Oda ve Birlik yapılanmasıyla meslektaş olarak bizler bu yeni süreçten neler umut ediyorduk, neler bekliyorduk. Bu süreçte; neler gördük, neler yaşadık ve ne usulsüzlüklerle karşılaştık.
13 Mart 2021 - 13:45 'de eklendi.
Sevgili Meslektaşlarım,
Bugüne kadar gündeme hiç taşınmayan ancak çok önemli gördüğüm farklı bir konuyu ele alıp dile getireceğim. Sektörde optisyen.com isimli bir haber portalı var. Birçoğunuzun bilgisi olduğunu düşünüyorum. İlgilenip takip edenleriniz mutlaka olmuştur. Oda Birlik kanunu yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar geçen süreçte benimsedikleri politikalar doğrultusunda yapmış oldukları tüm icraatları takip eden bir meslektaşınız olarak gördüğüm gerçekleri tüm açıklığı ile sizlerle paylaşacağım. Paylaşacağım bu gerçekler üzerine sizlerinde iyice etüt edip değerlendirme yapmanızı bekliyor ve istiyorum.
Öncelikle Oda ve Birlik Kanununun yürürlüğe gireceği bilgisini edindikleri günden başlayarak gerçeklerden uzak akıllara zarar politikalar üretmeye başladılar. Oda Seçim süreçleri başlatıldığı andan itibaren takip edenler mutlaka fark etmişlerdir. Resmen optisyen-gözlükçü ayrımını yaparak sektörde bugüne kadar söz konusu dahi edilmeyen gözlükçü- optisyen ayrımını yaparak meslektaşlar arasında ikiliği yarattılar ve bu politikalarına hala hız kesmeden devam ediyorlar.
Seçim süreçlerinde geçmiş dönem meslekte uzun yıllar hizmette bulunmuş gözlükçü büyüklerine, yaptıkları hizmetleri beğenip beğenmemek hakları saklı kalmak üzere uzman karıştırıcı olan kılavuz hocalarının öncülüğünde; meslek etiğini, ahlakını hiçe sayan, terbiye kurallarından uzak dinozorlar yakıştırmasını yaptılar. Sizler emekli olun artık yeter çekilin dediler. Akıl almaz bir şekilde neye hizmet edeceği bilinmeyen, adayların kaç yaşında oldukları ayrıca optisyen mi, gözlükçü mü oldukları ayrımını yaparak resimleyip sitelerinde servis ettiler.
Yıllardır mesleğe hizmet vermiş olan gözlükçü meslek büyüklerimizi itibarsızlaştırmak için kimileri için küresel sermayenin savunucusu, Atasun’un temsilcileri, organik camların fiyatlarını düşürdüler, bir gecede yirmi beş dernek kurdular, oda yapılanmasına karşılar dediler. Kimileri için bunlar kooperatif ve iktisadi işletmelerinde bile ticaret yapıyor dediler. Kimileri için meslek haini, kimileri için bunların derdi meslek değil çıkar elde etmek için uğraşıyorlar, kimilerine de bunlar meslek için hiçbir şey yapmadılar dediler. Dediler de dediler. Burada haksızlık yapmayayım, şu sözlerinin altını çizerek de belirtmem gerekiyor. Meslektaşlara bizler idealist optisyenleriz, bizler bu meslek için varız ve mesleğe yeniden yön vereceğiz sözünü de verdiler.
Bu arada sahadaki gelişmeleri de takip ederek seçimleri kazanmak adına baktılar bu iş böyle olmayacak, karıştırıcı hocalarının kılavuzluğunda dinozor yakıştırmasını yaptıkları gözlükçülerle de işbirliğine gittiler. Ancak seçim günü gelip çattığında bu başkan adayları çıktıkları kürsüden mesleğe hangi idealistlikle hangi projelerle yön verecekleri konularına değinmeden, bir başkan adayı böbreklerim ağrıyor konuşamayacağım, bir diğer Başkan adayı ise size hiçbir vaat vermiyorum sözleriyle seçimi kazandılar. Sektöre yakışan da acaba bu muydu diye gerçekten düşünmüyor değilim.
Şunu da belirtmeden geçmeyeceğim. Bu organize olmuş grubun, birde hiçbir odaya kayıt yaptırmayan yancı akıl hocaları, tescil edilmiş uzman sektör karıştırıcısı var. Bu uzman karıştırıcı mecnuna dönüşmüş gezgin gibi il il, ilçe ilçe sokak, sokak dolaşıp dedikodu yapmaktadır. Dolaşamadığı, ulaşamadığı, bulaşamadığı kişilere ise telefonlarla ulaşarak hiç yüzü kızarmadan diğer aday meslektaşlarının arkasından dedikoduları yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Ayrıca bu uzman karıştırıcı benimde iş yerime gelerek şahsıma utanmadan sen küresel sermayeyle işbirliği yapıyorsun, Oda kanunuyla ilgili mecliste yaptığın çalışmalar tamamen kendine müşteri sağlamak içindir diyebilecek kadar utanma duygusunu yitirmiş şizofren bir vakadır. Bugün geldiğimiz noktada yaşananları izleyip gördüğünde yüzü kızarıyor mudur diye düşünmüyor değilim ancak ne yazık ki hiç sanmıyorum.
Sektör içerisinde yapılan ve yapılmaya devam edilen bu dedikodular üzerine daha sonraki yazılarımda geniş ölçüde bahsedip değineceğim. Şimdi konumuza dönelim, bu idealist ve meslek için var olan optisyen meslektaşlarımız, seçimi kazanabilmek için sahada mesleği icra eden meslektaşlarımızın hassasiyet gösterdiği küresel sermaye konusunu politika olarak kullanarak küresel sermayeye karşı olduklarını her ortamda dile getirdiler. Mesleğe bu çerçevede yeniden yön vereceklerini popülist politikalarla meslektaşları ikna etmeyi başarıp seçimleri kazandılar. Kazandılar da sözünü ettikleri ölçüde mesleğe ne şekilde yön vermeye çalıştıklarını ve bu çerçevede ortaya koydukları icraatları bu güne ve geleceğe ışık tutması açısından meslektaşlar olarak bizlerin dikkatle bakması, incelemesi ve değerlendirme yapmasını kaçınılmaz görüyorum.
Ben bu idealist ve meslek için var olduklarını ilan eden optisyenlerin oluşturdukları bu yapılanmayı ve ortaya koydukları icraatlarının seçim öncesini ve seçim sonrasını değerlendirdiğimde şunları net olarak gördüğümü ifade edebilirim. Kendi ticari faaliyetlerini geliştirmek ve sürdürebilmek için arka plan hesaplı, planlı ve programlı optisyen.com ismi altında bir ticari şirket oluşturmuşlar. Aynı zamanda şirket içerisinde bir de profesyonel reklam ajansı oluşturmuşlar.
Seçim öncesi ve seçim sürecinde büyük kurnazlıkla ortaya koydukları küresel sermaye karşıtlığı politikalarını bir kenara bırakarak küresel sermayenin bizatihi tam teşekküllü taşeronluğunu yapmaya başlamışlar. Yönetimlerde yer alanlar, optisyenlik programı öğrencilerini müesseselerine hasta taşımacılığı yaptırarak bugünden simsarlığın nasıl yapılacağını öğretiyorlar. Kendi müesseselerine yakın müessese açmış olanların ticaretine engel olmaya çalışıyorlar. Kendi menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda hiç sıkılmadan tedarikçileri de devreye sokarak her türlü baskıyı ve zulmü yapmaktan kaçınmıyorlar.
Bir yöneticinin asla kendisine yakıştırmaması gereken davranışlara ne yazık ki bu süreçte şahit oluyoruz. Bir yönetici optisyenlik müesseselerine makine satmanın peşine düşmüş, bir diğer yönetici ise paket program satma peşine düşmüş. Mesleğe idealistlikle yön vermenin ne olduğunu bizlere bu kısa sürede öğrettiler gerçekten kocaman aferin.
Birde organize bu şirketin ve reklam ajansının işbirliği yaptığı bu işin bide tedarikçiler boyutu var. Bu bilinçli bir şekilde oluşturulmuş bu yapının temsilcileri kendi müesseselerine uygun fiyatlı ürün tedarik etme çabalarını hızla sürdürmektedirler. Diğer taraftan bu tedarikçi firmalar bu organize yapının seçimleri kazanmaları için sağlamış oldukları katkıların bedelini ödemek için her gittikleri yere bu firmaların markalarını pazarlamak adına reklam afişlerini, pankartlarını ve bannerlarını zorunlu görev sayarak taşıdıklarını paylaştıklarını açıklıkla fark etmekteyiz.
Ayrıca, seçim öncesinde ve seçim aşamalarında hayretler içerisinde izlediğimiz ve şahit olduğumuz bu tedarikçi firmalar sektörün geleceği için değil karşılıklı ticari menfaatleri doğrultusunda yapmış oldukları iş birliktelikleriyle kendilerini açıklıkla ifşa etmişlerdir. Seçimlerden hemen sonra gözlükçüler, optisyenler saftır anlamazlar, seçimlerde nasıl ikna ettik, bugünde anlayamazlar düşüncesiyle bu işbirliklerini tüm açıklığı ve şeffaflığı ile sergiliyorlar ve sergilemeye de devam ediyorlar. Bunlara da kocaman aferin.
Sevgili meslektaşlarım; 2017 yılında başlatılan Oda ve Birlik yapılanmasıyla meslektaş olarak bizler bu yeni süreçten neler umut ediyorduk, neler bekliyorduk. Bu süreçte; neler gördük, neler yaşadık ve ne usulsüzlüklerle karşılaştık. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı net bir şekilde ifade etmem gerekirse; optik sektörü seksen yıllık tarihinde Oda ve Birlik yapılanmasıyla birlikte yazılmaya başlanan böyle kapsamlı organize edilmiş bir senaryo ile hiçbir süreçte karşı karşıya kalmamıştır. En azından ben bilmiyorum ve şahit olmadım. Temennim odur ki; Sektör bu tarihi süreçten kayıplarını gözden geçirip gerekli dersi çıkarmıştır. Bu gelişmeleri tüm açıklığı ile gören, izleyen ve yaşayan meslektaşlar olarak bizler şapkamızı önümüze koyarak ve sorumluluk üstlenerek böyle bir süreci bir daha yaşamamak ve yaşatılmasına müsaade etmememiz gerektiğine inanıyorum.
Ünlü düşünür Sokrat’ın başında bir yara oluşur. Bu yaranın üzerine doğal olarak sinekler hücum edip konaklamışlar. Yaranın üzerinde bir sürü sinekle Sokrat istirahat etmektedir. Sokrat’ı ziyarete gelen arkadaşları bu durumu görünce hemen müdahale etmek istemiş ve sinekleri kovmak istemişler. Sokrat arkadaşlarının bu eylemine hemen tepki göstermiş ve ziyarete gelen arkadaşlarına tarihi bir felsefe dersi vermiş. Bakın sevgili dostlarım demiş, yaranın üzerine konan bu sinekler yaranın üzerinden gerekli kanı emdiler, doydular ve şimdi uyuyorlar. Bunları kovarsanız açları hücum edecektir. Benim halim ne olur daha aç olarak hücum edecek sineklere emdirecek kanım yok demiştir. Anlamışsınızdır.
Atilla KARİP
13.03.2021
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...