Yeni Dünya

Ben kimim, neyim, ne oluyor diyerek başladığım bu gecede her zaman başım dönerdi ya, bugün ayaklarım da dönüyor. Evet ya, ayaklarım dönüyor resmen. Biri buradaysa, diğeri tee ötede. Sarhoşum ben! Sarhoşken bile aklımdan böyle şeyler geçiyor.

Pandemi dolayısıyla evde geçirdiğim bir cumartesi günü saat 4 gibi bir duble içeyim diye başladığım akşam sefası saat 9 gibi yatakta böyle sonuçlandı.

Bir önceki geceden arka arkaya 2 film izleyince, sabah ta 11 gibi kalkıp, güne dükkanla ilgili gündelik koşuşturma ile başlayamayınca olacağı bu.

Dört duvar arasında, bahçesiz bir evde yalnız yaşayan biri olarak kendini, zamanı, iş hayatını kurcalamakta buluyor insan.

Evet, bu sokak yasaklarının en güzel tarafı (ileride ödeyeceğin faturaları düşünmezsen) insanın iç dünyasına dönmesi, kendini ve hayatı sorgulaması. Bu sorgulama da vardığım sonuç, ekmek parası dışında en itici güç bir esnaf olarak hizmet verdiğimiz kimselerin yüzündeki memnuniyeti yakalamak. Bunun için bile hizmetimizin aksamaması önemli

Herkesin ödediği bedeli çok önemsiyorum. Bu yüzden ayakta kalmalıyız. Zincir mağazalardan veresiye gözlük alamayacak hastalarımız var. Ama bizden alabilirler. Ailece bizden alışveriş yapan bu insanları yarı yolda bırakamayız. Bırakmamalıyız. Bu yüzden.

Yeni çıkarılan tüm uygulamaları gücümüz yettiğince uygulamaya çalışmaktan başka çaremiz yok. Ama…..

ÜTS, VEBSİS, E REÇETE, E-TİCARET, E- FATURA, E- DEFTER, Eeee

E- PARA?

PARA YOK !

Sıkıntı da burada işte.. Her yeni düzenleme daha büyük problemler yaşanmasın diye küçük mağduriyetlere göz kırpar. Oysa bu dönem pandemi nedeniyle daralan iç hacim, kısıtlanan mesai, artan ücretler ve benzeri sebeplerle esnafın en küçük hataya tahammülünün olmadığı bir dönem Burada sorun her yönüyle esnafın, vatandaşın kayıt altına alınması değil. Bunun doğurduğu sonuçlar ile iyi niyetli bir yaşamı da kurmaya çalışamayacağız. Kötülük gibi iyilikte kayıt altında olacak Birine yaptığınız bir iyiliği ( ücretsiz gözlük gibi) bile ancak vergisini vererek yapabileceksiniz.

Bir 10 yıl sonra bugünler nasıl yazılacak, nasıl anlatılacak şimdiden kestirmek mümkün değil. Ama distopik dünya çok ta uzakta değil.

 

Metin TURANLI

Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız