Ürün Takip Sistemi kapsamında gözlük çerçevelerine verilen 5 yıllık satış süresi, optisyenlik müesseselerini zorluyor. “Fiziksel olarak bozulmamış bir çerçeveyi sistem dışına itmek hem sektöre hem çevreye zarardır” diyen sektör temsilcileri, uygulamanın hukuki dayanağının yeniden değerlendirilmesini talep ediyor.
11 Haziran 2025 - 15:06 'de eklendi.
OptisyeninSesi Haber, son yıllarda giderek daha sık karşılaştıkları bir sorunu gündeme taşıdı:
Gözlük çerçevelerine tanımlanan 5 yıllık satış süresi. Ürün Takip Sistemi (ÜTS) üzerinden sisteme kaydedilen her bir çerçeve, beş yılın sonunda sistemde “kullanılamaz” olarak işaretleniyor. Yani bu sürenin sonunda ürün, tüketiciye satılamaz hale geliyor.
Uygulama, her ne kadar tüketici güvenliği ve izlenebilirlik amacıyla yapılsa da, sahadaki yansıması bambaşka bir tablo çiziyor. Stoklarında hiç kullanılmamış, açılmamış ve fiziksel olarak sağlam çerçevelerin sistem dışı bırakılması, esnafı ekonomik ve lojistik açıdan zora sokuyor.
Yasal Dayanak: 6502 Sayılı Tüketici Kanunu ve Tıbbi Cihaz Mevzuatı
Uygulamanın dayanağı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında çıkarılan Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği. Yönetmelikte gözlük çerçeveleri, gözlük camları ve güneş gözlükleri gibi ürünlerin “kullanım ömrü” açıkça tanımlanıyor. Buna göre:
“Gözlük çerçeveleri ve güneş gözlüklerinin kullanım ömrü tüketiciye teslim tarihinden itibaren 5 yıldır.”
(Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği – Ek: Kullanım Ömrü Listesi)
Bu süre, ÜTS sistemine üretici veya ithalatçı tarafından kayıt yapılırken otomatik olarak tanımlanıyor. Süre dolduğunda ürün, sistemde pasifleşiyor ve satışı yapılamıyor.
Ayrıca, Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında gözlük çerçeveleri, “görmeye yardımcı tıbbi cihaz” olarak tanımlanıyor ve bu nedenle ÜTS’ye kayıt zorunluluğu getiriliyor. Yönetmeliğin 23. ve 26. maddeleri, bu cihazların üretimden tüketime kadar izlenebilir olmasını emrediyor.
“Bu nasıl bir Tıbbi Cihaz?”
Ancak sahadaki optisyenlik müesseseleri, bu düzenlemenin yoruma açık bir alanı yanlış uyguladığını savunuyor. İstanbul’da faaliyet gösteren bir optisyen şöyle konuşuyor:
“Çerçeve, sadece camı taşıyan bir cihaz dır. Kırılmadıkça sağlık açısından tehdit oluşturmaz. Sistem bu çerçeveyi sanki ilaç gibi süreliymiş gibi işaretliyor. Bu ticaretimizi sekteye uğratıyor.”
Sektör temsilcilerine göre, çerçeve gibi dayanıklı ürünlerin ömrü üreticiden üreticiye değişse de, genellikle fiziksel bozulma süresi 10-15 yılı bulabiliyor. Ancak sistemsel olarak tanımlanan 5 yıllık sürenin sonunda bu ürünler işlevini yitirmese de piyasa dışına itilmiş oluyor.
Depoda Bekleyen Ürün “Çöp” mü Olacak?
Optisyenlik müesseseleri, bu uygulamanın doğrudan zararlarını şöyle özetliyor:
Kullanılmamış ürünlerin satılamaz hale gelmesi
Tedarik zincirinde ekonomik kayıplar
Artan stok ve raf maliyetleri
Sürdürülebilirlik ilkesine aykırı ürün israfı
Bir müessese sahibi şu ifadeyi kullanıyor:
“Depomuzda 6 yıldır duran klasik bir model var. Hâlâ müşteri buluyor. Ama sistem ‘süresi geçti’ diyor. Oysa fiziksel olarak hiçbir bozulması yok. Şimdi bu ürünü çöpe mi atacağız?”
Sektörün Talebi: Mevzuat Yorumları Yeniden Gözden Geçirilsin
Optisyenlik alanındaki meslek odaları ve birlikler, ÜTS’nin temel amacına karşı olmadıklarını, ancak çerçeve gibi dayanıklı ürünlerde bu sürenin ticari bir engel haline geldiğini vurguluyor. Talep ettikleri başlıca düzenlemeler ise şunlar:
5 yıllık süre 10 yıla çıkarılsın
Süresi dolan ama fiziki olarak sağlam ürünler için yeniden sistem onayı verilebilsin
Sonuç:
Uygulamanın temelinde halk sağlığını koruma amacı bulunsa da, gözlük çerçevesi gibi sağlık riski taşımayan bir ürünün “süre doldu” gerekçesiyle sistem dışı bırakılması, sahadaki optisyenlik müesseselerinde tepkiyle karşılanıyor. Sektör temsilcileri, mevzuatın daha esnek, uygulamanın daha gerçekçi hale getirilmesi gerektiğinde hemfikir.
Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), optisyenlik müesseselerine y...
Ürün Takip Sistemi kapsamında gözlük çerçevelerine verilen 5...
Gözlük sektörü açısından bakıldığında, bu tür kaçak ürünleri...
Optisyenlik artık bir meslek garantisi sunmuyor. İki yıl sür...
Danimarkalı Design Eyewear Group (DEG) tarafından satın alın...
Görme teknolojilerinde devrim niteliği taşıyan bu gelişme, h...
Türkiye, ocak-nisan döneminde toplam 2 milyon 935 bin 699 ad...
Şirket, dijital ve fiziksel dünyaları birleştiren bu yenilik...
Eğitim olanaklarının geliştirilmesi ve gözlükçülerin sağlık ...
Gözlük sektörünün öncü isimlerinden Marcolin ve moda dünyası...