Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için: UBUNTU! “Ben, biz olduğumuz zaman benim.”
05 Mart 2021 - 16:24 'de eklendi.
Afrika’da çalışmalar yapan bir antropolog, bir gün, üzerinde çalışmalar yaptığı kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Oyun şöyledir:
Ağacın altına meyveler konacak ve bu meyvelere ilk ulaşan, onları yeme hakkını kazanacaktır. Antropoloğun başlama işareti ile, bütün çocuklar el ele tutuşup ağaca doğru koşmaya başlarlar. Ağacın altına beraber varır, hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Şaşkınlığını gizleyemeyen antropolog çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar.
Çocuklarsa ona şu cevabı verirler: “Biz Ubuntu yaptık. Yarışsaydık, yarışı kazanan tek bir kişi olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir? Oysa Ubuntu yaparak hepimiz yedik.”
Şaşkınlığı üzerinden atamayan Antropolog, çocuklara Ubuntu’nun anlamını sorduğunda, şöyle anlatırlar çocuklar: “Ben, biz olduğumuz zaman ‘ben’im.”
Ubuntu, insanların birlikte çalışarak ve birbirlerine saygı göstererek etnik bölünmeleri aşabilmenin temelini oluşturan ve insanlık onurunu optimize eden Afrika felsefesini ifade eder. Ubuntu’yu gerçekten uygulayan insanlar, her zaman açıktır ve kendilerini başkalarına açık hale getirirler. Ubuntu ile, her bireyin daha büyük bir topluluğa ait olduğunun temel kabulüyle gelen uygun bir güvenceye sahip olunur.
Ubuntu kelimesi, Güney Afrika’daki Bantu Dilinden gelir. Güney Afrika’daki Zulu Halkı için toplum “umuntu ngumuntu ngabantu” deyişinin etrafında, yani “kişi ancak diğer insanlar sayesinde kişi olur,” ifadesiyle inşa edilir. Başka deyişle, kişi bireyselliğini geliştirmek için başkalarına ihtiyaç duyar. İsi-Zulu dilinde “insanlık” anlamına gelen “Ubuntu” terimi, “Beni ben yapan etrafımdakilerdir,” manasında Afrika’nın yüksek felsefesini ifade eder.
Afrika kabile topluluklarından türetilen bu felsefeyi somutlaştıran güven, karşılıklı bağımlılık ve maneviyat dahil olmak üzere birkaç temel ilke vardır. Afrika Ubuntu Felsefesi, toplumdaki bireylerin birbirini sevdiği topluluk içinde yaygın bir “şefkat ruhu”nu temsil eder. Bir felsefe olarak Ubuntu, yaygın bireyciliğin, duyarsız rekabet gücünün ve tek taraflı karar vermenin tersine duran bir yaşam yönelimidir. Ubuntu öğretileri, Afrika’da, ailelerden topluluklara kadar her kurumda ve her yaşta yaygın olarak görülür.
Ubuntu Felsefesi’nin Afrika’da ortaya çıkmasının sebebi ise kıtanın sahip olduğu çetin çevresel ve insansal şartlar. Düşmanca bir ortamda açlık, izolasyon, yoksunluk, yoksulluk ve ortaya çıkan her türlü zorluk; ancak topluluğun kardeşçe kaygısı, iş birliği, ilgisi ve paylaşımı ile ancak böyle bir topluluk dayanışması yoluyla sağlanabilir. Ubuntu Afrika’da doğmuştur, çünkü Afrika’daki insanlar, buna en çok ihtiyacı olanlardır. Bir Afrikalı, öncelikle dayanıklı bir birey değil, bir topluluk içinde yaşayan bir kişi olmalıdır. Çünkü Afrika’da bir bireyin tanımı bireyci değil toplum temellidir. Kendini toplumla özdeşleştirmeyen kimse, Batı ideolojilerine aykırı olarak, dışlanmış olarak kabul edilir.
Aslında klasik bir Afrika anlayışı olarak görülen Ubuntu’yu 1984 yılında Nobel Barış Ödülü’nü kazanan bir Güney Afrikalı, Anglikan Kilisesi’nin Başpiskoposu Desmont Tutu şu şekilde açıklıyor: “Ubuntu’ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zulme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder.”
Ubuntu felsefesinde uyumlu davranış; kişinin davranışının topluluk bağlamında muhakeme ve düşünme yeteneği tarafından yönetildiği bir bireyin var olma durumu olarak tanımlanır. Bu nedenle Ubuntu; akılcı davranış, sevgi, sempati, nezaket ve paylaşım gibi olumlu insan değerlerine odaklanır. Ubuntu bu anlamda; bir kimsenin haklarına, değerlerine, inançlarına ve mülküne yönelik saygı anlamına gelir.
Ubuntu Felsefesi’nin insani değer davranışını gösteren vakalarsa şöyle sıralanabilir: kişinin akrabası olmayan hastaları ziyaret etmesi, yaslı bir aileye başsağlığı dilemek, bir yetimi kendi çocuğu olarak evlat edinmek, toplumdaki muhtaç insanlara yiyecek sağlamak, yaşlılara birçok farklı şekilde yardım etmek ve başkalarını sevgi dolu, dostane ve şefkatli bir şekilde selamlamak. Bu yönü ile Ubuntu’nun, İslam Felsefesi ile yakınlığı da özellikle dikkat çekiyor.
İslam Felsefesi’nde önemli kavramdan biri “Tevhid” diğeri ise “Vahdet”tir. Bu iki kavram; birleşmeyi, bütünleşmeyi ve toplumsal dayanışmayı ifade eder. Müslümanların dayanışma içinde bulunması, birlik ve beraberliğini muhafaza etmesi, içeriden ve dışarıdan gelecek her tür yıkıcı faaliyete karşı kendisini koruyabilmesi bu iki kavramla gerçekleştirilir.
Tevhid, İslam Felsefesi’nin temelini oluşturur ve hayatın merkezine Allah’ı koymak anlamına gelir. “Bir ve tek olmak, tek kalmak” anlamına gelen “vahd” kökünden gelen Vahdet ise; farklı görüş, düşünce ve bakış açılarına sahip olsalar dahi Müslümanların ortak noktalarda uzlaşmalarını, hayati konularda aynı tavra sahip olmalarını ifade eder. Bu kavramlar, Müslümanların birlikte ibadet etmeleri ve bayram kutlamaları ile pekiştirilir.
Yine Ubuntu’ya paralel bir birlik anlayışı Hinduizm’de, en azından Modern Hinduizm’de, açıkça görülmektedir. Birlikte dua eden ve kutlamalarını ve ritüellerini birlikte gerçekleştiren Hindular için “çeşitlilik içerisinde birlik” kavramı oldukça önemli bir yer tutar.
Ubuntu felsefesi; 2004 yılında John Boorman’ın yönetmenliğini yaptığı “In My Country” filminin de ana konusudur. Film Güney Afrika, İngiltere ve İrlanda ortak yapımı olup, ülkemizde “Benim Ülkem’ ismiyle yayınlanmıştır. 1996 yılında Güney Afrika’ da yaşananları, insanların hayatın zorlu mücadelesi karşısında verdikleri sınavı anlatır.
Ubuntu’yu, birlik olmanın, dayanışma ve yardımlaşmanın önemini kavramak hepimiz için hem toplumsal hem de evrensel manada bir görevdir aslında. Fidel Castro’nun dediği gibi: “un mundo mejor es posible!” yani “Daha güzel bir dünya mümkün!” Tabii ki “biz” olduğumuz zaman “ben”in var olabileceğini anlayabilirsek…
Av. Suat ŞİMŞEK
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Çok değerli bir yazı ve güzel anlatım, tebrikler!