a balloon
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat

Norveç’ten hüzünlü bir zincir eczane öyküsü

Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir

17 Haziran 2011 - 16:40 'de eklendi ve 11963 kez görüntülendi. A+A-

Norveç’ten hüzünlü bir zincir eczane öyküsü

Değerli genç meslektaşım Halil TEKİNER, 2009 Eylül ayında Viyana’da düzenlenen 39. Eczacılık Tarihi Kongresi’nde sunulan bir bildiriyi göndermiş.

Tam ibretlik bir zincir eczane öyküsü. Norveçli Eczacı Bjarne G. Thune’nin, eczanesi bir ZİNCİR ECZANE grubuna dâhil olduktan sonra yaşadığı sıkıntılar ve sonunda bu sıkıntılara dayanamayıp emekli olmasının hüzünlü hikâyesini anlattığı bu tarihi bildiride, Zincir Eczacılığının bir ülkenin sağlık hizmetlerine ne denli büyük yaralar açtığı açıkça gözler önüne serilmekte.

Şöyle diyor bildirisinde Norveçli Eczacı Bjarne G. Thune ;
“1 Mart 2001 tarihinde Norveç’te, eczane mülkiyet hakkını düzenleyen yeni bir yasa kabul edildi. Yasa yürürlüğe girdikten çok kısa bir süre sonra uluslararası ortaklı üç zincir eczacılık şirketi pazara hâkim oldu.

Eczacılar endişeliydi. Pek çoğumuzun aklına aynı soru geliyordu: Acaba sistemin dışında kalır mıyız? Bir taraftan ne olacağını kestiremediğimiz bu süreç bizi korkutuyor; diğer taraftan da zincir eczacılık şirketlerinin sunduğu cazip teklifler, şirket temsilcilerinin zincir eczanelerine dâhil olmamızı telkin ettikleri onlarca ziyaret ve sayısız telefon görüşmesi ve bu süreçte eczacı meslektaşlarımızın eczanelerini hızla zincir eczane gruplarına satışı aklımızı çeliyordu.

Sonunda ben de eczanemi zincir grubuna satmaya karar verdim. Bu kararımda kendimi haklı buluyordum; çünkü çalışanlarımın hiçbiri işten çıkarılmayacaktı, zincir eczane grubunun üst düzey yöneticilerinin birçoğu eczacıydı ve uygulamada tüm etik kurallara riayet edileceği anlaşılıyordu, eczacılık hizmeti satış odaklı değil, tıpkı eski güzel günlerdeki gibi devam edecekti. Üstelik bana da çok cazip ücretler teklif edilmiş ve zincire dâhil olduğumda da yine eczanemin yöneticisi olarak devam etmem istenmişti. Evet, kararımda haklı olmalıydım…

Kısa bir süre sonra OTC ürünlerinin eczane dışında satışına imkân veren yeni bir düzenleme yürürlüğe girdi ve OTC satışlarımız % 15-20 azaldı. Bu değişiklik karşısında zincir eczane bizden “daha yaratıcı(!)” olmamızı, bize ek gelir getirecek yeni yollar bulmamızı istiyordu.

Artık eczanemizde sadece ilaç, bitkisel ve kozmetik ürünler değil; güneş gözlükleri, spor kıyafet ve ayakkabıları, hatta oyun topları bile satar hale gelmiştik… Eczanemden utanır olmuştum! Geçmişte herkesin aradığını kolayca bulduğu eczanem şimdi tam bir kargaşa içinde, hastalarımın zikzaklar çizerek yürümek zorunda kaldıkları bir labirent halini almış; bebek arabalı ya da tekerlekli sandalyeli hastalar daracık, dolambaçlı yollardan geçemez hale gelmişti.

Üstelik zincir bizden daha fazlasını, çok daha fazlasını bekliyordu. Çalışma saatlerimiz 12 saate çıkarıldı ama çalışan sayımız aynı kalmalıydı. Derken yeni prosedürler: doldurmam gereken akıl almaz formlar, yazmam gereken yığınla rapor ve her ayın ilk günü bir önceki aya ait tüm verilerin saat 15.30’dan önce eksiksiz hazırlanıp zincir yönetimine fakslanması, kendi hazırladığım bütçeyi bir sonraki dönemde tutturma mecburiyetim bunlardan sadece bazıları…

Bütçeyi tutturmakta güçlük çektiğimizde önerdikleri reçete ise basitti: Daha yaratıcı olmak ve belki de birkaç çalışanı işten çıkarmak! Zaman zaman müşteri kılığında eczaneme gelip beni denetleyen müfettişler ve birkaç hafta sonra elime ulaşan değerlendirme raporları ve bu raporlarda yer alan; hasta başına daha az vakit ayırırken daha çok ve pahalı ürünler satmam gerektiği tavsiyeleri karşısında şaşırıyordum.

Yılda bir düzenlenen zincir eczaneler toplantısı adeta Oscar töreni havasında geçiyordu. Çalışan başına en yüksek satış, hasta başına en yüksek satış, en yüksek jenerik ilaç satışı kategorilerinde verilen ödüllerin başarı kriteri tek ve açıktı: Satış! Daha çok satış! İnsan sağlığı değil… Oslo’nun en lüks otelinde, meşhur sanatçıların sahne aldığı, en lezzetli yemeklerin, en kaliteli şarapların sunulduğu bu geceler ağzımda buruk bir tat bırakmıştı.

6 yıllık mücadelenin sonunda 30 yıllık meslek yaşantıma son noktayı koydum: Ayrıldım… Benden sonra ise çalışanlarımın önce ikisi, sonra da dördü işten çıkarıldı.”

* * *
İşte böyle!.. Bugün Norveç’teki toplam 646 eczane var. Bunun 591’i ZİNCİR’e bağlı, 32’si ise hastane eczanesi.

Şimdi Sıra Türkiye’de mi? Buna izin verecek miyiz?

Şimdi, eczacıların her zamankinden daha fazla örgütlü davranmaya ihtiyacı var. Artık bireysel hesapları bir kenara bırakarak hep birlikte tek yürek olarak hareket etmek gerekmektedir.

Eczacının meslek örgütü TEB ve Eczacı odaları ve maddi güç birliğinin adresi ise Ecza Kooperatiflerdir.
Eczacı zincirlenecekse bu zincir onun özgürlüğünü kısıtlayan sermeye zinciri değil, bizzat eczacıyı birbirine daha çok yakınlaştıracak “Kooperatif Zinciri” olmalıdır.
Bugün ,küresel sermayenin saldırılarından korunabilmek için Amerika’da nüfusun %40’ı Avrupa’da ise %46’sı herhangi bir kooperatifin güvenlik şemsiyesi altında örgütlenmişlerdir.

01 Şubat 1931’de İzmir Ticaret Odası’nda yapılan bir toplantıda, Yüce Önderimiz Atatürk kooperatiflerle ilgili olarak şöyle konuşmuştur;
“Kanaatim odur ki, muhakkak suretle birleşmede kuvvet vardır.
Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir.”

Norveçli eczacılar eğer, Atatürk’ü tanımış, onu okumuş olsalardı, bugünkü hale düşerler miydi?
Peki, bize 80 yıl öncesinden ışık tutan bir önderimiz varken, biz onun öğretilerini anlayabilmiş miyiz acaba,Anlamış olsaydık,bugün bunları konuşur muyduk?

Eğer, zincir eczanelerin ülkemizde yapılanmasına izin verilirse, ” eczacılar yabancı veya ulusal tekelci sermaye zincirinin değil, kendi örgütleri olan ecza kooperatiflerinin zincirlerinin bir halkası olarak örgütlenmelidirler” Çok geç olmadan !

 

Öğr. Gör. Bülent KIRAN
TEB.3.Bölge İzmir Eczacı Odası Haysiyet Divanı Başkanı
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Görevlisi

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Ols...

Tüm zorlukları aşmak, daha güzel günlere ulaşmak için birlik ve beraberlik içerisinde çalışan tüm işçi, memur, emekçi kardeşlerimizin e...

IBAN’a para gönderme cezası IBAN’a para gönderme cezası

Artan POS cihazı komisyonları nedeniyle müşterilerden ödemeyi IBAN yoluyla alan işletmelere ağır cezalar yolda. Peki IBAN'a para gönder...

Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi

Mart ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığınız banka hesaplarınıza gönderilmesi planlanmaktadır....

İthalat denetimlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri semineri İthalat denetimlerinde yaşanan sorunlar ...

DIŞ TİCARETTE RİSK ESASLI KONTROL SİSTEMİ (TAREKS) ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEN İTHALAT DENETİMLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SEMİN...

HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTERMİSİNİZ?(Yorum Yok)
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Hocaoğlu Optik
SON EKLENEN HABERLER
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun 1 Mayıs Emek ve Dayanışma...

Tüm zorlukları aşmak, daha güzel günlere ulaşmak için birlik...

IBAN’a para gönderme cezası IBAN’a para gönderm...

Artan POS cihazı komisyonları nedeniyle müşterilerden ödemey...

Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi Mart Ayı Katılım Payı Öde...

Mart ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığı...

İthalat denetimlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri semineri İthalat denetimlerinde ya...

DIŞ TİCARETTE RİSK ESASLI KONTROL SİSTEMİ (TAREKS) ÜZERİNDEN...

Maliye esnafa koştu! Maliye esnafa koştu!

Hazine ve Maliye Bakanlığı KDV istismarını önlemek için hazı...

Güneş Gözlüğü Bir Aksesuar Değildir! Güneş Gözlüğü Bir Aksesua...

Başkan Küçüker, “Güneş gözlüğü bir aksesuar değil, göz sağlı...

Türkiye Göz Sağlığı Araştırması Türkiye Göz Sağlığı Araşt...

Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik...

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...

Tek gözü görmeyenler ehliyet alabiliyor Tek gözü görmeyenler ehli...

Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenl...

Vefat ve başsağlığı Vefat ve başsağlığı

Merhumeye Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Sevenlerine, C...

Magazin HABERLERİ
Web TV