Benim dükkanın önüne geldiler. Ben de kapıya çıktım.’’Buyrun vekilim ‘’ diyecektim ki, benim olduğum tarafa doğru bir tükürük fırlatıp yanındakine ‘’şerefsizlerden uzak duralım. Herkesin oyuna ihtiyacımız yok ‘’ dedi.
23 Ekim 2015 - 16:05 'de eklendi.
2o dakikadır yan vitrinden gözlemliyorum.
Önce fırıncıyla tokalaştı.
Oradan çıktılar kuru temizleyiciye girdiler.
Kadınlar da kapıdan gelen geçenlere gül dağıtıyorlar.
Temizlikçi Cafer’i tezgah arkasından kafasını tutup kendine doğru çekti.
Yanaklarından şapur şupur öptü.
Dükkanda öylesine vakit geçiren balıkçı Rüstem’i de öpücüklere boğdu.
Oradan çıktılar.
Benim dükkanın önüne geldiler. Ben de kapıya çıktım.’’Buyurun vekilim ‘’ diyecektim ki, benim olduğum tarafa doğru bir tükürük fırlatıp yanındakine ‘’şerefsizlerden uzak duralım. Herkesin oyuna ihtiyacımız yok ‘’ dedi.
Berber izzet’in dükkanına yöneldi.Onunla beraber içlerinde ebe Necmiye’nin kızı Gülsüm, Bakkal Cemil’in gelini, Elinde Milli Ekonomi Partisinin broşürleri ile Tüpçü Musa’ nın da olduğu heyet, selam bile vermeden transit geçtiler.
Ulusal Güvenlik Partisi eski ilçe başkanı Mustafa( ki kayın biraderim olur kendileri), gülerek içeri girdi.
— Adil ! Senin amca oğlu fena bozulmuş baksana. Barışacak gibi de görünmüyor. Bu seçim zamanı dahi sana gelmediyse düşün artık. Anlaşılan, senin oy dan bile vazgeçmiş. Ne yaptın oğlum buna?
–S…iret şerefsizi
–S…iret diyorsun ama…
Sağda solda o herif kazıkçının teki. Gözlükleri de bir boka benzemiyor. Yeni açılan gözlükçü daha iyi gözlük yapıyor falan diyormuş. Ayrıca çakma gözlükler satıyormuşsun…
–Ulan ben onun…
Sunturlu bir küfür edecektim ki, Özgür Millet partisi eş başkanı, mal sahibim Avukat Selim abi girdi.
–Adil oğlum, işin yaş valla. Amcaoğlun, milletvekili seçilirse yandın. Senin gözlük ruhsatnamen sahteymiş. İptal ettireceğini söylüyor.
Ben sinir halindeyim. Millet işin gırgırında. Kayınço’ ya göz kırparak konuşuyor.
–Adil, istersen bir seçim ittifakı yapalım ha? Sen bizim partiye çalış, biz de Cemal’in önünü keselim. Yoksa Ankara’ya giderse işin iş.
Merkez cami imamı Halit Hoca dükkanın önünden geçerken Selim abi seslendi.
–Hocam, bir zahmet gelsenize.
Hocanın elini avuçlarının içine alarak, dükkana soktu.
–Kasabamızdan milletvekili adayı olarak çıkan Cemal bey le Adil’in arasını yapmaya çalışıyoruz.
Nasihat etmeye pek hevesli olan Halit hoca da zaten bu anı bekliyormuş gibi:
–Eee, tabi ayıp oluyor yani. Bazı şeyler kulağıma geldi, ama yakıştıramadım size. Müslümana kırgınlık yaraşmaz. Alt tarafı bir arazi anlaşmazlığı bu kadar da uzatılmaz ki… Sen küçüğü sün.
–Ne arazi kavgası hocam ?
Dedim.
–O geçen seneydi. Babam payından vazgeçti. O mesele halloldu. Bu başka?
Hoca şaşırdı.
–Ee neyi paylaşamıyorsunuz öyleyse? Dost var, düşman var. Yakışır mı Müslümanın, Müslümana küsmesi? Hele ki akrabasınız…
–Hocam vallah suçum yok. Alt tarafı bir yanlış anlaşılma. Cemal abi de tuttu, bu duruma getirdi. Kapının önünden geçiyor. Vazgeçtim hayırlı işler demesinden, bir de şerefsiz diyor. Yenilir yutulur şey mi milletin önünde?
Selim abi merakla araya girdi.
–Mesele nedir o zaman? Ben de arazi için sanıyordum .
— yok be Selim abi!
diyorum.
–Arazi marazi değil. Geçen seçimlerde de bu adaydı ya. Yerel gazeteler de boy boy posterleri vardı hani? İşte bir gün Cam kesme makinasının devri daim suyunu değiştirirken ortalığa biraz su döküldü. O sırada da müşterim gelmişti. Ben de sonra paspas çekerim diyerekten kapıya kadar dükkanda ki gazeteleri yere yaymıştım. O ara da Cemal abi geldi. Dükkana girdi, girmesiyle bağırması bir oldu.
–Ulan namussuz herif. Yere serecek başka gazete mi bulamadın? Millet benim resimlere mi basıp dükkana girecek ?
Bağırdı çağırdı gitti. Bütün mesele bu.
Hoca, düşünceli düşünceli sakalını sıvazladı.
–Çok ta haksız sayılmaz Adil bey oğlum dedi. Yere serdiğiniz şeylere dikkat etmek lazım. Yalnız Ayet, hadis, bayrak gibi kutsal şeylerin yanında ölmüş insanların resimlerinin yer aldığı gazeteler de tanıdık kimselerin resimleri de yere serilmez. Ayıptır.
Kayınço da başını sallayarak hoca’ya hak verdi.
–Ben de yer de resmimi görsem bozulurum usta .
Avukat Selim abi de,
–Haklı valla. İnsan düşmanına yapmaz böyle saygısızlığı. Dur ben şunları da alayım deyip,
Sehpanın üzerinde durmakta olan seçim broşürlerini cebine soktu. Hocayla beraber kapıya yöneldiler.
–Sen şimdi bunlarla da cam silmeye falan kalkarsın.
Mustafa, ayıplar gibi başını 2 yana sallayıp dururken,
–Çık lan dükkandan. Dedim.
Çık! Sizinde, seçiminizin de, gazetenizin de, resimlerinizin de, gözlüğünüzün de, ruhsatnamenizin de….
Metin Turanlı
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...