Yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu hissediyordum. Sanki her şey yeniden başlayacaktı. Genellikle böyle duyguları ilk baharda yaşarsınız. Hayatının sonbaharını yaşayanlarda ise daha yoğundur bu duygu.
24 Aralık 2012 - 11:47 'de eklendi.
Toprağın içinden çıkan belli belirsiz bir filiz gördüğünüzde önce sevinirsiniz.
Sonra eğilirsiniz. Elinizi bile süremezsiniz. Hele bir de ikincisini gördüğünüzde değme gitsin keyfinize. Korkarsınız başlarına bir şey gelecek diye. Koruma iç güdünüz harekete geçer. Ara sıra yanlarına uğrarsınız. Gözünüz hep onlardadır. Büyümesini istersiniz. Büyüdükçe de onlarla konuşursunuz. Bu konuşmaya şahit olanlar da hakkınızda ne düşüneceklerse düşünsünler, hiiiç aldırış etmezsiniz… Bu filizlerin büyümesini sağlamak için elinizden ne geliyorsa yapmaya çalışırsınız.
Sedat Ertunk, Gözlükçülerin Babası. 1974-1994 arası. Sedat Baba’yı tanıyanlar bilir. O çok güzel bir insandı. Kendine özgü bir de gülüşü vardı. Dile kolay tam yirmi yıl dernek başkanlığı yaptı. Sedat Baba neyi temsil ediyordu? Hiç duraksamadan söyleyelim, gözlükçülerin çıkarlarını temsil ediyordu. Ya ondan sonra gelenler? Gözlükçüleri temsil etmedikleri kesin. Yine hiç duraksamadan söyleyebiliriz ki onlar belirli bir azınlığın temsilcisi oldular. Bugün sektörümüzde yaşanan olumsuzlukların nedeni, o ara dönemde ki yöneticilerin, mesleğimizin çıkarlarını değil kendi çıkarlarını ön plana almalarındandı. Bu nedenle bu yıllar bizim için yani gözlükçüler için KAYBEDİLEN YILLARDIR.
Volkan Yılmaz arkadaşimız bir yazısında: “… Karşımızda savaşan filan yok. DÜŞMANA ELLERİYLE VERİLMİŞ BİR MESLEK VAR.” diyor. Bu tesbit doğrudur. Peki, elleriyle verilmiş bir meslek varsa, bunlar kimin elleridir? Şimdi herkes kendi ellerine bir baksın. Kendinizi hiç yormayın. Ben söyleyeyim BUNLAR BİZİM ELLERİMİZDİR. Şunu bilmeliyiz ki görünüşte sanki savaşan birileri yok. Ama bu sadece görünüşte böyledir. Aslında var. Buna PSİKOLOJİK SAVAŞ diyorlar. Günümüz dünyasında bu çok geçerli. “Boşu boşuna direnmeyin. Bu iş çoktan bitti, bunu kabullenin. Biz güçlüyüz, kalanlar da teslim olsun.” diyorlar. Sektörümüz gerçekten de bu aşamayı yaşıyor. Maalesef geldiğimiz nokta bu. Önce bir korku ortamı yaratılıyor sonra kendi sözcüleriyle beyinler bombardımana tutulup ele geçiriliyor. Bundan sonrası ise çok kolay. Elbise ve ayakkabınla dolaşıyorsun ama içinde sen yoksun.
Yolladığım bir yorumda, ” Bazı olayların önemi yıllar sonra daha iyi anlaşılır.” demiştim. Ben burada, TOOMD’nin 24 Haziran seçimlerine ve İstanbul Gözlükçüler Derneği’nin fesih kararının önemine dikkat çekmek istemiştim. Bana göre 24 Haziran seçimleriyle onsekiz yıllık bir aradan sonra Sedat Baba anlayışı yeniden yönetime gelmiştir. Bu zaman kaybının bedeli çok ağır olmuştur. Bunları bileceğiz. İşimiz çok zor. Ama şunu da bileceğiz. Kesinlikle umutsuzluğa düşmeyeceğiz. Aklımızı öne alıp safları sıklaştıracağız. Bence olağanüstü bir dönemi yaşıyoruz. Istanbul boğazına benziyor. Milyonlarca insan hergün işine gücüne buradan gidip geliyor ama kimse altından geçen ters akıntıların farkında değil. Bugünkü yeni yönetim Sedat Baba’dan bayrağı teslim almıştır. Kimsenin kuşkusu olmasın ki bu bayrak düşürülmeden daha ileriye taşınacaktır. TOOMD gözlükçülük tarihinin köklerinden beslenmektedir. Gücü buradan gelmektedir. Peki, bu gelenek iktidara gelirse ne yapar?
Bunu bilmek için müneccim olmaya hiç gerek yok. Bu gelenek iktidara gelirse önce İstanbul’u sonra da tüm Türkiye’yi birleştirir. İşte bundan korkuyorlardı. Korktukları başlarına geldi. Kurumuş ve çatlamış bir toprağın suya olan hasreti neyse tüm gözlükçülerin hasreti GÖZLÜKÇÜLERİN BİRLİĞİ değil miydi? Tüm Anadolu’nun birleşebilmesi için de İstanbul’un önce kendi içinde birliğini sağlaması gerekmiyor muydu? Öyle de oldu. Burada Sayın Rıfat Küpeli’nin şu çarpıcı sözlerini aktarmadan geçemeyeceğim. ” Ayrışma için değil BİRLEŞMEK İÇİN AYRILMIŞTIK.” Bundan korkuyorlardı. Korktukları başlarına geldi. Istanbul kendine yakışanı yaptı. Kördüğüm çözüldü bir kere. Baraj kapakları açıldı. Yıllardır büyük bir heyecanla ANADOLU bunu bekliyordu. Siz yapılan ve yapılacak olan kongreleri sadece kongre olarak görürseniz yanılırsınız. Olan ve yaşanan aslında bir bayramdır.
BU GÖZLÜKÇÜLERİN BAYRAMIDIR.
Bu yeni yönetimin ilk eseri Optik Koop’un kurulmasına öncülük etmesidir. Kooperatifin kurulması, BİZ OLMANIN temelinin atılmasıydı. Önemi buradan gelir. FİLİZ, KENDİ FİLİZİNİ YARATMIŞTI. Bundan korkuyorlardı. Korktukları başlarına geldi. O yüzden birileri bizim sokağımızda dolaşıp duruyor. Dolaşsınlar .Kimin umurunda. Bırakalım onları kendi hallerine. Yalnızlıkları içinde çırpınıp dursunlar. Her olayda keyif alınacak bir yan vardır. Onların bu çırpınışları bizim doğru yolda olduğumuzun bir kanıtıdır. Ne güzel atasözlerimiz vardır bizim. İT ÜRÜR, KERVAN YÜRÜR.
Göray UĞURLU
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
BARIŞCIL YOLLARLA YENİDEN BİRLEŞME BİR TARAFIN DİĞER TARAFI YUTMASI
ANLAMINA GELMEMEKTEDİR
ayrılma hakkının tam demokratik ve kullanım teminatıdır özgürlüğünün gerçekleşmesini istemektir
uzun süren ayrılığın neden olduğu YABANCILAŞMA ortadan kaldırabilecek birbirini daha iyi
tamamlıya bilecek meslektaşlarımızın ortak kalkınma amacıyla bir araya gemişlerdir bunu başarmak
için elimizden gelen en büyük çabayı sarf edeceğiz ve bunu en iyi şekilde yapacağız
BİRLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTEMEDEN YALNIZCA AYRILMA HAKKINI
KULLANILMASINI SAVUNMAK EZİLEN MESLEKTAŞ VE ÜYELERİMİZİ ONLARI EZEN VE
EZİLEN SİSTEME TESLİM ETMEKTİR
DÜŞÜNCEM ŞUDUR SAYGI DEĞER DOSTLARIM
ÖRGÜTLÜ MESLEKTAŞ YENİLMEZ ÖRGÜTSÜZ MESLEKTAŞ KÖLEDİR ,,,,
Yılların size verdiği oksijen ile öyle bir bitki yaratmışsınızki birikimlerinizle.Size şunu sormadan edemiyorum.;
Bu yaştan sonra GÖZLÜKÇÜLER İÇİN KENDİNİZİ PARÇALAMANIZIN SEBEBİ NE???
Çok değil az aklı olan bile anlamalıdırki,hiç bir çıkar gözetmemek üzere bir davanın peşinde koşan saygıdeğer beyinler taşlanmamalı aksine çıkarsız oldugunu düşünerek menfaatlerimizi koruduklarını,bu mesleği ne pahasına olursa olsun ayakta tutup saygın bi hale getirmeye çalışmalarını desteklemeliyiz.
Sayın Uğurlu şimdiye kadar eski yönetimin yaptıklarını şiddetle kınadım ve yeni dernek açılır açılmazda üyeliğimi oraya aktardım.Çaresizdik çünkü tek lerdi ve istedikleri gibi çalıp söylediler bizleride ortada AYI gibi oynattılar.Kör mü olmuş gözler ,uyuşmuşmu beyinler…
arkadaşları mantıklı düşününmeye davet ediyorum…
SAYGILARIMLA…
Sayın Ugurlu,
Yazılarınızı uzun zamandır takip etmekteyim. Da Vinci şifresi gibi yazıyorsunuz, defalarca okudukça şifrelerini çözüyorum. Birde diğer yazılarınızla birleştirerek bütünü oluşturuyorum.
Sizi zevkle takip ediyoruz.
Teşekkürler
Sn Güray bey kaleminize ,emeğinize sağlık ne güzel bir yazı olmuş ,gerekli yerlerde ,gerekli msjları umarımki almışlardır.