a balloon
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat

Optisyenlik programları ve mevzuatımız hk.

Türkiye’de mevcut optisyenlik programlarının sayısı 39’a mevcut kontenjanları ise 2000’lere ulaşmış dolayısı ile önümüzdeki dönemde her yıl ortalama 2000 optisyen daha mezun olacakmış! (Her yeni öğretim yılı başlangıcında dile gelen bu konuda bende geleneği bozmayıp tartışmalara katılayım istedim.)     Bu konuda temel iki bakış var, bir görüşe göre Türkiyede 15000 optisyen açığı var ve […]

23 Eylül 2014 - 0:54 'de eklendi ve 2016 kez görüntülendi. A+A-

Optisyenlik programları ve mevzuatımız hk.

Türkiye’de mevcut optisyenlik programlarının sayısı 39’a mevcut kontenjanları ise 2000’lere ulaşmış dolayısı ile önümüzdeki dönemde her yıl ortalama 2000 optisyen daha mezun olacakmış! (Her yeni öğretim yılı başlangıcında dile gelen bu konuda bende geleneği bozmayıp tartışmalara katılayım istedim.)

 

 

Bu konuda temel iki bakış var, bir görüşe göre Türkiyede 15000 optisyen açığı var ve eğitim şart, karşı görüşe göre ise, bu kadar optisyen sahada istihdam edilemez okul ve kontenjanlarına sınırlama getirilmeli, hatta eğitim süresi (caydırıcılık sağlayabilir umudu ile) dört yıla çıkarılmalı öte yandan bir an önce optisyenler için kamuda kadrolar açılmalı ve bir kısmıda (sektörde!) Fabrikalarda toptancı depolarında istihdam edilmeli bunu teminende yasal düzenlemeler yapılmalı.

 

Ben öncelikle üzerinde daha çok tartışma yapılan ikinci yaklaşıma katkı sunmak istiyorum, şöyleki; görülen o ki önümüzdeki on yıl içinde yaklaşık 15000-20000 optisyen kardeşimiz daha meslektaşlarımız arasında yerlerini alacaklar, bu durumu değiştirebilecek bir güç yada otorite de ortalarda görülmüyor. Dolayısı ile palyatif çözümler üretme gayretleride bu gidişi çok etkilemeyecek. Optisyenleri kamuda istihdam edelim gayretleri ve gerekçeleri bu şartlar altında şu aşamada ne kadar yerinde ve samimidir önce bunu sorgulamak gerekir.

 

Genel yaklaşım ve bakış açısı okullarda verilen eğitimin (bazıları istisna) vasatın üstünde bir kalitesinin olmadığı ve bu okullardan mezun optisyenlerin ise özellikle meslek dersleri konusunda yetersiz oldukları iken, ve bu söylemler yaygın şekilde mesleki medyada tartışmalara yer bulmuş iken; siz devlete ve sektörün sanayici ve toptancılarına bu adamları kadroya alın, bu kadrolar bizleri hem denetlesinler, hemde kullandığımız camların ve çerçevelerin üretim ve satışı aşamasında rol alsınlar diyeceksiniz bu çok inandırıcı ve samimi bir yaklaşımmıdır sorgulamak gerek.

 

Böyle bir yaklaşıma yetkililerin ve sanayicilerin olumlu yanıt verecek kadar şaşırmış olduklarını varsayalım, peki böyle bir durumda kaç optisyeni görev alması gereken asli zeminden uzak tutabilirsiniz! Türkiye idari anlamda 81 il ve 957 ilçeden ibarettir, her il merkezinde il sağlık müdürlüklerinde, ilçelerde ise sağlık grup başkanlıklarında istihdam ettirebileceğiniz sayı maksimum ikişer kişiden olsa bir yıllık mezun sayısını dahi zor karşılar. Devletin, SGK geri ödemelerinde hep söylenen (binde altıya) sıkışmış bir sahada ikibin kişiyi istihdam edeceğini düşünmek ise çok romantik bir yaklaşımdır. Fabrika ve depoların ise optisyen istihdam edeceğini beklemek, tıbbi cihaz satış ve reklam düzenlemelerindeki maddeler göz önüne alındığında (en azından önümüzdeki beş on yıl boyunca) hiç olmayacak bir beklentidir.

 

Özetle optisyenleri yetersiz bulan ve bir an önce kamuda istihdamını bekleyen görüş bunu dile getirirken, esasen optisyen enflasyonundan bir süreliğine olsun kurtulmak isteyen bir kesimdir. Öte yandan bu taleplerin yanında kendi adlarına saf tutan optisyen kardeşlerimizde ise, sahadaki felaketi görüp tabiri caizse kapağı devlete atma telaşı olduğunu söylemek çok da hatalı bir tespit olmaz sanırım.(Bu veya benzeri önerileri söyleyen veya öneren çok samimi ve art niyetsiz dostlarım olduğunuda burada ifade etmem gerekir, benim gönlümde kendileri bu tartışmaların tamamen üstünde ve dışındadırlar)

 

Şimdi konuya bambaşka bir açıdan bakalım, bu saatten sonra kullanacağım ifadeler bir kesim tarafından hiç anlaşılmadan yada anlama gayretine dahi kalkışılmadan ağır şekilde yargılanacaktır. Ancak bu ve benzeri endişelerle inandığımız gerçekleri ifade etmekten imtina etmek bu mesleğe karşı olan sorumluluğumuz gereği bize haramdır, o nedenle çok açık ifadeler kullanmaya gayret göstereceğim.

 

Sırasıyla söylemem gerekirse; evet Türkiyede optisyen açığı vardır ve bu açık mevcut okulların kontenjanları ile dahi 5-6 seneden önce karşılanamaz. Öte yandan (aşağıda sırası ile değineceğim) yasal düzenlemeler hiçe sayılırsa halihazırda bu gün için bile optisyen fazlalılığı olduğunu söylemek mümkündür.
Peki böylesine çelişkili görülen ifadeler nasıl kullanılabilir şimdi birazda ona bakalım.
Yakın dönemde elde ettiğim resmi verilere göre Türkiye nüfusu 76 milyon 667 bin ve Türkiyede faaliyet gösteren optisyenlik müessesesi sayısı 5497 dir bu rakamlara göre 13947 kişiye bir optisyenlik müessesesi düşmektedir. Gözlük kullanan kesim toplumun yüzde yirmisini bulsa her müessesenin potansiyel yaklaşık 2800 kişilik bir portföyü olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalırız, devamında bu kişilerin iki yılda bir gözlük yenileyeceğini varsaysak ortalama yıllık 1400 ‘müşterisi’ olur. En nihayetinde günde 5-6 hastaya servis verecek mağazalardan bahsediyoruz. Bu ortalama sayıların üzerinde iş yapan bir müessesenin sahibi yada ortağı iseniz bu şartlarda iyi durumda sayılırsınız. Böyle bakınca hem optisyenlik müesseseleri hemde onların açılmasına vesile olan gözlükçü ve optisyen sayıları gereğinden fazladır. Bırakınız yenilerinin açılmasını mevcut olan okullar bile on yıl kapatılsa yeridir diyebilirsiniz.

 

 

Peki durum yukarıda anlatıldığı gibimi yada öylemi olmalı. Her sahada olduğu gibi devlet bu sahadada bir takım hukuki düzenlemeler yapmış ve bazı olmazsa olmaz şartları işaret etmiştir. Bunların en başında (daha açık ifadeler yer aldığı için optisyenlik müesseselerinin faaliyetlerini işaret eden yönetmeliğimizin ilgi maddelerine bakmak gerekir) yönetmeliğimizin 4. Bölümünde yer alan “Mesul Müdür ve Diğer Personel” başlığına ve alt başlıklarına bakmak gerekir.
MADDE 13 – (1) Her optisyenlik müessesesinde, 5 inci maddeye uygun olarak optisyenlik mesleğini icra etme yetkisini haiz olan bir kişi, mesul müdür olarak çalışır.

 

Madde alt fıkralarında yer alan şu ifadeyi de iyice anlayalım,
Mesul Müdürün görev ve yetkilerinden biri aşağıdaki gibidir,
c) Müessesede adına personel çalışma belgesi düzenlenen optisyenin ayrılması durumunda, çalışma belgesini ayrılış tarihinden itibaren en geç bir hafta içerisinde il müdürlüğüne iade etmek.

Aynı Yönetmeliğin devam maddesinde bakın kanun koyucudan güç alan yürütme ne diyor,

Mesul müdürün kısa süreli ayrılması

MADDE 14 – (1) Mesul müdürün müessesede bizzat bulunması esastır.

a) Optisyenlik müessesesinin mesul müdürü yıl içerisinde toplam otuz gün izin kullanabilir. Mesul müdür izne ayrılmadan önce kullanacağı izin süresi ile geçici olarak yerine mesul müdürlük yapacak olan ve buYönetmelikte belirtilen şartları haiz bir kişi müessese tarafından il müdürlüğüne bildirilir. Aksi halde bu süre zarfında müessesede reçeteli optik ürünlerin satışı yapılamaz.

b) Mesul müdürün, hastalık ve sair zorlayıcı sebeplerden dolayı bir aydan fazla olmamak üzere müesseseden ayrılması durumunda, mazeret halinin ortaya çıkmasından itibaren kırk sekiz saatiçerisinde bir dilekçe ile il müdürlüğüne bilgi verilir.

 

Buraya kadar yazılan çizilenden kafası karışanlar olabileceği için en açık ifadeyi aşağıdaki maddede görmek mümkün, bakalım aşağıdaki maddeyi okuyunca hala optisyen sayısı çok bu kadar okul ve kontenjan olmamalı diyebilecekmisiniz.

 

Diğer personel

MADDE 17 – (1) Optisyenlik müessesesinde, mesul müdür haricinde başka optisyen veya gözlükçü ruhsatnamesi olan kişiler, ek-3’te yer alan personel çalışma belgesi düzenlenmesi kaydıyla çalışabilir.

(2) Ayrıca müessesede optisyenlik mesleği haricindeki işleri yürütmek üzere yeteri kadar personel çalıştırılabilir.

 

Evet sevgili meslektaşlarım yukarıdaki beş satırlık düzenleme Türkiyede faaliyet gösteren optisyenlik müesseselerinin yüzde 98-99’unun sağlayamadığı bir standardı işaret ediyor, önümüzdeki dönem Yönetmeliğin 17. Maddesinin gereklerinin yerine getirilip getirimediğinin sorgulanacağı bir yeni dönem olacaktır, yeni dönem sağdan soldan hiçbir mesleki yeterlilikleri sorgulanmadan bulunup buluşturulan mesul müdürlere sadece diplomalarının hatırına maaş verildiği, ve bu yolla açılan derme çatma çok şubeli uydurma zincir mağazaların birer birer kapanacağı, aksine mağaza çalışanlarının hemen hepsinin diplomalı optisyen olduğu ve ciddi kurumsal zincirler karşısında dahi yeterliliğini kanıtlamış butik mağazaların kalabildiği bir dönem olacak. Siz istesenizde istemesenizde… şimdi daha zaman varken tedbirinizi alın, sadece ticari ihtiraslarınız ve basit egolarınız için açtığınız ve son model otomatik makinalarınıza ve güzel şık satış elemanlarınıza teslim ettiğiniz mağazalarınızı tekrar bir gözden geçirin ve bu mağazalarınızı korumak istiyorsanız, 17. Maddeyi bir daha bir daha okuyun ve bu mağazaları gerçek sahiplerine teslim etmeye hazır ve gönüllü olun. Hem belki böyle yaparsanız, biz hiç hasta olamayacakmıyız bahanesiyle şikayet etmek zorunda kalmadan, tatile de gidebilirsiniz. Bu konuda yazdıklarıma inanmayan ama içine kuşku düşenler üye oldukları cemiyetlerin temsilcilerine sorularını sorabilirler.

 

 

“Bana bir soygun yaz” filminde bir mafya babası karekteri vardı, Hacamat ağbi namlı, kendince arapça farsça birşeyler mırıldandıktan sonra karşısındakine şöyle bir bakar ve “bak mümin kitapta şöyle diyor” diye tercüme ederdi.
Biz, her ne kadar türkçe yazan kanun yönetmelik maddeleri naklediyor olsak da, bazı müminlerde hala ilave açıklamaya ihtiyaç kalıyor. O zaman ne yapalım, daha bir açıklayıcı olalım.
Bakın müminler yönetmelikde ne diyor, diyor ki;
“MADDE 17 – (1) Optisyenlik müessesesinde, mesul müdür haricinde başka optisyen veya gözlükçü ruhsatnamesi olan kişiler, ek-3’te yer alan personel çalışma belgesi düzenlenmesi kaydıyla çalışabilir.” Diyor yani ne diyormuş, gözlükçü dükkanlarında mesul müdür dışında bir başka gözlükçü yada asri tabir ile optisyen dahi yek başına benden habersiz ve dahi izinsiz çalışamaz diyormuş yani o mağazalar dingonun ahırı değil orada olandan ve dahü çalışandan haberim ola diyormuş. Yani ez cümle gözlükleri duvarda asılı olan diploma yada ruhsat değil sen, yada istihdam ettiğin ve bundan dolayıda idareyi bilgilendirip adına çalışma belgesi düzenlenen gözlükçü/optisyen yapacak diyormuş. Ey müminler, sıkıntı basmasın birçoğunuzun yıllardır vida sıkmayı unuttuğu bir ortamda güzel ülkemde atölyelerinizde ve tezgahlarınızda çalışacak çok miktarda optisyen de yetişiyor artık, her mal ve hizmetin bolluğu misali optisyen bolluğu devride başladı, bunada hamd etmeniz gerekir. Anadolunun bir vilayetinde bir ruhsat talep derneği kurulmuştu, kurulmuştu da adamlar taleplerini Ankarada nasıl anlattılar yada anlatamadılarsa (talep ettikleri ruhsatları alamadılar ama) memlekette talep ettikleri ruhsat sayısı kadar okul açıldı. Eh bu da bir şeydir. Kısacası mü’minler artık dükkanlarınızda ehliyetsiz atölyeci ve cicili bicili satış elemanları çalıştıramayacaksınız, bu kadroların yerini optisyenler alacak merak etmeyin siz onlara da kısa zamanda para kazanamadığınız (ama şayet olmazlarsa batarız korkusu ile) marka çerçeveleride bedavaya satmayı öğretirsiniz…
Devamında yönetmelik bu konuda en son ne demiş mü’minler birde ona bakalım;
“(2) Ayrıca müessesede optisyenlik mesleği haricindeki işleri yürütmek üzere yeteri kadar personel çalıştırılabilir.” Demiş. Türkçe yazıyor ama biz yine de çevirelim, dükkanda diyor, hasta kabulden, reçete okumakdan, çerçeve beğendirmekten, pupil ölçüsü almaktan (zaten aldığınız yok da), cam tavsiye etmekten, atölyede gözlüğü yapmaktan, hastaya uygun ayarları yapıp hastaya teslim etmekten, gayrısı için yeteri kadar personel çalıştırabilirsiniz diyor, yaa mü’minler işte böyle sizin elemanlarınız için biçilen don bu, ben yazmadım/yazdırmadım, böyle yazılmış.
Diyebilirsiniz ki bu kanunda yönetmelikte yıllardır var kimsede böyle bir uygulama yapmadı, bir şey olduğuda olacağıda yok ne gam! Doğrudur mü’minler yanlız unutmayın her geçiş döneminin de bir esneklik devri olur, şu kerameti kendinden menkul “hem uzman hem ekonomik” meslektaşlarımız bir bu kalıba uymaya görsünler, bilenler bilir bilmeyenler de bilenlerden sorup öğrensinler, marmara çırası nasıl yanar. Bu ara Sağlık Bakanlığına bir sorun bakalım gözlükçü/ optisyen olmadığı halde kendini bu sıfatlara haizmiş gibi takdim etmenin cezası kaç para olmuş.
Şimdi dönüp te bana hatır gönül koymayın, bir an önce mağazalarınızın yasa karşısındaki durumunu sorgulamaya ve varsa eksiklerini gidermeye çalışın, evet mü’minler bu günlük de bu kadar kalın sağlıcakla…
Saygılarımla,

 

Kamil Nuri Gizer

Etiketler :
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
Almanya Türkiye’yi örnek aldı! Almanya Türkiye’yi örnek aldı!

Sağlık ticareti: AOK ile e-reçete pilot projesi- 73 milyon kişiye yasal sağlık sigortası sağlamaya devam edebilmek için 1 Temmuz 2027'y...

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Ols...

Tüm zorlukları aşmak, daha güzel günlere ulaşmak için birlik ve beraberlik içerisinde çalışan tüm işçi, memur, emekçi kardeşlerimizin e...

IBAN’a para gönderme cezası IBAN’a para gönderme cezası

Artan POS cihazı komisyonları nedeniyle müşterilerden ödemeyi IBAN yoluyla alan işletmelere ağır cezalar yolda. Peki IBAN'a para gönder...

Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi

Mart ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığınız banka hesaplarınıza gönderilmesi planlanmaktadır....

HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTERMİSİNİZ?(1 Yorum)
Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Kamil nuri gizer
Kamil nuri gizer
26 Eylül 2014 17:25

Sevgili Çağatay kardeşim, samimi yorumunuzu okudum optisyenlerin kamuda mesleğimizle ilgili birimlerde istihdamı talebinden bir rahatsızlığım yok, benim temel rahatsızlığım, bu yolu sürekli ifade edenlerin, esasen optisyen kardeşlerimizi aldıkları mesleki eğitimi yaşayıp yaşatacakları optisyenlik müesseselerine kabul etmekteki gönülsüzlükleri. 5193 sayılı kanun ve ilgi yönetmeliğinin 17. Maddesi 1 ve özelliklede 2. Fıkralarına atıfta bulunmamın esas gayesi de budur. Face üzerinden tanışıklığımız başlayınca sayfanızıda takip etmeye başladım, onurlu genç ve samimi duruşunuz hayatınız boyunca devam etsin dileklerimle iyi günler dilerim, birgün yüzyüzede tanışmak ümidiyle.

Hocaoğlu Optik
SON EKLENEN HABERLER
Almanya Türkiye’yi örnek aldı! Almanya Türkiye’yi ...

Sağlık ticareti: AOK ile e-reçete pilot projesi- 73 milyon k...

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun 1 Mayıs Emek ve Dayanışma...

Tüm zorlukları aşmak, daha güzel günlere ulaşmak için birlik...

IBAN’a para gönderme cezası IBAN’a para gönderm...

Artan POS cihazı komisyonları nedeniyle müşterilerden ödemey...

Mart Ayı Katılım Payı Ödemesi Mart Ayı Katılım Payı Öde...

Mart ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığı...

İthalat denetimlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri semineri İthalat denetimlerinde ya...

DIŞ TİCARETTE RİSK ESASLI KONTROL SİSTEMİ (TAREKS) ÜZERİNDEN...

Maliye esnafa koştu! Maliye esnafa koştu!

Hazine ve Maliye Bakanlığı KDV istismarını önlemek için hazı...

Güneş Gözlüğü Bir Aksesuar Değildir! Güneş Gözlüğü Bir Aksesua...

Başkan Küçüker, “Güneş gözlüğü bir aksesuar değil, göz sağlı...

Türkiye Göz Sağlığı Araştırması Türkiye Göz Sağlığı Araşt...

Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik...

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...

Tek gözü görmeyenler ehliyet alabiliyor Tek gözü görmeyenler ehli...

Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenl...

Magazin HABERLERİ
Web TV