Çalışma hayatını yeniden düzenleyen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kısa sürede rant kapısı haline geldi. Kanunun 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından iş yerlerine doktor ve mühendis temin etmek için Türkiye genelinde 450’ye yakın aracı şirket kuruldu. Sayıları her geçen gün artan bu şirketler, özellikle çok sayıda işçi çalıştıran fabrikaları kapmak için yarışa girdi. […]
02 Mayıs 2013 - 16:55 'de eklendi.
Çalışma hayatını yeniden düzenleyen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kısa sürede rant kapısı haline geldi.
Kanunun 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından iş yerlerine doktor ve mühendis temin etmek için Türkiye genelinde 450’ye yakın aracı şirket kuruldu.
Sayıları her geçen gün artan bu şirketler, özellikle çok sayıda işçi çalıştıran fabrikaları kapmak için yarışa girdi. Uzmanlara göre bu durum, iş sağlığı ve güvenliği açısından sakıncalı. Ayrıca kanun, ülke genelinde 25 bin hekim ve 15 bin civarında da iş güvenliği uzmanı açığı oluşturdu.
İzmir Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Hakan Toksöz, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) adı altında Türkiye genelinde 450 civarında şirket kurulduğunu belirterek, “Aracı şirketler çoğalınca rant oluştu. Şu anda herkes fabrikaları kapmak için yarışıyor.” dedi.
Çalışma hayatını yeniden düzenleyen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kısa sürede rant kapısı haline geldi. Kanunun 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından işyerlerine doktor ve mühendis temin etmek için Türkiye genelinde 450’ye yakın aracı şirket kuruldu. Sayıları her geçen gün artan bu şirketler, özellikle çok sayıda işçi çalıştıran fabrikaları kapmak için yarışa girdi. Uzmanlara göre bu durum, iş sağlığı ve güvenliği açısından sakıncalı. Ayrıca kanun, ülke genelinde 25 bin hekim ve 15 bin civarında da iş güvenliği uzmanı açığı oluşturdu. İzmir Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu Başkanı Dr. Hakan Toksöz, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) adı altında Türkiye genelinde 450 civarında şirket kurulduğunu belirterek, “Aracı şirketler çoğalınca rant oluştu. Şu anda herkes fabrikaları kapmak için yarışıyor.” dedi.
2012 Haziran ayında yasalaşan ve 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren kanuna göre 50 kişinin üzerinde çalışanı olan işyerleri, hekim ve iş güvenliği uzmanı bulundurmak zorunda. Son zamanlara kadar birçok işletme, bu zorunluluk sebebiyle çalışan sayısını 49’da tutuyordu.
Temmuzda çıkacak yönetmelikle çalışan sayısı 50’den az olan “Tehlikeli” sınıfındaki işyerleri de uygulamaya dahil edilecek.
Bundan sonra çalışan sayısına bakılmadan her işyeri, bir hekim ve bir uzman bulunduracak.
Mevcut 30 bin hekim açığına, 25 bin daha eklenecek. Yaklaşık 15 bin civarında da iş güvenliği uzmanı açığı oluşacak. Dr. Toksöz’ün verdiği bilgiye göre çevre, kimya, fizik ve makine mühendisleri, iş güvenliği uzmanı olmak için eğitim alıyor. Dolayısıyla bu alanda bir sıkıntı yok ama hekim açığının kapanması zor görünüyor.
Ayrıca doktorların çoğu aile hekimi oldu. Tam Gün Kanunu ile çoğu, muayenehanesini kapatarak kamuya geçti. Dışarıda çalışacak doktor kalmadı. Şu anda açık, emekli ve yeni mezun doktorlarla kapatılmaya çalışılıyor ama onlar da yetersiz. Bakanlık, açığı kapatmak için yeni yönetmelikte işyeri hekimlerinin çalışma sürelerini düşürmeyi planlıyor. Böylece 15 işyerine bakan bir doktor, 25 işyerine bakabilecek. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, toplum sağlığı merkezlerine işyeri hekimliği yapma izni verdi. Bu merkezler, şirketleşerek işyeri hekimliğine girdi.
İşyeri hekimliği yapan şirketlerin çoğalmasıyla rekabetin de arttığına dikkat çeken Tokgöz, “Türkiye genelinde 450, İzmir’de 36 tane aracı şirket kuruldu. Bunlar özellikle çok sayıda işçi çalıştıran fabrikaları kapmak için yarışa girdi. Kâr amacı güttükleri için doktor ve mühendisleri de düşük ücrete çalıştırıyorlar.” dedi.
Bazı OSGB’lerin, “Siz doktor çalıştırmayın, biz size dışarıdan daha uygun fiyata hizmet veririz.” gibi cazip tekliflerle işvereni etki altına almaya çalıştığını aktaran Hakan Tokgöz, “Tabip Odası olarak, bu aracı kurumları ‘kırmızı’ ve ‘yeşil’ diye sınıflandırdık. Etik çalışmayan, iş sağlığı ve güvenliğinde niteliksiz hizmet sunan ve işvereni yanıltanları ‘kırmızı OSBG’, işini düzgün yapanları da ‘yeşil OSGB’ şeklinde ayırdık.
Kırmızı OSGB’ler, işvereni, ‘Bünyenizde hekim çalıştırmayın, çünkü onlar reçete yazamayacak. Sadece OSGB hekimleri yazabilecek. Boşuna para ödemeyin. Biz size daha düşük ücretle hizmet veririz. Sadece OSGB’ler risk analizi yapabilir. OSGB’den hizmet almazsanız, milyarlarca liralık cezalarla karşı karşıya kalacaksınız.’ şeklinde asılsız bilgilerle yanıltıyor.
Niteliksiz hizmet sunan bu tür aracı kurumlar, fabrikaya hiç gitmeden veya 5 dakika uğrayarak hizmet veriyor. Bunların bakanlık tarafından denetlenmesi lazım.” diye konuştu.
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...