Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya gelen yabancı hastaların sayısı 2010’dan bu yana iki buçuk katına çıktı. En fazla hasta Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinden geliyor. 7 yaşındaki Hasan Sadun, beynindeki tümörün alınması için iki hafta önce Irak’tan Türkiye’ye geldi. Irak Sağlık Bakanlığı, aileyi Türkiye’ye göndermiş. Baba Muhsin Sadun, ülkesindeki imkanların yetersizliğinden yakınıyor : “Oğlumun tümörü çok […]
31 Temmuz 2014 - 12:09 'de eklendi.
Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya gelen yabancı hastaların sayısı 2010’dan bu yana iki buçuk katına çıktı. En fazla hasta Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinden geliyor.
7 yaşındaki Hasan Sadun, beynindeki tümörün alınması için iki hafta önce Irak’tan Türkiye’ye geldi. Irak Sağlık Bakanlığı, aileyi Türkiye’ye göndermiş. Baba Muhsin Sadun, ülkesindeki imkanların yetersizliğinden yakınıyor :
“Oğlumun tümörü çok riskliydi. Irak’ta iki kere ameliyat oldu ancak orada iyileşemedi. Hasan’ın tedavisi için oradaki imkanlar yeterli değildi. Irak’ta radyoterapi yok. Irak Sağlık Bakanlığı’na başvurduk, 1.5 ay bekledik, sonra da bakanlık bizi Türkiye’ye gönderdi. Oğlum 4-5 gün önce ameliyat oldu. Buradaki imkanlar çok çok iyi. Hasan’ın tedavisi henüz bitmedi, iki hafta da radyoterapi için hastanede kalacak.”
‘Üç hastadan biri yabancı’
Hasan’ın tedavi gördüğü Liv Hospital’ın genel müdürü Meri İstiroti’ye göre Türkiye’ye özellikle bölge ülkelerinden yabancı hasta akını var. Ortadoğu ülkeleri başı çekerken, Orta Asya ve Kafkaslardan da ilgi büyük. İstiroti, “Her üç hastadan biri yabancı, bu sayı bize de sürpriz oldu” diyor. İstiroti, Türkiye’nin öne çıkmasını teknolojiye ve hekimlerin başarısına bağlıyor:
“Türkiye’de hastaneler yeni yatırımlarla teknolojinin en güncel uygulamalarını ortaya koyabildiler. Başarılı hekimler de Türkiye’nin en büyük şansı. Ortadoğu ülkelerinde sermaye var ancak sağlık sektöründe yetişmiş eleman, hekim yok. Türkiye artık sadece plastik cerrahi, diş hizmetleri gibi alanlarda değil, onkoloji, radyoterapi, beyin tümörü, parkinson gibi risk düzeyi yüksek hastalıkları için de tercih ediliyor.”
Rus çevirmenlere ihtiyaç var
Hastaneler artan ilgiye cevap verebilmek için bünyelerinde yabancı hastalara özel hizmet verecek birimler oluşturmuş. Bu birim, hastaneyi yurtdışında tanıtan pazarlama ve hastalarla ülkeye girişlerinden itibaren ilgilenen çevirmenlerden oluşuyor. Meri İstiroti, çevirmenlik için sadece dil bilmenin yeterli olmadığını söylüyor:
“Hastaların kültürel değerlerini, alışkanlıklarını bilmek çok önemli. O nedenle yerli insanları almayı tercih ediyoruz. Ortadoğu, Balkan, Rus ve Avrupalı müşterilerle ilgilenen ayrı gruplar var. Hasta ülkeye girişinden, ülkeden çıkana kadar takip ediliyor. Hasta taburcu olduğunda ona kendi dilinde rapor hazırlanıyor. Bu alandaki ekibimiz Ocak’ta 20 kişiydi, şu an 35, 2015’e 50 kişiyle gireceğiz. Rusça bilen ekipleri artırıyoruz.”
İstanbul’da sağlık turizmine yönelen Çevre Hastanesi de ağırlıklı olarak Körfez ülkelerinden hastalara özellikle saç ekimi, estetik cerrahi ve ortopedi alanlarında hizmet veriyor. Çevre Hastanesi Kurumsal İletişim Bölümü’nden Hande Işık, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Irak’tan hastaların yoğunlukta olduğunu anlatıyor.
Al Jazeera’ye konuşan Işık, “Arapların önem verdiği isimler, şeyhlerden biri sizden hizmet aldığında, onu duyunca gözü kapalı geliyorlar” diyor. Işık, artan talep nedeniyle Arapça, Fransızca, İngilizce ve Almanca tercümanlarla çalıştıklarını söylüyor. Işık’a göre müşteri çekmek isteyenler için uluslararası fuarlar önemli bir fırsat.
En çok göz ve ortopedi için geliyorlar
Sağlık Bakanlığı’nın Hacettepe Üniversitesi ile 2013’te hazırladığı Medikal Turizm Değerlendirme Raporu’na göre hastalar en çok göz hastalıkları, ortopedi, iç hastalıkları, kulak, burun-boğaz için Türkiye’yi tercih ettiklerini ifade ediyor.
Türkiye’nin avantajları batı ülkelerinde hasta bekleme süresinin çok uzun olması, sağlık hizmetlerinin pahalı olması ve sigorta kapsamlarının daralması olarak sıralanıyor. Fiyat avantajı da önemli bir etken. Örneğin İngiltere’de 50 bin dolar olan bypass ameliyatının Türkiye’deki maliyeti 10-15 bin dolar arasında.
Türkiye’ye gelecek hastalar için özel tur paketleri hazırlayan şirketler de var. Operasyon, konaklama ve turistik gezileri de kapsayan paketler 900-2000 dolar arasında değişiyor.
2023 hedefi 2 milyon hasta, 20 milyar dolar gelir
Rapora göre Türkiye’de sağlık turizmindeki büyüme, özellikle 2010 yılından sonra ivme kazandı. 2011’de Türkiye’ye gelen hasta sayısı 156.176 ken, 2012’de hasta sayısı yüzde 70 arttı, 266 bine çıktı. Sağlık Bakanlığı 2013’e ilişkin verileri açıklamadı. Şu anda Sağlık Bakanlığı için Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ, sağlık turizminin geliştirilmesine ilişkin bir rapor hazırlıyor.
Al Jazeera’ye bilgi veren Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Geliştirme Daire Başkanlığı yetkilileri, verilerin eylül ayında açıklanacağını söyledi. Bu raporda il il eksiklikler belirlenecek ve yapılması gerekenler ortaya konacak.
‘Tanıtım desteği artmalı’
Türkiye, 2023’te 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar ABD doları gelir hedefliyor. Liv Hospital Genel Müdürü Meri İstiroti’ye göre Sağlık Bakanlığı, teşviklerle sektöre önemli bir destek vermiş oldu, Türkiye’nin potansiyeli büyük, en önemli eksiğiyse sektör olarak kolektif tanıtım yapamaması. Sağlık Bakanlığı, 300 bin dolara kadar olan tanıtımda yüzde 50 teşvik veriyor. İstiroti ayrıca sektörde vergi indirimi ve tanıtım teşviğinde limitin yükselmesi gerektiği görüşünde.
Türkiye Sağlık Turizmi Derneği Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Müşaviri Enginer Birdal’a göre Türkiye son 10 yılda sağlıktaki dönüşüm hamlesi ile birçok ülkenin önüne geçti.
Al Jazeera’ye konuşan Birdal, 2023 hedefinin gerçekleşmesinin mümkün olduğunu bunun için de özel sektör ve kamunun koordineli çalışması gerektiğini düşünüyor. Birdal, “Herkes kendine çalışıyor gibi görünüyor. Son bir yılda kurumlar arasında cidi bir yarış var. Özel sektör kendi bilgilerini paylaşmıyor. Kalkınma ajanslarının çalıpşmaları da aynı temelde gitmeli” diyor.
‘Sektörde birlik yok’
Türkiye Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı Emin Çakmak da Türkiye’nin tanıtım faaliyetlerinin yetersiz olduğu görüşünde. Çakmak’a göre sektör birlikte hareket etmiyor:
“Hiçbir ülkede olmayan, bakanlığın bizlere vermiş olduğu teşvikleri verimli kullanarak çok daha iyi tanıtımlar yapabiliriz. Devlet teşvikleri vermiş olmasına rağmen özel sektörümüzün duyarsızlığı ve birlik beraberlik içerisinde hareket etmeyişi, verilen bu devlet desteklerinin verimli kullanılmayışı, yeterli bir faaliyet yapmamıza engel durumda.”
Çakmak, Türkiye’nin Amerika ve Almanya gibi ülkelere göre önemli bir fiyat avantajı olduğunu vurguluyor, ancak rakiplerle yarışta öne geçmek için fiyat politikasının gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor:
“Ülkemizde sunulan sağlık hizmet kalitesi dünya standartlarında en üst seviyede. Rakiplerimiz Tayland ve Hindistan benzer kaliteli hizmeti vermelerine rağmen bizlerin yarı fiyatına hizmet sunuyor. Diş tedavilerinde Türkiye’de fiyatlar, en büyük rakibimiz olan Macaristan’la rekabet edemez durumda. Fiyat politikalarımızın ulusal bazda gözden geçirmemiz gerekiyor aksi halde iddialı hedeflerimize ulaşmamızda önemli bir engel teşkil edecek.”
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...