Kasabamızın lise öğrencileri çıkardıkları okul gazetesine reklam almak için esnafları dolaşırken uğradıklarında onları ağırlamış. Bir şiirimi yayınlarlarsa onlara 3 top A4 kağıdı alacağımı söz vermiştim.
14 Mayıs 2022 - 9:59 'de eklendi.
Yayınlanan bu şiirim üzerine okulun emekli olması gereken edebiyat öğretmeni Zühal hanım, hem tanışmak hem de söz verdiğim tahsilatı yapmak üzere dükkana geldi.
40 yaşını biraz aşmış, dizüstü lacivert etek, üzerine krem rengi yakası kapalı bir tayyör ve en az 9 bas topuklu siyah ayakkabısı ile oldukça fit görünümlü ve erkeksi ses tonuna sahip Zühal hanım, küçük siyah çantası ile bacaklarını örterken bir yandan da tam göz hizasında olan güneş gözlüklerine kaçamak bakışlarına ara vererek bana döndü.
Başka şiirleriniz var mı Ethem bey? Gazetede ki şiirinizi çok beğendik. Doğrusu ya varsa onları da görmek, yayınlamak isteriz.
Yok dedim.
Hayret dedi. Hiç te ilk kez yazılmış bir şiire benzemiyor. (Göz kırparak) Siz de bir hazine bulduğumuz gibi bir hisse kapıldım nedense.
Yine yok dedim.
Yani, eskiden bir şeyler karalardım ama, işte …
İşte ne? Diye yine göz kırptı.
Yani yok işte. Artık uğraşmıyorum.
Kısa ve sıkıcı yanıtlarla kadını bezdirmek üzere olduğumu hissediyorum. Ama kadın eğitimci oluşundan mı ne belli ki insan konuşturmakta usta biri. Ayağa kalktı. Güneş gözlüklerinden birini yüzüne taktı ve konuşmasını sürdürdü.
Melih Cevdet Anday, der ki; dil bir büyücülüktür. İlkel toplum insanı yazıyı bilmediği için düz yazıyla düşünmüyordu. Onların düşün yapısı büyüseldi. Yani şiirdi. Düz yazı, vahşilikten uygarlığa geçildiğinde ortaya çıktı. Sözün büyüsünü mahvetti.
Bana döndü, gözlüğün sapını kalem gibi kullanarak
Oysa bu büyü içimiz de mevcut. Özellikle sıkılgan insanlar da olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca başka kimlerde vardır bilinmez dedi. Yine göz kırptı.
Sonrasında. Heyt benim aslan abim, Gözlükçülerin şahı, alemin kralı abim. Hele şu gözlüğe bir baksana diyerek gürültü ile dükkana giren bir adam Zuhal hanımın yanından bir gözlüğü elime tutuşturuverdi. Elimle 1 dakika işareti yapıp başka zaman olsa ”siktir git Tırışka’ diyeceğim bu taksiciye ” Biraz izin verir misiniz Selim bey ” dedim. ‘Dedim ama, Tırışka, beni duymadı bile. Zuhal hanımın gözündeki güneş gözlüğünü hedef alarak hocam’a
Aman Allahım ne güzel bir gözlük bu. Size de Çook yakışmış hanımefendi. Diye laf attı.
Zühal hanım, aynadan gözünü ayırmadan
Teşekkür ederim dedi.
Bu cevap Tırışkaya yetmemiş olmalı ki;
Şeffaf gözlüklerde çok moda. Hem sizi de çok açtı.
Zuhal hanım, öğretmen modundan çıkıp
Açtı ne ya? Ben penceremiyim ayol? Dedi.
Açılayım.
Yok yani hanfendi dedi Tirışka. Görüntünüze şiirsel bir anlam katmış. Herkes gözlük takar da siz mücevher takmış gibi olmuşsunuz. O bakımdan dedimdi.
Zuhal hoca gülmeye başladı. Beyazlarını sarı boyayla örtmeye çalıştığı saçını eliyle yana doğru atarak bir şey söyleyecek oldu, sonra vazgeçti.
Ama Tırışka vazgeçmedi. Beni övmeye devam etti.
Bu civarın en iyi gözlükçüsüne geldiniz hanımefendi. Abim size en güzel gözlüğü en uygun fiyata şıp diye bulur. Siz hiç bir şeye karışmayın.
Oldu dedi hoca. gülerek. Başka sıkıntınız?
Sıkıntıyı Allah göstermesin. Dedi Tırışka.
İki dakika önce şiire, şiir dünyasına giriş yaptığımız bu hocanın Dişine uygun ve argoya yakınlığı, Tırışkanın ilgisini çekmiş olmalı ki.
Bizimki hani, siz uğraşmayın ,gözlük seçimi ile strese girmeyin diye öneri ancaK.
Uğraştığımız falan yok dedi hoca sandalyesine otururken. Elindeki gözlüğü Tıriska’ya doğru sallayarak
Siz beyefendiyi bu kadar överek benim bu gözlüğü almamı, sonrasında bu satışta rolünüz olarak ta işinizi bedavaya getirmeyi düşünüyor olabilirsiniz. Ama yemezler. Dedi. Ben bu gözlüğü zaten alacağım. Ama acelem yok. Sıramı size verebilirim. Siz gözlüğünüze ne yaptırdıysanız yaptırın parasını da ödeyin. Ben göreyim de içim rahat etsin dedi.
Bir plaket taktırmak ićin dükkana giren tırışka önce bir şaşırdı. Sonra
‘bir vida işim vardı. Aha onu da taktı zaten dedi. Hem benim güzel abim bu işler için hiç para almadı. O istesin canımız ona feda.
O ara bana sordu.
Ethem abi borcumuz var mı?
Var diyesim geldi bir anda. Optik dışında bir şeyler konuşmanın bozulan büyüsüne inat.
10 lira dedim
Sonrasında 10 lira için gözleri büyüyen ama bir şey söyleyemeyen bir adam gördüm. Eliyle ceplerini yoklayıp bozuk almamışım. Bir ara geçerken bırakayım abi diye kaçarcasına dükkandan çıkan Tırışka’nın ardından içten ve kesilmeyen bir kahkaha geldi.
Ha ha ha! Edebiyatla uğraşmanın en güzel yanı bu! İşe yaramaz insanları hemen tanıyorsunuz. Ama itiraf edeyim çok şıirsel bir adam. Keşke bir şeyler yazsaydı dedi.
Metin Turanlı
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...