5 yıldızlı otelleri aratacak kalitede bir özel hastane de sıra bekliyorum. Daha doğrusu sıra da, benim yerime bekleyen bir hostes kız var. Ben yerimde oturmuş, Hastane’ nin dergisini inceliyorum.
05 Mart 2016 - 16:40 'de eklendi.
Şimdi efendim, eğer özel sağlık sigortası yaptırdığınız da, yaptırdığınız sigortanın sunduğu hizmete karşılık yıldızlarla sınıflandırılıyorsunuz.
Çok yıldızlı bir sigorta yaptırdıysanız, işte böyle hastane muayeneleriniz de, hastane tarafından size genç bir kızcağız melek olarak tahsis ediliyor.
Benim meleğim öyle zarif, öyle güzel bir kız ki; normal şartlar da reklam filmlerinde göreceğiniz, ancak uzaktan seyredebileceğiniz manken sınıfından biri. Bir devlet hastanesinde yakınlarınızdan birinin yapacağı tüm işlerde o genç kız yanınızda. Olabildiğince dar ve şık giyimli bu genç hanımefendiyle beraber, kan veriyor, EKG çektiriyor, idrar tahlili yaptırıyoruz. Hazır gelmişken bir de göz muayenesi olayım dedim.
Bu kızcağız yine yanımda. İnsanın hayatında böyle bir yardımcısı olması ne güzel. Özel olmak iyi bir şey. Valla dedikleri kadar var. Hastahane de, sigorta da beni özel ilan etmişler. Biz ( burada ki biz ben oluyorum) özelmişiz. Özel? Tüm bu özellikler kapıya kadar sürdü. Deminden beri zoraki bir gülümseme ile ‘’şöyle buyrun beyefendi. Lütfen şurayı takip edin efendim ‘’ gibi yönlendirmelerle bana eşlik eden selvi kızımızın ilk kez gerçek samimi bir gülümseme ile mankenlikten kurtulup özüne dönerek vedalaşırken söyledikleri beni kendime getirdi.
–Geçmiş olsun. İnşallah tez zamanda iyileşirsin. Hadi güle güle Fevzi amca.
Amca? Fevzi amca? Dost acı söyler gerçeği, beynimin kıvrımlarında yol buluyor. Selvi’nin beni gerçekten kendine yakın bulduğunu ve bana büyük bir iyilik yaptığını ancak anlıyorum. Dışarıda benim özel olduğumu bilmeyen bir dünyaya ayak uydurmamı kolaylaştırıyor.
Bu düşüncelerle hastane karşısında ki bir gözlükçüye girdiğimde işim daha kolay. Artık her şeyin altından kalkabilecek bir hisse sahibim selvi sayesinde. Burada da gözlüğü yüzüme yakıştırıp, gözlüğün güzelliğini benim özel biri olmamla kaynaştıran genç bir optisyenin lafını ağzında bırakıyorum.
–Benim tek özelliğim var, o da Kayserili olmam. Başka da bir özelliğim yok.
Söylediği fiyatın yarısına yakın bir ücreti kabul ettirerek ayrılıyorum. Özel biri olarak taktığım gözlükle, otobüs durağına doğru yol alıyorum. Birazdan otobüs gelecek ve ben özel biri olarak bu otobüse bineceğim. Benim özel olduğumdan haberleri olmayan insanlar bana yer vermeyecekler ve ben özel biri olarak ayakta yolculuk edeceğim. Özel kelimesinin aşk gibi, sevgi gibi hiç bu kadar ayağa düştüğüne şahit olmamıştım.
İnsan sevdikleri için,yakınları için özeldir. Bankalar, sigorta şirketleri, mağazalar, telefon ve iletişim şirketleri, doğal gaz şirketleri için niye özel olsun ki? Nasıl bir özelliğim var ki, en yakınlarımın bile haberi yokta, para verip alabileceğim her eşyanın ve hizmetin sahipleri beni özel ilan ediyorlar?
Söylene söylene otobüsten iniyorum.
–Günahtır…Vallahi günahtır. İnsanları başkalarından farklıymış gibi ayrıştırmak, ona özel olduğunu (parası kadar özel olduğunu) hissettirmek günahtır.
Beynimin kıvrımlarından yol bulup gelen iç sesim biraz da alaycı bir şekilde daha fazla söylenmemi önlüyor.
–Amca…Amca…Özel amca…
Metin Turanlı
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...