEK İÇİN Mİ KURDU YOKSA BÖLMEK İÇİN Mİ?
Böylece mesleği ileri götürmek için kurulan gizli ittifakı kendi ağzıyla İTİRAF EDİYOR. Ne diyelim? Hayırlı uğurlu olsun, diyelim.
Aslında bu işi fazla yokuşa sürmenin de hiç bir anlamı yok. Önce tarafsız(!) bir hakem bulursun. Uzlaşmacı mı uzlaşmacı, uyumlu mu uyumlu. Sonra Sayın Abdullah Aydın ile Sayın Tuğrul Uğurlu'yu bir araya getirirsin. Bu hakem de iki tarafı uzlaştırarak birliği sağlar. Böylece sektörümüzde derin bir "OH!" çekerek kendi işine gücüne bakar. Şimdi herkes benim şaka yaptığımı zannediyor değil mi? Hayır, şaka yapmıyorum ve bu konuda çok ciddiyim.
Bakın Sayın Çakar son yazısında ne diyor: "Optometri için ön koşulsuz ve acil gelmesini isteyenler gibi kökten inkarcılarda hata yapıyorlar... Öyleyse fanatik taraflar da inkarcılar da ön yargılarından sıyrılıp bizim gibi tartışılmasını isteyenlerle konuşup gerçekle yüzleşmelidirler." Hata neymiş? Hata Sn Aydın'la, Sn Tuğrul Uğurlu'nun bir araya gelememesiymiş. Niye bir araya gelememişler? Ön yargılarından sıyrılamadıkları için bir araya gelememişler.
Soru: Fanatik tarafların temsilcisi deyince aklınıza kim geliyor?
Cevabı basit. Sayın Abdullah Aydın ve o düşünceyi yani OPTOMETRİYİ savunanlar geliyor.
Soru: Kökten inkarcılar kimler? Bunun cevabı da basit. TOOMD yönetim kurulu ve "optometriye hayır" diyen herkes. Ama en başta Sn T. Uğurlu geliyor.
Soru: Aralarında uzlaşmaz karşıtlığı olan bu iki zıt düşünceyi bir araya getirmek isteyen uyumcular kim? Ve neyi savunuyorlar? Bunların içinde Sayın Çakar'ın olduğunu biliyoruz ama yanındakiler kim? Bunları bilmiyoruz. Bir de neyi biliyoruz? Bunlar optometriyi savunuyorlar. Optometriye karşı çıkanları KÖKTEN İNKARCILAR diye isimlendiriyorlar.(Ben bu benzetmeyi çok tuttum) Optometriyi koşullu olarak savunan bu uyumlu ve uysal uzlaşmacılara da ben bundan böyle UTANGAÇ OPTOMETRİSTLER diyeceğim.
En son sorum da masal dinleme yaşında olan çocuklara: "Kurtlarla kuzuların bir araya gelerek tartışmaları ve gerçekle yüzleşmeleri ne anlama gelmektedir?
Cevabı çocuklara sorunuz. Bakalim size ne diyecekler? Bu sefer gökten üç değil iki elma düşmüş ikisi de optometriyi savunanların kafasına...
Utangaç Optometristler bizi aynı masa etrafına oturtarak, birlik olalım diyorlarsa ki diyorlar, biz böyle ilkesiz bir birliğe karşıyız. O nedenle ilkeli birlik dediğimiz sözde değil özde birliği savunuyoruz. Biz BÖYLE BİR BİRLİĞİ savunuyoruz. Biz mesleğimize ihanet edemeyiz. Bizim ölçümüz budur. Birlik anlayışımız da budur.
BİZ KUZULARIN BİRLİĞİNİ SAVUNUYORUZ. BİZ ZİNCİR MAĞAZALARININ DEĞİL, BU MAĞAZALARIN DIŞINDA KALAN MAĞAZALARIN BİRLİĞİNİ SAVUNUYORUZ.
Haddim olmayarak utangaç optometristlere bir önerim olacak. Neleri paylaşacaksınız? Onu bilemiyorum ama optometrinin ön koşulsuz ve acil gelmesini isteyenlerin en büyük lideri Sn A. Aydın'a karşı pazarlıkta elinizin güçlü olmasını istiyorsanız önce kendinize yeni bir dernek kuracaksınız. Tabii ki tüm bunlar MESLEĞİMİZİ İLERİ GÖTÜRMEK İÇİN(!) olacak. Herkes bilecek ki ismini ne takarsanız takın bu TOOMAD'ın ikinci derneği olacak. Neden mi ?
HEM OPTOMETRİ Yİ SAVUNACAKSIN, HEM DE MAĞAZA ZİNCİRLERİNE KARŞI MÜCADELE EDİYORUM diyeceksin.
Buna kimler güler? Buna kargalar güler.
Bir kez daha söylüyorum. Bundan böyle bir şeyler söyler veya yazarken insanların zekasıyla alay etmeyiniz.
Göray UĞURLU
sayın göray bey utangaç optometristler iyi niyetli genç optometristler yani bu gençlerin
yüzde vermem gerekirse yüzde 20 amacım onları üzmek kırmak haddim değil ben şöyle
bakıyorum bu genç meslektaşlarımza OPTOMETRİYİ POPLAŞTIRIP DİRENİŞİ
BUHARLAŞTIRMAKTIR GENÇ MESLEKTAŞLARIMIZIN DA SINIF BİLİNCİNDEN YOKSUN
OLDUĞU KAANATİNDEYİM BU OYUNUN ALTINDAKİ HAİN NİYETİ FARK EDEMİYORLAR
HAREKET PLANI YÜZEYSELİK ÜZERİNE HAZIRLANIYOR VE SAHNE KARANLIK KENDİ
MÜCADELESİNE YABANCI HAREKETSİZ VE UMUTSUZ OLARAK GETİRİLİYOR SAHNEYE