1941 yılından bu güne kadar mesleki Kanunla yönetilen ve Yönetmeliklerle idare edilen Gözlükçülük/Optisyenlik mesleği son yıllarda Üniversitelerden kurslarla ve Optisyenlik bölümleri ile Akademik olarak da ilerleme kaydetmiştir.
Optisyenlik müesseseleri "fertlerin ve toplumun sağlığını korumak üzere" Sağlık Bakanlığı tarafından "Optisyenlik mesleğini icra etme yetkisini haiz kişiler ile optisyenlik müessesesini" ruhsatlandırılmakta ve denetlenmektedir.
Ülkemizde Optisyenlik Müesseseleri bilgileri, marka/modelleri, son teknoloji laboratuvarlar ve mesleki sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği eğitimlerle gelişmiş ülkelerdeki seviyelere ulaşmıştır.
Ayrıca Konfederasyon ile temsil edilen Optisyenlik Müesseseleri Kamu spotu, Kamu ve özel hastane görselleri ile toplumun göz sağlığı konusunda bilinçlendirme kampanyaları ile Vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın ("göremeyen çocuk öğrenemez" Sloganı ile...) sağlıklı bireyler olması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme çabasındadır.
Bugün ülkemizde Gözlük Camı ve Çerçevesi üretir ve bunları ihraç eder bir duruma geldik.
İnsanın olduğu yerde hatada olur, ancak vatandaşlarımıza en iyi hizmet vermek için sürekli eğitim gören, organize olan ve örgütlü bir mesleğin mensupları olan biz Gözlükçüler/Optisyenler sağlıklı nesiller ve sağlıklı bir toplum anlayışına hizmet etmeye devam edeceğiz.
Unutmayın; Gözlükçünüz, göz ve görme ile ilgili danışmanınızdır.
Erol AYDOĞAN
Genel Sekreter
Türkiye Optik ve Optometrik Meslekler Derneği
Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu YK üyesi
Erol Bey,
Evet anlattıklarınız çok doğru.
Eğitim şart ve güzel.
Fakat biliyorsunuz herşeyin fazlası zarar.
Kapı kapı dolaştığınız üniversitelere bu eğitimin fazlasının meslek adamlarına ve mesleğe zarar verdiğini, böyle giderse sokakların birde işsiz optisyenlerle dolacağını hatırlatıyormusunuz.
Yoksa gruplara köle lazım adamlar her geçen gün yeni şubelerle akın akın geliyorlar, susalımda köleler eksilmesin, çoğalsın mı diyorsunuz.