Sabah, dükkanı açmaya çalışıyorum. Aaa, kapı kapalı durmasına rağmen açık. İçerden ney sesi geliyor. Yan taraftan komşum sesleniyor. –Günaydın komşum. Senin ki yine kapıyı kapatmış. Saz eserleri icra ediyor. Sen gelinceye kadar kahve bile içmedi. Bugün transta. Belli. Sabah erkenden geldi. Hani evli değil ki evden kovdular diyelim. İstersen bir çay iç, öyle gir […]
15 Kasım 2014 - 14:05 'de eklendi.
Sabah, dükkanı açmaya çalışıyorum.
Aaa, kapı kapalı durmasına rağmen açık. İçerden ney sesi geliyor. Yan taraftan komşum sesleniyor.
–Günaydın komşum.
Senin ki yine kapıyı kapatmış.
Saz eserleri icra ediyor.
Sen gelinceye kadar kahve bile içmedi.
Bugün transta. Belli. Sabah erkenden geldi. Hani evli değil ki evden kovdular diyelim. İstersen bir çay iç, öyle gir dükkana.
Ata .ney çalıyor.
–Bana kızıyorsun biliyorum da, bu ney denen meret evde çalınmıyor. Bir, iki defa evde oturup çalayım dedim, hevesim çabuk kaçtı.Herkes sessiz, sedasız huşu içinde çalar neyi di mi? Bende de tam tersine.
Az gürültü, az motor sesi falan olacak. Yoksa ses veremiyorum. Bak bunu dinle…
Dinliyorum. Öte yandan gözüm banko da duran, camları yeni gelen siparişimde.
–Bu sabah internetten indirdim. 250 yıllık bir parça. 3.Selim’in nişa bürek makamında bir bestesi. Şu arada verdiği es’lere bak. Hele şurada nasıl bir duygu seli yaşamışsa inlemeye bak. Ney’i yırtacak sanki. Eski adamlar bir başkaymış dostum…
+7,50+ 3,00 ve +6,00+1,50 numaralı çap küçültülerek %50 inceltilmiş RX cam için görünüşte uygun küçük bir çerçeve. Saplar kemik, gövde metal-kemik karışık kombine bir çerçeve. Simonetta Ravizza.
Ata,konuşurken ben gözlüğü yapmaya başladım bile. Öte yandan dünyanın en eski müzikal parçası nedir diye düşünüyorum.
–Biz de Mozart, Bethoven düşkünlüğü var ya, bu eserleri bir dinlesinler; Bak o zamana o bestecilerin yüzüne bakarlar mı? Duygu, Duygu. İnsanı insan yapan şey duygu dur.
Fonda ki saz eserinin eskiliği belki de beni böyle düşündürten. Ata’nın en en yeni çaldığı eserler bile 60-70 yıllık olunca haliyle böyle sorularda kafamı kurcalıyor.
–Biz çek-senetle uğraşalım. Bu dükkanlar, bu gelecek kaygısı var ya, bizi insanlığımızdan çıkarıyor. Yazık bize.
Yazık tabi. Tek camı yapmamız iki dakika sürdü. Vidasını ise 10 dakikadır açamadım. Bu Simonetta ne menem bir modacıdır anlamadım gitti. Öyle bir gözlük tasarlayayım ki; Optisyen arkadaş, kulaklarımı çınlatsın diye düşünmüş olmalı. Camın çerçeveye monte edildiği vidanın üzerine de emniyet vidası yapmış. Görebilmek ne mümkün?
—-Düşünsene Metin. Bundan iki yüz yıl önce İstanbul da cumbalı evinin penceresinden sokağı izleyerek cana rakibi handan edersin şarkısını besteleyen Lavtacı Andon’un eserinde ben nasıl oluyor da aynı duygu yoğunluğunu yaşıyorum. Hayret di mi?
Evet… Dünyanın en eski şarkısı nedir acep? Şiiri, romanı, hikayesi mutlak biliniyordur da, müzikal ezgisi nedir? Kim biliyordur? Öyle bir annenin çocuğuna söylediği ninni dir falan deyip, geciştirmeyin.
Notalara dökülmüş bir ezgiden söz ediyorum. Ya da şöyle sorayım: Bilinen en eski müzikal parça?….
Kulağım da Ata, elimde Simonetta. Önümde 2 sorun var. Bir emniyet vidası, diğeri çerçevenin bombesi. Cam otursa güzel olacak, biliyorum da, oturtmak ne mümkün? Ucu otursa arkası, üstü otursa altı çıkıyor. Öyle sağlam metali var ki, balkon korkulukları gibi. Üzerinde tepinsem faydası yok. Biraz daha yatık traşlıyorum. İnceltilmiş camı traşlamak içime sinmiyor ama, faydası yok. Bombeyi biraz daha düzleştirerek camı zor da olsa takıyorum.
— …Çünkü ben, Lavtacı Andon dan daha farklı bir dünyada yaşıyorum.. Andon, internet nedir? Bilmezdi. Cep telefonu, uçak. Tv, radyo günlük yaşamda olmazsa olmaz ihtiyaçlarımın hiç birini tanımadı. Daha düz ve sade yaşamdan notalara giren bu duygular asırlar sonra bana ulaşıyorsa, ben geleceğin müziğini de merak ederim arkadaş.
Sol camı takmak daha kolay oluyor. Deneyim kazandım ya. Gözlüğü silip kaldırıyorum. Ata hala konuşuyor.
–Günümüzden üç yüz yıl sonra bestelenecek bir eseri nasıl dinleriz? Bunu araştırmak lazım. Neyse sen düşünedur. Ben bir limana kadar gidip geleyim diyor.
Kapıya doğru giderken birden dönüp can alıcı şeyi söylüyor.
–Ya metin, unuttum sana söylemeyi.
Demin yaptığın gözlük vardı ya. onun sahibi aradı. O gözlüğü güneş gözlüğü yapacakmış.‘Daimi gözlük için de çerçeve getirecekmiş.
Kızıyorum. Hammamizade İsmail dede efendiye, Kemani tatyos efendi ye, Tamburi Cemil beye, Böyle insanı alıp götüren besteleri için.
Kızıyorum Neyzen optisyen Ata efendiye. Şimdi mi söylenir bu diyerek.
Kemani Sarkis efendiye uzanıyorum bende.
Kimseye etmem şikayet/ ağlarım ben halime.
Metin Turanlı
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...