a balloon
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat

Sağlıkta Dönüşüm Programı gerçekte neyi dönüştürdü?

Mevcut iktidarın güç kaybetmesi, elinde tuttuğu toplumsal memnuniyet alanlarını yitirmesi ile mümkündür. Bu alanlardan biri de aslında sağlıktır. Sağlıkta Dönüşüm Programı halka sunulan bir elma şekeri iken, elde artık sapı kalmıştır. Yapılan anketlerin ortaya çıkardığı veriler değerlendirildiğinde mevcut iktidar tarafından uzun yıllardır sağlık alanında uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı’na karşı halkımızın memnuniyeti olduğu görülmektedir. Hatta bu […]

02 Nisan 2011 - 16:57 'de eklendi.

Sağlıkta Dönüşüm Programı gerçekte neyi dönüştürdü?

Mevcut iktidarın güç kaybetmesi, elinde tuttuğu toplumsal memnuniyet alanlarını yitirmesi ile mümkündür. Bu alanlardan biri de aslında sağlıktır. Sağlıkta Dönüşüm Programı halka sunulan bir elma şekeri iken, elde artık sapı kalmıştır.

Yapılan anketlerin ortaya çıkardığı veriler değerlendirildiğinde mevcut iktidar tarafından uzun yıllardır sağlık alanında uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı’na karşı halkımızın memnuniyeti olduğu görülmektedir. Hatta bu memnuniyetin önceki seçimlerde iktidar partisine 10-15 puan kadar bir avantaj sağladığı söylenmektedir.

Sağlık alanındaki bu durum karşısında, mevcut iktidarın oylarını aşağı çekmeyi hedefleyen muhalefet partileri yaklaşan seçimlerde sağlık alanında ne söylemelidir? Seçim bildirilerini oluştururken ve geliştirirken, iktidarın sağlık alanındaki başarısını kabullenerek başka alanlar üzerinden mi iktidara alternatif olduklarını ortaya koymalıdır? Yoksa Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı sosyolojik, ekonomik ve politik açıdan dikkatle analiz edip, Türkiye’deki sağlık sisteminin gerçekte neye dönüştüğünü mü ortaya koymalı ve bunu uygun dille halka anlatmalıdır? İktidarın kamuoyu ile paylaştığı, sağlık olsun, ekonomi olsun herhangi bir alanda ülkeye kazandırdığını söylediği artılar çok dikkatle değerlendirilmeli, çoğu kez olduğu gibi aldatıcı ve kandırmacı sonuçlara karşı uyanık olunmalıdır.

Kısa bir süre önce iktidar partisi tarafından verilen bir gazete ilanında, iktidarları boyunca Türkiye’nin elde ettiği kazanımlar arasında, sağlığa ayrılan bütçenin 2.9 milyar TL’den 14 milyar TL’ye çıktığı konusu da vurgulanmaktadır. Bu vurgu ilk bakışta olumlu bir gelişme olarak algılanabilir. Ancak söz konusu artışın sağlık harcamalarından kaynaklandığı anlaşıldığında, bu olumlu algılamadaki ciddi hata ortaya çıkmaktadır. Çünkü “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile daha çok tedaviye ve ilaca ihtiyaç duyduğumuz gerçeği karşımızda durmaktadır. Bir başka deyişle bu programın eşliğinde, hastalıkların arttığı kalitesiz bir sağlık sistemi ortaya çıkmış, bununla beraber tanı ve tedaviyle ilgili harcama kalemleri büyümüştür.

Koruyucu hekimliğin planlı, programlı ve eksiksiz yapıldığı ileri ülkelerde, hastalıkların ortaya çıkış hızı azaldığından sağlık harcamaları da azalmaktadır. Ülkemizde bir kısmı yıllardır görülmeyen difteri, kızamık, verem ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıkların son yıllarda yeniden ortaya çıkması bir yana, kuş gribi ve domuz gribi gibi bir anlamda “yaratılan” salgınların yüksek maliyetli aşı tüketimi de sağlık harcamalarını arttırmaktadır. İş kazalarının görüldüğü, çevre kirliliğinin yaşandığı, baskıcı yaşamın verdiği stres ve en büyük hastalık kaynağı olan yoksulluğun olduğu bir ülkede, hastalıklar arttığından, maliyet, bütçeye harcama kalemi olarak yansımaktadır.

Sağlık harcamalarını arttıran dinamikler bir yana, sağlığa ayrılan kaynakların ne kadarının topluma döndüğü, ne ölçüde adil dağıtıldığı bir diğer önemli konudur. Sağlıkta Dönüşüm Programı gibi sosyal devlet anlayışından uzak, neoliberal anlayışın ürünü bir sağlık programında hastalar müşteri (tüketici), hastaneler birer işletmedir. Bu ticarileşen ve piyasalaşan sağlık sürecinde, kamu-özel ortaklığının kamu tarafındaki patronu sosyal güvenlik kurumudur. Muayenehaneler ve küçük-orta ölçekli özel sağlık kuruluşları yerine, zincir şeklinde, uluslararası sermayenin nemalanacağı yapılara ihtiyaç vardır.

Sistemde hekimler dahil tüm sağlık çalışanlarına işgücü gözüyle bakıldığından, serbest çalışma haklarının ellerinden alınması, ithal hekimlerin istihdamı ve tıp fakültesi öğrenci kontenjanlarının yükseltilmesiyle hekim sayısının arttırılması, hep ucuz işgücü amacına yöneliktir. Sağlık hizmeti sunumunda taşeronlaşma ve sözleşmeli personelin kullanılması da bu sistemin temel araçlarındandır. Verimlilik argümanı altında maliyetin azaltılması için, körlük, sakatlık gibi sonuçları olabilen ucuz tıbbi malzeme ve protez kullanılması tercih edilmektedir.

Sisteme makyaj

Sağlıkta Dönüşüm Programı, hızlı ve ayakta tedavi edilebilen, yüksek kârlı tanısal inceleme gerektiren hastalığı olan, hastanede yatacak ise, komplikasyon gelişmedikçe kısa süreli kalacak hasta profilini sever. Performans sistemi uygulaması bu programın bir başka önemli çıktısıdır. Hekimlere havuç olarak ek ödeme modeli sunulur; hekimden hasta muayenesine daha az zaman ayırması, komplikasyon riski olsa dahi daha hızlı ameliyat yapması istenir. Acil servisler ve yoğun bakımlar sisteme makyaj yapılan alanlardır.

Sağlık sistemi içerisinde kanser ve şeker gibi kronik bir hastalığı olan milyonlarca insan için durum hiç de iç açıcı değildir. Örneğin şeker hastasıysanız her gün kullandığınız şeker çubuklarının maliyetinin çoğunu kendi cebinizden ödersiniz. Yaşlıysanız, üç yıldan önce gözlüğünüz kırıldı ise yandınız; yerine koymak için cebinizden ödeyeceksiniz. Bu süre, işitme cihazında sekiz yıldır. Sadece vatandaşlık numaranızı beyan ederek üst basamak sağlık hizmetini ücretsiz alacağınızı düşünmeyin, ilacınız için eczaneye başvurduğunuz zaman ya da emekli iseniz, emekli maaşını çekerken, hizmetin, size söylenenin aksine ücretsiz olmadığını göreceksiniz.

Kısacası 30 yıl önce tohumu atılan, son yıllarda evrimleşen, neoliberal politik anlayışın bir ürünü olan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”, kamu-özel ortaklığı ile sağlığı piyasalaştırmakta, sağlık harcamalarında ciddi bir pazar genişlemesi oluşturarak, sağlığa harcanan bütçe payında niceliksel bir artış yaratmaktadır. Bu durum, sağlıkla ilgili sosyal devlet anlayışı çerçevesinde nitelikli (kaliteli) ve parasız sağlık hizmetine ulaşma açısından tam bir zıtlık göstermektedir.

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın alternatifi, sosyal devlet anlayışının içinde saklıdır. Bunun ortaya çıkarılması, vatandaşların tümüne genel sosyal güvenlik şemsiyesi altında tamamen kamusal alanda bir sağlık hizmeti sunmak, çalışanların emeğinin karşılığını güvenceli, adil ve yeterli ücreflendirme ile vermek, gerekli mali kaynağı merkezi bütçeden ya da etkin vergi toplayarak sağlamakla mümkündür. Mevcut iktidarın güç kaybetmesi, elinde tuttuğu toplumsal memnuniyet alanlarını yitirmesi ile mümkündür. Bu alanlardan biri de aslında sağlıktır.

Sağlıkta Dönüşüm Programı halka sunulan bir elma şekeri iken, elde artık sapı kalmıştır. Türkiye’de sağlığın geldiği nokta sanıldığının aksine, toplumcu ve sosyal devletçi değildir. Bu nedenle başta ana muhalefet partisi olmak üzere, iktidara alternatif olmak isteyen tüm partilerin bu gerçeği görmesi, gerçekleri halkın anlayacağı bir dile dönüştürmesi ve seçim sürecinde bu konuda AKP ile vuruşmaktan çekinmemesi gerekmektedir.

İzmir Tabip Odası Başkanı
 
Prof. Dr. Erdener ÖZER

Etiketler :
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
Tıbbi cihaz sektörüne dövizle sözleşme istisnası Tıbbi cihaz sektörüne dövizle sözleşme i...

Resmi Gazete 'de yayımlanan düzenlemeye göre tıbbi cihaz onaylanmış kuruluşları, imalatçılarla sözleşmelerini döviz cinsinden yapabilec...

‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiyi etkiliyor ‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiy...

Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her sene birey katılıyor....

Kart ödemelerinde yeni dönem! Kart ödemelerinde yeni dönem!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kart ödemeleri ile ilgili yeni bir açıklama yapıldı. Artık kartla ödemelerde yeni nesi...

Görme haftası artık Instagram’da Görme haftası artık Instagram’da...

İnsanları görme, körlük ve görme bozukluğu konularında bilgi edinmeye ve bu konulara katılmaya davet ediyoruz....

HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTERMİSİNİZ?(Yorum Yok)
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Hocaoğlu Optik
SON EKLENEN HABERLER
Tıbbi cihaz sektörüne dövizle sözleşme istisnası Tıbbi cihaz sektörüne döv...

Resmi Gazete 'de yayımlanan düzenlemeye göre tıbbi cihaz ona...

‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiyi etkiliyor ‘Sarı nokta’ ...

Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her s...

Kart ödemelerinde yeni dönem! Kart ödemelerinde yeni dö...

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kart ödemel...

Görme haftası artık Instagram’da Görme haftası artık Insta...

İnsanları görme, körlük ve görme bozukluğu konularında bilgi...

Gözlük kiralanır! Gözlük kiralanır!

Gözlük kullanıcılarının reçeteli gözlük ve güneş gözlüklerin...

Türkiye Göz Sağlığı Araştırması Türkiye Göz Sağlığı Araşt...

Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...

Gözlük ve lens nasıl çalışır? Gözlük ve lens nasıl çalı...

Gözlük ve lenslerin tarihini ve nasıl çalıştıklarını biliyor...

Ağustos ayı katılım payı ödemesi Ağustos ayı katılım payı ...

Ağustos ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalışt...

Araştırmacılar retinaya güneş panelleri yerleştirmek için çalışıyor Araştırmacılar retinaya g...

New South Wales Üniversitesi (UNSW) mühendisleri, görme yeti...

Sektörde 30.Yıl Sektörde 30.Yıl

30. Yıl gününde bir araya gelmemize vesile olan, şirketimizi...

Magazin HABERLERİ
Web TV
error: İçerik korumalıdır!!!