KOMPLO TEORİSİ

ÜLKE= ZAMAZİNGO

BAŞKENT= ZIVANA

YER= GÖKDELENDE BİR OFİS

TARİH= BİLİNMİYOR

Oturumu yöneten başkanın konuşmaya başlamasıyla kendi aralarında devam eden sohbet bıçak gibi kesilir.

–  Arkadaşlar, merhaba. Ülkemiz optik sektörünün en ileri gelen iş adamları olarak çıkarlarımız adına yapacağımız bu günkü toplantının gündemi daha önce de sizlere duyurduğumuz gibi iki maddeden oluşmaktadır. İlki durum değerlendirmesidir ki bunu kısa tutacağız. İkincisi ise “Geleceğe yönelik olarak ne yapmalıyız?” dır ki ona da öneminden dolayı daha fazla zaman ayıracağız. Şimdi izninizle  hemen ilk gündem maddemize geçmek istiyorum. Bu konuda aranızdan ilk sözü kim almak ister?

İlk el kaldıran konuşmaya başlar.

–  Teşekkür ederim Sayın Başkan. Son yapılan dernek seçimiyle insiyatifin tamamen karşı tarafa geçtiğini görüyoruz. Üzgünüm ki optometri konusunda da olduğumuz yerde sayıyoruz. Biz optometri diyoruz, adamlar kooperatif diyorlar. Katkı sunduğumuz sempozyum bile arzu ettiğimiz sonuçları doğurmadı. Görünen o ki işler iyi gitmiyor. Yapılan son dernek seçiminde içine düştüğümüz aymazlığın bedelini ödemeye başladık. Yeni oluşturduğumuz derneğin bile çok yararlı olacağı kanısında değilim.

Araya giren bir iş adamı:

–  Ne yani, dernek başkanını mı harcayalım?
Başkan, lütfen konuşma arasına girmeyin diye uyarır.
–   Sıra size geldiğinde fikrinizi söylersiniz. Buyurun efendim devam edin.
–   Hayır.Öyle demek istemedim Dernek başkanını harcayalım demek istemedim. Başka alternatif çözümler bulabiliriz diye düşünüyorum.
Başkan bu sefer konuşmacıya müdahale eder.

–  Gündemin ilk maddesinin dışına çıkıyorsunuz. Alternatif çözümler bir sonraki gündemimiz. Sözünüz bittiyse başka birine söz vermek istiyorum.
Başıyla onay aldıktan sonra konuşmak için el kaldıran ikinci kişiye sözü verir. Konuşmalar devam eder. Değerlendirmelerin aynı konularda birleştiğini gören başkan son konuşmacının sözlerini bitirmesinden sonra ikinci gündem maddesine geçer. İş adamlarından biri söz alır.

–  Ben bu toplantıdan iyi bir sonuçla ayrılacağımıza inanıyorum.
Başkan araya girer.
–   Biraz açar mısınız?
–   Açıyorum. Önce hedefi koyalım. Hedefimiz ilk yapılacak seçimler olmalı. Bu yönetim bize ters geldiğine göre şimdiden hazırlıklara başlayıp yarının yeni yönetimini bugünden oluşturmaya başlamalıyız.Derneği tekrar bizim için uygun hale getirecek tabandan gelen bir hareketi oluşturmalıyız.

–   Biraz daha açar mısınız?
Gülüşmeler  ve kahkahalar duyulur. Başkan kendi söylediğine kendi de güler. Konuşmacı devam eder.
–  Tekrar açıyorum. Bakın, bu güne kadar deşifre olmamış, üye tabanında da sevilen, önder niteliğinde, ağzı laf yapan, eli kalem tutan, gözlükçü derneklerinde kilit noktaları tutmuş adamlarımız var. Artık bunları harekete geçirme zamanı geldi. Uzun lafın kısası, yeni seçilen dernek yönetiminin dersini ilk genel kurulda verelim.

Kısa bir sessizlik olur. Başkan:
–   Zannederim konuşmanızı noktaladınız. İznınızle bir başkasına söz vermek istiyorum.

Başkan, o ana kadar hiç söz almamış, el kaldıran başka bir iş adamını işaret eder.
–  Benden önce konuşan arkadaşımı dinlerken ben de kendime şu soruyu sordum. Neden olağan kongreye kadar dernek seçimini bekleyelim? Bu işin bir de olağanüstü genel kurulu var. Zaman kaybetmeye hiç gerek yok. Bu konuda gereken hazırlıkları ve çalışmaları bir an evvel yapmalıyız. Şartlar olgunlaştığı zaman harekete geçmeliyiz. Kurşun adres sormaz ama bence kurşunun adresi son yapılan dernek seçimini kazanan yeni başkan olmalı. Kendisini yıllardır tanırım. Tarafımıza çekeceğimiz bir kişi olmadığına göre ne yapıp edip her türlü yola başvurarak onu düşürmeliyiz. Onu yıktık mı gerisi kolay. Salak biri değildir. Bu günlerdeki sessizliğini de hiç hayra yormuyorum. Bakalım bunun altından ne çıkacak? Olağanüstü genel kurula gitmenin ilk şartı belirli sayıda üyenin imzasına ulaşmaktır. Zannediyorum ki yapılacak iyi bir plan ve koordinasyonla bu işi başarabiliriz.

Bir başka konuşmacı söz alır.
–  Ben arkadaşıma tamamen katılıyorum. Yalnız bir iki küçük ilave yapmak istiyorum. Karşı tarafın gerçekleştirmek istediği, bizim de üzerinde durmamız gereken iki önemli konu var. Birincisi birleşme, ikincisi kooperatif. Bu iki olgudan güç alarak odalaşmayı hedefliyorlar. Kooperatifi yeni kurdular. Allahtan üyeler henüz kooperatifin öneminin farkında değiller. Birleşme yolunda da önemli adımlar atıyorlar. Ne yapıp edip bu birleşmeyi engellememiz gerekiyor. Bunu beceremezsek eğer  en azından birleşmeyi geciktirecek çareler aramak zorundayız. Yoksa oda olma yolunda iki engeli arkalarında bırakacaklar. Sonra da devlet bürokrasisinin karşısına daha güçlü çıkacaklar. Ondan sonra da ayıkla pirincin taşını. Yıllardır eski dernek yönetiminin ve başkanının bir de onlardan gözüken açığa çıkmamış adamlarımızın sayesinde tüm derneklerin birleşmesine izin vermedik, bundan sonra da vermeyiz. Biliyoruz ki çağımız medya savaşları çağı. Medyayı ele geçiren her şeyi ele geçirir. Parayı elinde bulunduran, gücü de elinde bulundurur. Medyadaki etkinliğimizi daha da arttırmalıyız.

Başkan:
–  Son kez bir arkadaşa söz verip toplantıyı bitirmek istiyorum. Hepinize katılımınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Sözü alan son konuşmacı hemen konuya girer.

–  Fazla zamanınızı almayacağım. Yukarıdakiler ne diyor? “İstediğiniz  düzenlemelerin yapılabilmesi için BİZİM KARŞIMIZA AYRI AYRI GELMEYİN” diyor. Verilen mesajı doğru okuyalım arkadaşlar.Biz de ayrı ayrı gitmiyelim. Bİrleşerek gidelim. Kimse yanlış anlamasın. BİZE UYGUN birleşmeden bahsediyorum. Ama karşımıza yine aynı bela çıkacak. Herkes bilir ki yapılmış olan iskambil kağıdı kulesinin altından bir iskambil kağıdı alınınca bütün kule yıkılır. BURADA KULENİN ALTINDAN ALINACAK İSKAMBİL KAĞIDI YENİ SEÇİLMİŞ DERNEK BAŞKANIDIR. YETER Kİ PLANLARIMIZI İYİ YAPALIM. Bana söz veren ve beni dinleyen herkese teşekkürler.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Yukarıdaki yazılanların tümü bir hayal ürünüdür. Gerçekle uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur. Bu SENARYO HİÇ BİR ZAMAN GERÇEKLEŞMEYECEKTİR. Nedeni adından da anlaşılacağı gibi bu bir KOMPLO TEORİSİDİR.

Göray UGURLU