BIST 100
10.962,02 0,30%
DOLAR
40,8908 0,03%
EURO
47,6725 -0,05%
GRAM ALTIN
4.362,20 -0,42%
FAİZ
39,96 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
49,14 -1,73%
BITCOIN
113.437,00 -2,61%
GBP/TRY
55,1656 -0,13%
EUR/USD
1,1651 -0,09%
BRENT
65,69 -1,37%
ÇEYREK ALTIN
7.132,47 -0,42%
İstanbul Parçalı Bulutlu
İstanbul hava durumu
27 °

Dernekler ne için vardır? Ahmet DERMAN

Sn. Taylan KÜÇÜKER Hocamın bu konu hakkında ilk yazısı değil.( Sekiz senedir zam alamıyoruz)

Ancak SGK sektörü telef edercesine umursamaz davranıyor. Bu gidişatla zincir mağazaların piyasada yer alması hızlanacak çünkü her yıl yüzde 9 civarındaki enflasyona perakende gözlükçünün uzun süre dayanması mümkün değildir.

İstanbul derneğindeki yönetim değişikliği,derneklerin bir araya gelip birleşmesi için en son bir şanstır.Yeni başkan Sn. Tuğrul Uğurlu beyin diğer derneklerle birlikte hareket etme konusunda iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Ancak istanbul ve izmir gibi büyük şehirlerde birden fazla dernek olması gerekmiyor, bu dernekler güçlerini birleştirmeliler.

Sn. Abdullah Aydın sadece kendine özel diğer dernekleri dışlayarak bir rota çizmesi ve ısrarla gözlükçülerin yerine geleceğin vizyonu olarak belirli grupların yanında yer alması şimdi yaşadığımız kaos durumunu yarattı.

Gayet tabi bu konuda sadece Abdullah Aydını suçlayamayız. Muhtelif vesilelerle birlikte toplanarak kararlar alması gereken dernek başkanları birbirlerine karşı üstünlük havasıyla,bir araya gelip birlikte hareket edemediler.

Gözlükçülerin sorunlarının çözümü için bir araya gelip karar alıp gözlükçü üyelerini de neticelerden sık sık bilgilendirmesi gereken diğer başkanlar bir derneğin başı olmanın gurur ve havası ile sorunların üzerine gidemediler aidatların üzerinde oturdular.

Derneği avukatı var ama üyesinin hukuki bir sorunu için hiçbir derneğin dava açtığını duymadık.SGK nın çok aşağılacı uygulamalarına dahi ses çıkarmadılar.Avukatları olmasına rağmen gözlükçü aleyhine yapılmış bir işlem için kazanılmış bir dava duymadık. O zaman sormak gerekiyor dernekler neden vardır?

Demek oluyorki sadece bir derneğin başı olmak tek başına yetmiyor. Bütün dernek başkanları periyodik olarak belirli zamanda bir centilmelik havası içinde toplanmalı ,müşterek kararlar almalı hatta bu kararları bir protokole bağlıyarak uymalı ve uygulamalıdır. Bu toplantılar sohpet havası içinde bitmemeli bir konsensüs oluşturup neticeye götürecek reel kararlar olmalıdır.

Bu son seçim İstanbulda yapılmasına rağmen çok önemsenmiş ve diğer bütün derneklerin olumlu desteğini almıştır. O zaman yine diyorum ki BU YÖNETİM SON ŞANSTIR İYİ DEĞERLENDİRİLSİN.  Dernekler arası işbirliği, dernek yöneticilerinin şahsi kaprislerine kurban edilmesin.

Sn Taylan Küçüker hocam,Sn Rıfat Küpeli, Sn Mahmut Yetim, Sn Turgut Çakar başta olmak üzere FEDERASYON KONFEDERASYON bütün dernek başkanları ve isimlerini sayamadığım diğer sayın kanaat önderlerinden gözlükçüler olarak beklentimiz budur.

SAYGILARIMLA.

Ahmet DERMAN

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

AHMET DERMAN 18.07.2012 18:32

ODA OLMANIN FAZİLETİ ,YAPTIRIM GÜCÜNDEN KAYNAKLANIYOR. Bütün gözlükçü dernekleri bir araya gelip federasyon ,konfederaryon altında toplanarak birlikte hareket ederek çalışmazlarsa ,tek tek hiçbir dernek bu işin altından kalkamaz. O halde bütün gözlükçüler kayıtlı oldukları dernek başkanlarından ciddi şekilde bu talepleri dile getirmelidirler. DERNEK BAŞKANLARI ÖZELLİKLE BU KONU DA ARTIK AYAĞA KALKSINLAR.

Yanıtla
gözlükçü 17.07.2012 14:59

Sayın Başkanı tebrik ediyorum.
Bu seçimi kazanmakla zaten büyük iş yapmış oldu.
Yanlız temas etmek istediğim bir mevzu var.Sayın başkan teşekkür konuşmasında birlik ve beraberlikten bahsetti ama mesleğimizin bence en büyük sorunu olan ODA olamama sorununa hiç değinmedi.Biz Anadoludaki gözlükçüler olarak ODA olamamada en büyük engeli İstanbul derneğinin çıkardığını duymuştuk.Yönetim değişince tüm derneklerin birleşerek oda olacağını tahmin ve temenni ediyorduk ama başkanın teşekkür konuşması sonunda hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur.

Bir çok mesleğin örgütlenerek kurdukları odalar(eczacılar odası,terziler odası,ziraat odası aklıma gelen sadece birkaçı)mesleklerinde tek ses olma adına çok önemli olduğunu düşünüyorum.Türkiyede neredeyse 50 yıllık bir geçmişe sahip gözlükçülük mesleğinin hala kendi arasında sorunlarını halletmiş ve birleşerek ODA olamamasını çok manidar buluyorum.

Son bir örnekle yazıma son veriyorum.2012 bütçe görüşmelerinden sonra çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı ile eczacılar odası arasındaki zam pazarlığını hayretle izledim.Neredeyse aynı işi yaptığımız(sağlık sektörü olarak)eczacıların devletle kıran kırana pazarlık edip istedikleri zam oranını alıp üstüne birde devletle mahkemelik oldukları için sgk tarafından sözleşmeleri iptal edilen 2000′e yakın eczanenin tekrar sözleşme yaparak işlerine devam etmeleri sağlandı.

Evet sayın başkanın bir tarafta tüm mesleki yapılanmasını tamamlamış ODA olmuş devletin dokunamadığı eczane diğer tarafta hala dernek olarak meslek örgütü olduğunu idda eden bir kuruluşa üya sgk ya gönderdiği reçetesine eklediği tse belgesinin seri numarasındaki A harfini Küçük a yazdığı için (A12345 yerine a12345)bir sürü parası kesilen üstüne birde uyarı cezası alan bendeniz GÖZLÜKÇÜ.
Sizcede bu ODA-DERNEK farkından kaynaklanmıyormu??????

Yanıtla
AHMET DERMAN 16.07.2012 17:58

Engin kardeş, çok haklısın,oda olmakla SGK karşısında DAHA GÜÇLÜ TEMSİL EDİLMEK İMKANI OLACAKTIR. Ancak oda olmanın da , özel şartları vardır.Konfederasyonu ile federasyonu ile bütün dernekleri bir çatı altına toplayacak, birlikte hareket imkanı sağlayacak oluşumun alt yapısı var iken TOOMD temsil eden önceki yönetim, bu güç birliğinde ayrılık yaratarak senelerce geciktirmiştir.Bütün başkanların fedrasyon konfederasyon çatısı altında biraraya gelmesi oda olmak için birlikte hareketi şarttır.

Sözleşme için, SGK Dernek üyesi olma şartını dahi ortadan kaldırmakla, derneklerin üyelerinin kopması ile güç kaybına sebep olacağını biliyor .Dernekler aidat toplayarak ayakta kalablilrler .O halde SGK nın mutlaka derneğe üye şartını araması sağlanmalıdır.Dernek hukukçuları ne işe yarıyor? SGK nın bu uygulaması derneklerin kuruluş gaye ve kanunlarına aykırıdır.Gözlükçüler birlikte hareketin önemini önemsemedikleri için bugünlere geldik. Bu güne kadar söylem:( benim işim iyi olsun başkasının ne olursa olsun) şeklinde olmuştur. Fakat dernek yöneticilerinin üye aidatını, yaptıkları olumlu icraatlar ile hak etmesi de gerekmektedir.

Dernek yöneticileri seçimden sonraki gözlükçüler arasında doğan dayanışma duygusunu hüsrana uğratmadan bu olumlu rüzgarı lehimize çevirmelidirler.

Yanıtla
uma 16.07.2012 12:01

bu gidişle hiç bir yere varamayız çünkü bazı hesap yapanlar var .ikinci bir abdulah aydını dogurtacaklar .bu sözümü bir tarafa yazın unutmayın

Yanıtla
Engin PEKER 15.07.2012 16:09

Evet Ahmet abi, son TOOMB genel kurulunda Tuğrul UĞURLU bey’in başkan olmasından sonra birlik konusundan ben de daha ümitliyim. Ve biliyorum ki, TOOMB ile Konfederasyon un eski muhaliflik durumu sona ermiş ve ortak adımları atabilecek ve zaten bu konuda da hemfikir olan başkanlarımız var. “Bu yönetim son şanstır” söylemine katılıyorum. Hatta ve hatta, şu aşamadan sonra, bu mesleği oda olmak konusunda icraat yapılamaz ve meslek odamız olmazsa da, kimse darılmasın gücenmesin ama hiçbir dernek başkanıma ve meslek büyüğüme inancım kalmayacaktır. Yıllardır bu konuda söylemleri hep duyduk, kendi ağızlarından da duyduk ama fiilen icraat olmadıktan sonra söylemler de bir noktaya kadar..

Eczacılık mesleği hep bizim önümüzde bir örnek meslek olmuştur, SGK bile çoğu uygulamasını önce onlarda, sonra bizde hayata geçirmektedir. Bizim de onlardan çok örnek almamız gereken konular da var, hatta zaman zaman da yöneticilerimizin de bence İstanbul Eczacı Odası yöneticileri ile dialog halinde olmaları faydalı olacaktır. (İstanbul için söylüyorum, diğer iller de kendi illerinde dialog içinde olmaları fayda sağlar)

Şu an gündemimizde bulunan karekod ile alakalı, Eczacılar’dan da stok bildirimi istenmiştir ancak Eczacı Odaları’nın bu konudaki hukuki mücadeleleri neticesinde böyle bir bildirim verilmemiştir, 2-3 yıl önceki alınan ilaç bile (miadı geçmemiş olmak kaydıyla) karekodları üretici veya ithalatçı firmaları tarafından sağlanmış, eczacılar bizim gibi bir bildirimle uğraşmamıştır. Sadece karekod okuyucu makinesini almış, sisteme girişlerini firmalardan gelen karekodları girerek yapmaya başlamış ve zaman içinde bu geçici barkodlu ürünler temizlenmiştir, artık tüm ürünleri orijinal firma karekodları ile satılmaktadır.

Bundan sonraki süreçlerde de sektörümüz, her zamankinden daha iyi ve akılcı şekilde yönetilmelidir. Bu meslek mutlaka “ODA OLMALIDIR”. Dikkat edin, İzmir’deki olaylı toplantıyı hatırlayın, orada geçen bir cümle vardı, “biz sözleşmelerimizi derneklerle değil, Optisyen/Gözlükçüler ile yapıyoruz.” Yine gelenler dikkat ettilerse, İstanbul da TOOMB nin düzenlediği toplantıda da, bu konuya vurgu yapılmıştır. SGK daha evvelden eczacılarda da, sözleşmeleri direkt eczacılarla imzalamak için çaba harcamış, ancak başaramamıştı. Sözleşmelerini TEB (Türk Eczacıları Birliği) ile imzalamak durumunda olmamaları, eczacılar için hukuki kazanımlar getiriyor. Bizimle direkt imzalanan sözleşmede bizim karşı çıkma, karşı durma yada itiraz etme hakkımız bulunmuyor bile ve çaresiz şekilde imza atıyoruz.

Bir SGK yetkilisi çıkıp bir imzası ile koskoca devleti temsilen sözleşme imzalıyor, bizden de birinin çıkıp da sektörümüzü temsilen protokolün altına imza atabilmesi lazımdır. Bunun yolu da dediğim gibi mesleğimizin ODA OLMASI’ndan geçmektedir. Tüm meslek odalarımızın da ortak çatısı ve en üst yapısı Türkiye Optisyenler Birliği yada Türk Optisyenleri Birliği (Adı çok da önemli değil) şeklinde bir yapı olmalıdır.

Öncelikli hedef de bu olmalıdır, çünkü bunca sorunu çözebilmek adına ilk aşama bu gibi gözüküyor. Dernek statüsü altında bu işlerin olmadığının herkes zaten farkındadır… Bir yerden başlamak gerekiyorsa, o yer işte burasıdır.

Saygı ve Sevgilerimle..
Engin PEKER

Yanıtla