Mesleğimizin şu anki durumunu birde bu hikayeyi okuduktan sonra düşünelim. Vaktiyle medreseden icazetname alan mollalardan birisi, memleketi olan Bursa camilerinden birine imam tayin olunmuş. Vazifeye başladığı haftada, ilk Cuma hutbesini okuyacak olması kendisini biraz daha heyecanlandırmış olsa gerek, minbere çıkmadan evvel eski arkadaşlarından kıdemli birisiyle anlaşmış ve, -Azim, demiş, ben minbere çıkarken ayak bileğime bir […]
06 Mart 2013 - 1:50 'de eklendi.
Mesleğimizin şu anki durumunu birde bu hikayeyi okuduktan sonra düşünelim.
Vaktiyle medreseden icazetname alan mollalardan birisi, memleketi olan Bursa camilerinden birine imam tayin olunmuş. Vazifeye başladığı haftada, ilk Cuma hutbesini okuyacak olması kendisini biraz daha heyecanlandırmış olsa gerek, minbere çıkmadan evvel eski arkadaşlarından kıdemli birisiyle anlaşmış ve,
-Azim, demiş, ben minbere çıkarken ayak bileğime bir ip bağlayacağım. Sende gelip minberin dibine otur, beni kontrol et.
Eğer heyecanla yanlış bir kelâm edecek, bir yeri hatalı okuyacak olursam ipi çekerek beni ikâz edersin. Ben hemen durumu anlar, hatamı düzeltirim. Dediklerini yaparlar ve imam minbere çıkar. Diğeride uygun mahale mevzilenir.
Hamdele, salvele derken tam hutbe metnine gelinir ve imam “Kâle’n-Nebî (Resulullah buyurur ki)…”diye başlar. O sırada cemaatten biri, kendisine oturacak yer ararken yanlışlıkla ipe takılmasın mı?!… İmam şaşırdığını sanarak okuyuşunu değiştirir ve “Kıyle’n-Nebî …”diyecek olur.
Bu sefer arkadaşı onun yanlış olduğunu görüp ipi çeker. İmam yine değiştirir ve “Kule…” diyecek olur. Artık cemaat gülmeye başlamıştır. Genç imam, önce ne yapacağını bilemez. Bakar ki başka okuma şekli kalmamış. Üstelik dost bildiği arkadaşının da kendisine oyun oynadığını sanıp içerlemişter.
-Ey cemaat-i müslimin! Bende biliyorum ki bu “Kâle’n-Nebî” idi ve size çok güzel şeyler anlatacaktım.
Ne yapayım ki ipin ucu pu.t elinde… Varın doğrusunu ondan sorun, deyip minberden iner.
Hikaye her şeyi anlatıyor, fazla söze gerek yok. Ancak yorum yapmak gerekirse, insanın aklına ipin ucu kimde diye bir soru geliyor.
Tam meslekte birlik sağlandı artık güçlüyüz deniliyor, birde bakıyoruz diğer taraftan bağlar kopuyor. Birileri ipin ucunu eline almış olacak ki, oyunlar, oyuncular, piyonlar tek tek ortaya çıkıyor.
İpin ucu elbet bir gün biz optisyenlerin elinde olacaktır.
Saygılarımla,
.
Emrah KALENDER
Optisyen
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Sayın Kalender,
Masal ve hikayelerle işimiz olmaz diyenler hikayeler yazmaya başladı. Bu güzel bir gelişme. Gelelim İPİN UCUNU TUTANLARA. Çok önemli bir konuya değinmişsin SÜPERSİN ÇOCUK. Nedeni de bu konu benim uzmanlık alanım. Senin ifadenle ( bu yaşıma rağmen aynı ifadeleri ben kullanamam.) o p…ların kim olduğunu açıklayacağım. Seni yakından ilgilendirdiğini biliyorum. Cuma günkü davetini kaçırma. Sakın geç kalma, erken gel.