‘’Ben, senin yerine karar veremem. Kendinle ilgili kararları verecek yaştasın. En önemlisi utanmayı bilen birisin. Sahi annen n’apıyor? ‘’ Bunu hep yapıyor. Söz utanma ya da vefasızlıktan açılınca aklına hep annem geliyor. Üniversite bursu kesilince belki biraz katkısı olur diye hatır sormaya geldiğim dayımdan bol bol nasihat alıyorum. Derslerimi özellikle sormuyor. Benimle ilgili bir şeyleri merak […]
30 Mart 2014 - 1:40 'de eklendi.
‘’Ben, senin yerine karar veremem. Kendinle ilgili kararları verecek yaştasın. En önemlisi utanmayı bilen birisin. Sahi annen n’apıyor? ‘’
Bunu hep yapıyor. Söz utanma ya da vefasızlıktan açılınca aklına hep annem geliyor. Üniversite bursu kesilince belki biraz katkısı olur diye hatır sormaya geldiğim dayımdan bol bol nasihat alıyorum. Derslerimi özellikle sormuyor. Benimle ilgili bir şeyleri merak ederse sorumluluğunun artacağından korktuğundan yuvarlak laflarla konudan konuya atlıyor. Arada sanki burnunda bir şey varmış gibi burnunu siliyor.
‘’Baban idare edilmesi kolay biriydi. O bile annene dayanamadıysa düşün artık. ‘’ Başım önde olduğu için daha bir rahat oynuyor burnuyla. Arada küçük parmağının bayağı bir içeriye girdiğini görüyorum.
‘’ Kadın vardır insanı vezir eder,kadın vardır insanı rezil eder. Annenin lüks merakı sizi böyle zor duruma sokan. ”Cemilll…’’
Şimdi daha iyi görüyorum. Parmakları arasında yuvarlana yuvarlana küçük bir top şeklini alan tartar, elinden kayarak sandalyenin ayakları arasına düşerek kendini kurtardı..
‘’ Cemil, ben bankaya gidiyorum. Şurdan yemek söyleyin, tufanla beraber yersiniz.’’
‘’Tufan n’aber lan. Nasıl karı-kız olayın var mı ? ‘’
Yaşıtım dayıoğlu, babasından farklı değil. Konuları farklı olmakla beraber o da nasihat vermeyi seviyor. Sanki sormuşum gibi ‘’ uzun süreli manita yapmıcan oğlum. Etraf karı dolu. Vur-kaç yapıcan . ‘’
Gözüm sıra sıra dizilmiş gözlük kutularında. Üzerinde by marcolin yazan çerçeve kutuları tek tek boşaltıyor önümüzde ki sehpaya. O anda fark ediyorum. Geriye doğru koltuğa yaslanarak önünü sıvazlıyor. ‘’ Bizim buralar paralı asker dolu. Dün akşam bizim muhasebeciyle 2 Rus ayarladık, görsen ilik gibi…’’
Kot pantolonunun ağ kısmının rengi kendinden mi açık, yoksa oynayarak mı rengini açmış belli değil. Anlattıkları inandırıcı olmasa da, o zevkten 4 köşe olmuş yüzüyle hala kaşımakla meşgul. Babasına karşı başım önümdeki durumum neden embesil oğluna karşı devam etmekte anlamıyorum. Kendime kızarak dışarı çıktığımda biri koluma yapışıverdi:
‘’ Tufan ne işin var burada? ‘’
‘’Enişte !.. ‘’
‘’ Enişte ya! Böyle yakalarlar adamı. Gel gel ofise geçelim..’’
Hiç te yakalanmak istemediğim bir durumdu. İnsanın bütün akrabalarının aynı mesleği yapıp aynı iş hanında olması ne feci bir şey. Kapı girişine fırlattığı balgam bile umurumda değil.
‘’ Akşam halanla konuştuk, yurt dışına gitmek istiyormuşsun ha ? ‘’
Bugün niye böyle ezik hissediyorum kendimi bilemiyorum. Sanki birileri üzerime çullanmış, başımı eğik tutmam için bastırıyor.
‘’ Yurt dışı, murt dışı hayal oğlum. Bak. Elin adamlarına bu cam deposunda dünyanın parasını veriyorum. Gel bir işin ucundan da sen tut. Dayınla falan ne işin olur senin… ‘’
Masa da selpak kalmadı. Bulduğu her kağıt mendile balgam atıp, bir de kontrol ediyor.
‘’ Gülüyorsun di mi? Rengine bakıyorum. Doktor balgamda hafif kızıllık olursa dikkat et demişti ‘’ ardından devam ediyor,
‘’ Bak oğlum, seni sıkmam. Buraya manita falan da getirebilirsin.’’
Gevrek gevrek gülüyor .
’’ İcabında benim odayı bile kullanabilirsin. ’’ Göz kırpıyor. Son sözle niyetini belli ediyor.
‘’ Hani arkadaşları falan da varsa, tüm masrafınızı karşılarım, ona göre…’’
Nasıl bir bahaneyle kendimi dışarı attım bilemiyorum. Tam vaktinde kantindeyim. Begüm eliyle beni çağırıyor. Okul çıkışı Çöplüğe gitmekten bahsediyor. DJ Pepe ‘nin karaoke partisi varmış. İyide dinleyen kim? Gözüm Tarcan’ ın tarak temizlemesine takılmış. Kovboy filmlerinde dişlerinin arasına kürdan sıkıştırıp, elinde çakı ile tahta yontan tipler görürsünüz ya! Aynı umursamazlıkta… Çok önemli bir şey yapıyormuş gibi, atkuyruğu saçlarını taradığı yassı ve enli tarağını toplu iğne ile temizlerken ‘’ gel be oğlum,çok eğlenicez ya ! ‘’ diyor.
‘’ Beyefendi 2 saattir bekliyorum. Benden sonra gelen birçok kişi işini halletti, biz hala bekliyoruz. Böyle ayrımcılık olmaz ki! Ben de bankanızın müşterisiyim. Ama o öncelik sağlayan kartı kullanmayı reddediyorum. Herkese eşit davranmalısınız. Ayıp be !..’’
Kulağımda ki akıntıyı hissediyorum. Ara ara böyle akıyor. Eskiden beri bu orta kulak iltihabını yaşarım. Elimdeki banka sıra numarasını farkında olmadan kıvırıp kürdan haline getirmişim. 377 numaralı kağıt şimdi kulağımın duvarlarını kazıyor. Çok tatlı bir kaşıntı. İltihabik tarafına elimi dokundurmadan temiz tarafıyla tekrar kulağımı kaşıyormuşum. Kadının haklı bağırtısıyla beraber, yanındaki veletin beni incelemesiyle kendime geliyorum. Bugün için yüksek sesle ilk dik duruşum :
‘’ He valla, kadın haklı…’’
Metin Turanlı
Depremler, sadece fay hatlarını değil, toplumsal refleksleri...
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...
Eğer optik sektöründe çalışıyorsanız, anketime katılarak hem...
Mekânın cennet olsun sebebi hayatım Gözlükçübaşı Sedat Hoca ...
Kendilerini ve mesleğimize kazandırdıklarını iyi duygularla ...
UV koruyucu ve CE belgeli ürünler, TİTCK tarafından tıbbi ci...
Birileri hâlâ rahatça “Optometrist” unvanını kullanabiliyor,...
Görmek bazen net bir camla başlar ama asıl mesele onun ardın...
Antalya'nın Manavgat ilçesinde kaçakçılıkla mücadele kapsamı...
Meslek camiamızın büyük çınarlarından, gönüllerimizde derin ...